Baklava artık sadece bayram sofralarının değil, alım gücünün de göstergesi oldu. Bir kilo baklavanın fiyatı 2 bin 200 ile 2 bin 500 TL arasında değişiyor. İzmir’de okula otobüsle gidip gelen bir öğrencinin ulaşım bedeli 30 lira. Bu durumda aylık ulaşım bedeli 600 liraya ulaşıyor. Yani 4 ay boyunca kullanacağı otobüs biletinin parasıyla ancak 1 kilo fıstıklı baklava alınabiliyor. Tatlının ulaştığı bu seviye, gıda fiyatlarındaki artışı ortaya koyuyor.

Nesibe Gencer-3

‘Gıda lüks oldu’

İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği Başkanı Nesibe Gencer, bu tabloyu ‘sosyal adaletsizlik’ olarak nitelendirdi. Artan gıda fiyatlarının toplumun en geniş kesimlerini temel ihtiyaçlarından uzaklaştırdığını belirten Gencer, “Baklavanın kilosunun 2200 lira olmasına hiç şaşırmadık. Bu rakam günde 2 kez toplu ulaşım aracı kullanan bir öğrencinin neredeyse 4 aylık ulaşım ücretine denk. Vatandaş zaten her gün artarak yükselen enflasyon karşısında eriyen maaşlarıyla baklavanın ne olduğunu unuttu. Açlık sınırının kat be kat altında kalan asgari ücretli, emekliler için, baklavayı ancak rüyamızda görürüz” dedi. Halkın yüzde 70’inin açlık sınırının altında yaşamaya çalıştığını vurgulayan Gencer, “Yüzde 10’luk kesimdeki üst gelir grubu için baklavanın kilosu 5 bin lira da olsa önemli değil. ‘Baklava yemesek de olur’ diye düşünüp ‘onun yerine herhangi bir çocuğun eğitimine yardım edeyim, karnı tok, sırtı pek olsun’ diye düşünecek vicdanlı, merhametli, dayanışmayı seven güzel insanlarımıza kıran girdi. Böylesine yardımlaşma hemen hemen yok” ifadelerini kullandı.

Osman Sirkeci-2

‘Aylık burs kadar’

Türkiye’de resmi enflasyon rakamları aşağı yönlü açıklansa da dar gelirlinin alım gücünün hızla gerilediğini vurgulayan Ekonomist Dr. Osman Sirkeci ise, “Özellikle öğrenciler ve emekliler bu tablodan en çok etkilenen kesimler. 2-3 bin lira burs ya da krediyle geçinmeye çalışan üniversiteliler, 15–20 bin lira civarında emekli maaşıyla ayakta durmaya çalışan sabit gelirli kesim, artan gıda fiyatları karşısında zorlanıyor. İzmir’de bir kilo fıstıklı baklavanın fiyatının 2 bin 200–2 bin 500 lira seviyesine çıkması, alım gücündeki çöküşü gözler önüne seriyor. Bugün bir kilo baklava neredeyse bir öğrencinin aylık bursuna denk geliyor. Hatta İzmir’de 4 aylık ulaşım parasına eş değer hale gelmiş durumda. Dün bayram sofralarının vazgeçilmezi olan baklava, bugün orta sınıf için bile lüks” şeklinde konuştu. Bu durumun ihracat odaklı fiyatlandırmadan kaynaklandığını da aktaran Sirkeci, “Fıstık, fındık gibi ürünler dış pazara göre fiyatlandığında, içeride yaşayan ve ayda asgari ücretin altında geliri olan insanlar için ulaşılamaz hale geliyor. Çözüm, tüketicinin örgütlülüğünden geçiyor. Temel ihtiyaçlarını karşılayamayan tüketiciler, birlik içinde haklarını daha güçlü dile getirebilir. Tüketicinin elindeki en önemli silah, saygı göstermeyen üreticiye müşteri olmamaktır” dedi.

Veysel Murat Kopya

‘İhracatın önü açılmalı’

Baklava fiyatların asıl belirleyicisinin fıstık olduğunu vurgulayan İzmir Ticaret Odası MEclis Üyesi ve Ağam Baklavaları ikinci kuşak temsilcisi Veysel Murat, “Fıstık fiyatları geçtiğimiz yıl 800 lirayken kısa sürede 1650 liraya kadar çıktı. Bu yıl sezonun açılmasıyla birlikte kilo fiyatı 1800 liradan başlayıp 2200 liraya kadar yükseldi. Şu an ise 2050–2100 lira seviyelerinde seyrediyor. Eğer ihracatın önü açılırsa fiyatların 1900 liraya kadar gerileyebileceği, bu sayede baklava fiyatlarının da kontrol altında tutulabilir. İthalat ve ihracatın açılması olumlu olur. İyi baklavacıların kullandığı fıstığa olan talep bir miktar düşerse fiyatlar daha fazla artmaz. Aksi halde baklava artık lüks bir ürün haline gelecek. İzmir’in nüfusunun artışı satışlara katkı sağlıyor. Ancak fiyatların yükselmeye devam etmesi durumunda baklava giderek ulaşılamaz bir ürün haline gelebilir” diye konuştu.

Kaynak: Filiz Erol