Yaptığı açıklamalarla gündeme gelen bugün hala Aczmendi tarikatının liderliğini sürdüren Müslüm Gündüz, özellikleriyle ve fikirleriyle Türkiye'de geniş bir çevre tarafından tanınmaya devam ediyor. Kullanıcılar tarafından Aczmendi Müslüm Gündüz kimdir? ve Müslüm Gündüz nereli, kaç yaşında? merak ediliyor. İşte detaylar
Aczmendi Müslüm Gündüz kimdir?
Elazığ Akşam Sanat Okulu mezunu olan Müslüm Gündüz'ün liderliğini üstlendiği özgün bir tarikat olan Aczmendi, 1985 yılında Elazığ'da temellerini atmıştır. Aczmendi üyeleri, cehri zikirlerini ilahi eşliğinde def çalarak yaparlar ve adaba uygun serbest hareketli zikirlerle ibadetlerini gerçekleştirirler. Özellikle 1990'lı yıllarda Aczmendi tarikatı kamuoyunda sivri fikirleri ve liderleri tarafından yapılan açıklamalarla gündeme gelmiştir. Liderleri, televizyon kanalları ve gazetelerde açıklamalarda bulunmuş, hatta cami çıkışlarında tef çalarak protesto eylemleri düzenlemişlerdir. Ancak, diğer İslamî gruplardan ayrılan en dikkat çekici özellikleri, Atatürk karşıtlığıdır.
Müslüm Gündüz nereli, kaç yaşında?
Elazığ'ın Ağcakale köyünde 1941 yılında doğan Müslüm Gündüz, 2023 yılı itibarıyla 82 yaşında bir yaşamın sahibi. İlk yıllarından itibaren dikkat çeken bir kişiliğe sahip olan Gündüz, özellikle son dönemlerde Aczmendi tarikatının liderliği ile tanınıyor. Elazığ Akşam Sanat Okulu mezunu olan Gündüz, 1985 yılında Aczmendi tarikatını kurarak dikkatleri üzerine çekti. Tarikatıyla birlikte, farklı bir giyim tarzı ve sıradışı fikirleriyle 1990'lı yıllarda Türkiye gündemine oturdu.
Ancak Müslüm Gündüz'ün en fazla tartışma yaratan anlarından biri, 12 Haziran 1996 tarihinde HBB televizyonunda yaptığı konuşma oldu. Bu konuşmasında, laik demokratik rejimi sert bir şekilde eleştirerek "Kemalizm bir dindir. Allah'ı Mustafa Kemal, peygamberi İsmet İnönü'dür. Demokrasi dinsizliktir." şeklinde ifadeler kullandı. Bu sözleri büyük tepkilere neden oldu ve Gündüz hakkında hukuki işlemler başlatıldı.
Müslüm Gündüz, 1996 yılında Milliyet gazetesine verdiği mülakatta elle düzeltme aşamasına gelindiğini ifade etmiştir. Müslüm Gündüz, Türkiye aleyhinde haksız yargılandığına dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde açtığı davayı kazanmıştır. Mahkeme, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin askeri üyeleri bulunmasının başvurunun haklı olduğunu kabul etmiştir. Ayrıca, daha önce ifade özgürlüğü ihlali ile açtığı davayı da kazanmıştır.
1990'lı yıllarda Türkiye'de radikal İslamcılıkla tanınan bir isim olan Müslüm Gündüz, Aczmendiler adlı grupla dikkat çekti. Liderleri, o dönemde sivri fikirleriyle kamuoyuna sık sık çıktı, televizyon kanallarında ve gazetelerde açıklamalarda bulundu. Cami çıkışlarında tef çalarak protesto eylemleri düzenledi. Bu grup, diğerlerinden ayrılan bir özellik taşıyordu; devleti açıkça tehdit etmeleri, mevcut rejimi İslami olmamakla suçlamaları ve gerektiğinde şiddete başvuracaklarını açıkça ifade etmeleriydi. Ayrıca, Atatürk karşıtlığıyla da biliniyorlardı.
12 Haziran 1996'da, Müslüm Gündüz, HBB televizyonunda laik demokratik rejime karşıtlığını açıkça dile getirdi. Program sırasında şunları söyledi: "Kemalizm bir dindir. Allah'ı Mustafa Kemal, peygamberi İsmet İnönü'dür. Demokrasi dinsizliktir. Laiklik de öyledir. Geleceğiz, Türkiye'yi alacağız. Hiç merak etmeyin." Ekim 1996'da Milliyet gazetesine verdiği röportajda da laik ve demokratik rejimin sona ereceğini ve şeriatın getirileceğini, ordu'nun bunu engelleyemeyeceğini ve çok kan dökülse bile istedikleri sonuca ulaşacaklarını açıkladı. Ayrıca, Uşşaki Cemaati lideri Fatih Nurullah da son günlerde gündeme gelmişti. Bir vaazında, elini öpenlerin cennete gideceğini iddia etti. Bu açıklama, toplumda büyük tartışmalara neden oldu.
Fatih Nurullah, müritlerine elini öptürme pratiğini neden sürdürdüğünü açıklarken, bu uygulamanın kendisine tebliğ edildiğini ima etti. Bu görüntüler, toplumda büyük tepkilere yol açtı. Kendisi, ağlayarak şunları söyledi: "Ben elimi öptürmeye meraklı değildim ama manevi bir uyarı aldım, bana dendi ki: 'Niye elini öptürmüyorsun? Elini öpen cennete gidiyor!' Ben de otuz elim, kırk elim olsa bile Ümmeti Muhammed'e uzatıyorum işte, var mı diyeceğiniz?"
