Türkiye'de artan hayat pahalılığı, genel sağlığın önemli bir parçası olan ağız ve diş sağlığını da vuruyor. Belirli bir yaşı geçtikten sonra artan diş problemi en çok emeklileri zor durumda bırakıyor. Ortalama en uygun implant tedavisi 20 bin lirayken, en düşük emekli maaşı ise 16 bin 881 lira. Yerli implant 20 bin lira, ithal implantlar ise 30-60 bin arasında ve bu implantları sigorta karşılamıyor.
‘Kredi çekiyor’
Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, Türkiye’de sağlık harcamalarının kısa sürede yüzde 100’ü aşan oranlarda artmasının ağız ve diş sağlığı hizmetlerini temel bir ihtiyaç olmaktan çıkarıp erişilmesi zor bir alana dönüştürdüğünü vurguladı. Doğruyol, “Ekonomik koşulların ağırlaştığı ortamda, emekli gelirlerinin 16 bin lira düzeyinde kalması, özellikle yüksek maliyetli tedavilere ulaşımı neredeyse imkânsız hale getiriyor. Ağız ve diş sağlığında temel kabul edilen implant ve ortodonti gibi tedaviler, mevcut fiyat yapısı nedeniyle emeklilerin bütçesiyle örtüşmüyor. Diş implantlarının maliyeti bu durumun en çarpıcı göstergelerinden biri. Yerli implantlar 20–25 bin lira seviyesine ulaşırken, ithal implantların fiyatı 30 ila 60 bin lira arasında değişiyor. Tek bir diş için gerekli olan bu tutar, emekli aylığının tamamından fazla. İmplantları yoksul emekçi insanlar kullanamıyor. Kredi çekerek ancak birkaç implant dış takabiliyorlar. İmplant uygulanmadan önce yapılan ölçümler, görüntülemeler, geçici protezler ve ek işlemler de hesaba katıldığında tedavinin toplam bedeli daha fazla oluyor” dedi.

‘Suriyeliye ücretsiz’
Kamu hastanelerinde randevu sisteminin yoğunluğunun, özellikle yaşlılar ve sabit gelirli bireyler için tedaviyi geciktiren bir başka engel oluşturduğunu aktaran Doğruyol, “Ağız ve diş sağlığı kliniklerinde aylar sonrasına verilen randevular, düzenli kontrollerin aksamasına, basit sorunların ilerlemesine ve daha maliyetli tedavilerin ortaya çıkmasına yol açıyor. Özel sektöre yönelen vatandaşlar ise yüksek fiyatlarla karşı karşıya kalıyor. Böyle bir tabloda emeklilerin implant, ortodonti veya diğer diş tedavilerini karşılaması çoğu zaman mümkün olmuyor. Suriyelilerin ve milletvekillerinin sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanması, kendi vatandaşının ise temel tedaviler için yüksek bedeller ödemek zorunda kalması ne kadar adil? Özellikle ağız ve diş sağlığı gibi maliyetli hizmetlerde, yabancı uyruklulara sağlanan kapsamlı destek ile emeklilerin aynı hizmetlere erişememesi arasındaki fark, sosyal adalet açısından eşitsiz olduğu görülüyor” diye konuştu.
‘Erişilmez noktada’
Emekli maaşlarının güncel sağlık harcamaları karşısında giderek eridiğini aktaran Ahmet Doğruyol, “Ağız ve diş sağlığı, yalnızca estetik bir ihtiyaç değil; doğrudan beslenmeyi, sindirimi, genel sağlığı ve yaşam kalitesini etkileyen bir alan olmasına rağmen, mevcut ekonomik koşullarda emekliler bu hizmetlere ulaşamıyor. İmplant, ortodonti ve diğer temel tedavilerin maliyeti, emekli gelirlerinin çok üzerinde seyrettiği için, yaşlı nüfusun diş sağlığı giderek daha kötü bir tabloya doğru ilerliyor. Kamu hizmetlerindeki yoğunluk ve özel sektörün yüksek fiyat politikası, ağız ve diş sağlığını sabit gelirli kesim için erişilemez bir noktaya taşımış durumda” sözlerine yer verdi.
‘İmplanta gücümüz kalmadı’
Diş kaybı yaşayan, çiğneme güçlüğü çeken veya ağız sağlığı kötüleşen çok sayıda emeklinin, zorunlu ihtiyacını karşılayamadığını vurgulayan Türkiye Emekliler Derneği İzmir Şube Başkanı Zekeriya Beypınar, “Rakamlar korkunç şekilde. Aldığımız para zaten kuş kadar. İmplantı hayal bile edemeyiz. Emekli maaşları, temel ihtiyaçlara bile yetmez hale gelirken, ağız ve diş sağlığı artık tamamen lüks hizmet kategorisine girdi. Bugün bir emeklinin alım gücüne baktığınızda, bırakın implantı, basit bir dolgu ya da kanal tedavisinin bile bütçeyi sarstığı bir tabloyla karşılaşıyoruz. İmplant fiyatları birkaç yıl içinde katlanarak arttı; sağlık harcamaları da aynı şekilde tırmandı. Ancak emeklinin maaşı aynı hızda artmadığı için, en temel sağlık ihtiyaçları bile erteleniyor. Çiğnemekte zorlanan, protezle yaşamını sürdürmeye çalışan, ağrı içinde aylarca bekleyen yüz binlerce emekli var. Sağlıkta tasarruf bize mi kalıyor? Ömür boyu çalışmış insanların, yaşlılıklarında düzgün beslenebilmek için bile sağlam dişlere ihtiyacı varken, implant gibi zorunlu ihtiyaçların ulaşılmaz hale gelmesi büyük bir adaletsizliğe dönüşmüş” ifadelerini kullandı.
“Diş yaptırmak değil, gülmek bile artık lüks oldu” diyen Beypınar, maaşlarının sağlık harcamalarının hızına yetişmediğini, devletin ağız ve diş sağlığında kapsamı genişletmesi gerektiğini vurguluyor. Emeklilerin ilaca ve tedavilere ödediği farkların her ay maaşlardan önemli bir kesinti yarattığını belirten Beypınar, “Reçete ve ilaç farklarının ay sonunda 700–800 lirayı bulması, sağlık harcamalarının bütçe üzerindeki baskısını daha da artırıyor. Emekli aylığı içinde sağlık kaleminin payı büyüdükçe, diş tedavisi gibi yüksek maliyetli işlemlere para ayıramıyoruz. Emekli maaşlarının güncel ekonomik koşullara uyum sağlamadığı gerçeği ortada. Gıda, barınma ve enerji gibi zorunlu harcamalar zaten maaşın büyük bir kısmını oluştururken, diş tedavisi gibi pahalı sağlık hizmetleri bütçeden tamamen düşüyor” diye konuştu.
‘Uzman sayısı yetersiz’
Ortodonti alanındaki uygulamaların da erişimi zorlaşan bir duruma geldiğini belirten Türkiye Emekliler Derneği İzmir Şube Başkanı Zekeriya Beypınar, “Geçmiş yıllarda ortodonti tedavileri, ortodonti uzmanı olmayan diş hekimleri tarafından da uygulanabiliyordu ve vatandaşlar bu hizmetten daha düşük maliyetlerle yararlanabiliyordu. Ancak son düzenlemelerle birlikte ortodonti hizmeti yalnızca ortodonti uzmanlarına bırakıldı. Bu durum, uzman sayısının yetersiz olması nedeniyle hem randevu bulmayı zorlaştırdı hem de hizmet bedellerini yükseltti. Devlet hastanelerinde ortodonti randevularına ulaşmak güçleşirken, özel kliniklerde bu tedavilerin maliyeti birçok kişi için karşılanamaz seviyeye çıktı. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun uzman olmayan hekimlerin yaptığı ortodonti işlemlerini ödememesi de erişim kısıtını daha da artırdı” dedi.




