Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan Hilal Özdemir cinayeti, güvenlik ve adalet mekanizmalarını yeniden tartışmaya açtı. Henüz 15 yaşında olan Hilal, 20 yaşındaki Ayberk Kurtuluş tarafından çalıştığı kampüs kafesinde silahlı saldırıya uğradı. Kurtuluş, genç kızı öldürdükten sonra aynı silahla intihar etti.
Acılı aile, cenaze töreninde gözyaşları içinde konuştu. Hilal’in amcası Fahrettin Özdemir, “Gece kötü haberi aldık. Dediler ki ‘kızınızı öldürmüşler.’ Bu adamı hiç tanımıyorum. Eğer bilseydik, zaten rahat bırakmazdık. Ama Hilal korkudan söylememiş. Söyleseydi bunların hiçbiri olmazdı” sözleriyle isyan etti.
Ailenin tepkisi yalnızca bilinmeyen tehditlere değil, zanlının geçmişine de yöneldi. 24 suç kaydı ve 18 sabıkası bulunan Kurtuluş’un nasıl serbest dolaştığını sorgulayan amca Özdemir, “Adamın 24 tane suçu var, nasıl dışarıda geziyor bu adam?” diyerek yargı sürecindeki boşluklara dikkat çekti.
Uygulamadan yerini bulduğu ortaya çıktı
Polis soruşturmasına göre zanlı, Hilal’in yerini cep telefonundaki bir uygulama üzerinden tespit etti. İlk olarak öğle saatlerinde üniversiteye gelen Kurtuluş, çevredekilerin araya girmesiyle kampüsten çıkarıldı. Ancak akşam saatlerinde yeniden döndü ve cinayeti işledi.
"Düğüne geldim"
Güvenlik zafiyetine ilişkin tartışmalar da büyüyor. Üniversite yönetimi, saldırganın kampüse girerken güvenlik görevlilerine “düğüne geldim” dediğini ve bu nedenle aramadan içeri alındığını açıkladı. Olayda kullanılan silahın ise kuru sıkıdan bozma olduğu tespit edildi.
Tehditler ayrılıktan sonra başladı
İddialara göre Hilal, katil zanlısıyla dört ay boyunca arkadaşlık yaptı ancak ayrılığın ardından tehdit edilmeye başlandı. Ailenin ve yakın çevresinin bilmediği bu tehditler, trajik sonla sonuçlandı.
Hilal Özdemir, ailesinin ve arkadaşlarının gözyaşları arasında toprağa verildi.