Türkiye’de derinleşen yoksulluk en çok çocukları vurdu. Cumhurbaşkanlığı’nın 2026 yılına yönelik yıllık raporuna göre, ailesinin yanında en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan çocuk sayısı ülke genelinde 195 bine ulaşırken, 1 milyon 115 bin 907 çocuk ise eğitime ancak ‘şartlı eğitim yardımı’ sayesinde erişebiliyor. Ayrıca 552 bin 499 çocuk, sağlık hizmetlerinden yalnızca sosyal yardımlar aracılığıyla yararlanıyor. Eğitim İş İzmir 1 No’lu Başkanı Özgür Şen, “Ailesinin yanında bile en temel ihtiyaçları karşılanamayan 195 bin çocuğun olması yalnızca bireysel bir yoksulluk değil; sosyal devlet anlayışının zayıfladığının ve çocukların kaderine terk edildiğinin açık göstergesidir. Bugün Türkiye’de 1 milyonu aşkın çocuk, okula gitmesini zorunlu kılacak ‘şartlı eğitim yardımı’ sayesinde eğitimine devam ediyor. Oysa eğitim, hiçbir koşula bağlanamayacak kadar temel bir haktır” dedi.

‘Eğitim lüks oldu
Ekonomik kriz, gelir adaletsizliği ve derinleşen yoksulluk nedeniyle binlerce çocuğun çalışmak zorunda bırakıldığını aktaran Şen, “Çocuk işçiliği ve emek sömürüsü, artık ülkenin kanayan yaralarından biri haline geldi. Yaklaşık 1 milyon çocuk, çeşitli nedenlerle eğitim sisteminin dışına itildi. Okuldan kopan bu çocuklar, çoğu zaman güvencesiz işlerde, düşük ücretlerle ve ağır koşullarda çalışmak zorunda kalıyor. OECD raporlarına göreyse ülkemizde her 5 çocuktan 1’i derin yoksulluk içinde, 4 çocuktan 1’i ise okula aç gidiyor. Aileler, kırtasiye, kıyafet, ulaşım ve beslenme gibi en temel giderleri karşılamakta zorlanıyor. Çocuğun eğitimine erişmesi artık bir mücadeleye, hatta bir lükse dönüşmüş durumda” ifadelerini kullandı.
‘Onları koruyamıyoruz’
Benzer bir tablonun sağlık alanında da karşımıza çıktığını vurgulayan Özgür Şen, “552 bini aşkın çocuğun yalnızca sosyal yardımlar aracılığıyla sağlık hizmetlerinden yararlanması aslında yoksulluğun bedelinin en savunmasız kesim olan çocuklara ödettirildiğini gösteriyor. Çocukların yaşamını şekillendiren eğitim, sağlık, barınma ve beslenme gibi temel haklar devletin asli sorumluluğudur; hiçbir koşulun, hiçbir ekonomik gerekçenin ardına gizlenemez. Çocuk yoksulluğu bir istatistik değil; her gün aç yatan, okula aç giden, çalışmak zorunda bırakılan çocukların hikâyesidir. Eğer bir toplum, çocuklarının geleceğini koruyamıyorsa, hiçbir kalkınma verisi, hiçbir büyüme hedefi anlam taşımaz” sözlerine yer verdi.

‘Katmerli yoksulluk’
İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği Başkanı Nesibe Gencer ise gelinen noktada artık yoksulluğun değil açlığın yoğun şekilde yaşandığını kaydetti. Gencer, “Ekonomik olarak çalışan nüfusun yüzde 70’i açlık sınırının altında. Yani iş bulan, emeğiyle geçinmeye çalışan milyonlarca insan bile karnını doyurmakta zorlanıyor. Emeklilerin maaşı ev kirasını dahi karşılamaz hale gelmiş durumda. Kadınların ve çocukların yaşamı ise bu tablonun en ağır kısmını oluşturuyor. Çünkü hanedeki gelir yetmeyince, ilk olarak onların temel ihtiyaçlarından kısılıyor. Kadın, kendi beslenmesinden feragat ediyor; çocuk, gelişme çağında yeterince gıdaya ulaşamıyor. Barınma, beslenme, eğitim ve sağlık gibi en temel insani ihtiyaçlar artık lüks haline geldi. Kadının ve çocuğun alım gücü kalmadığı için yoksulluk, artık katmerli bir hale dönüşmüş durumda” diye konuştu.
‘Sefaleti vadediyorlar’
Yoksulluğun gölgesinde şiddetin de arttığını söyleyen Nesibe Gencer, “Her gün kadınların, annelerin katledildiği; çocukların anasız kaldığı, annelerin çocuksuz bırakıldığı bir ülkeye dönüştük. Açlığın, geçim derdinin ve çaresizliğin ortasında yaşanan bu toplumsal travmalar, yalnızca ekonomik değil, derin bir insani krizdir. Gün sonunda geriye, anaların ve çocukların bitmeyen yürek acıları kalıyor. Asgari ücret, emekli maaşı eşittir sefalet ücreti denklemi, milyonlarca insanın boynuna geçirilmiş bir hayat halkasına dönüşmüş durumda. Önümüzdeki yıl için yeni bir umut değil, sadece ‘yoksulluk ve sefaletin devamı’ vadediliyor. Halk çalışıyor ama geçinemiyor; kadınlar direniyor ama eziliyor. Çocuklar da büyüyor ama beslenemiyor. Bizler ise insanca yaşamak isteyen milyonların suskunluğu içinde, her geçen gün biraz daha fakirleşiyoruz” dedi.





