Bakan Göktaş, Filistin'de yaşanan olaylar sonrasında BM'ye üye ülkelerdeki mevkidaşları ile sosyal ve insani konularda faaliyet gösteren uluslararası kuruluşların yöneticilerine gönderdiği mektupta, "Tüm devletleri ve uluslararası kuruluşları bir an önce Gazze'de insani ateşkesin tesisine yönelik girişimlere destek olmaya davet ediyorum. Ailelerin, kadınların, çocukların, engellilerin ve yaşlıların refahından sorumlu bakanlıklar ve kuruluşlar olarak, sivillerin katledilmesini durdurmak, daha fazla acı yaşanmasının önüne geçmek için birlik olmalıyız. Saldırıları kınamak ve barışçıl bir çözüm adına çaba göstermek ahlaki ve insani görevimizdir" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Filistinlilerin kendi topraklarından göçe zorlanması kabul edilemez' sözüne de mektubunda yer veren Bakan Göktaş, Filistin-İsrail çatışmasına adil bir çözüm bulunmadan Orta Doğu'da kalıcı bir barışın tesisinin mümkün olamayacağını, hiç vakit kaybetmeden uluslararası toplumun bu konuyu gündeme alması gerektiğinin altını çizdi.
'DERHAL ADIM ATILMASI GEREKMEKTE'
Gazze'de su, elektrik, gıda ve ilaç gibi temel insani ihtiyaçlara erişimin İsrail tarafından engellendiğini belirten Göktaş, "Dünya Sağlık Teşkilatı'na göre bir insanın günlük su tüketim ihtiyacı 50-100 litre arasında iken Gazze'de insanlar tüm ihtiyaçları için yalnızca kişi başı 1 litre su tüketebiliyor ve günde sadece 1 öğün yemek yiyebiliyor. BM ajansları, Filistin'de 50 bin hamile kadının bulunduğunu belirtmektedir. Bu kadınlar, eğer hayatta kalırlarsa ve ilaç ve tıbbi açıdan yeterli imkanı bulabilirlerse doğum yapabilecekler. Bebekler için ise herhangi bir koruma imkanı bulunmuyor. Hamile kadınlar, çocuklar ve bebeklerin güvenliği ve korunmalarına ilişkin derhal adım atılması gerekmektedir. Filistin'de çocuklar, öldürülmeleri halinde kimliklerinin tespiti için ellerine, kollarına, ayaklarına isimlerini yazıyorlar. Çocukların, kalemlerini bu amaçla değil resim yapmak, okuma yazma öğrenmek için kullanmalarını sağlamalıyız" dedi.
Göktaş, şiddeti kınamak ve barışçıl bir çözüm için çaba göstermenin ahlaki ve insani görevleri olduğunun altını çizerek, şunları söyledi:
"Bu doğrultuda, Filistinli mevkidaşlarımla görüşmemde ortaya konulan öncelikli ve acil adımlar konusunda çağrıda bulunmak istiyorum. Saldırılar ivedilikle sonlandırılmalı, insan haklarına ve uluslararası hukuka uygun bir yaşam alanı oluşturulmalı. Güvenli insani yardım geçitleri oluşturulmalı ve insani yardımların sınırlandırılmadan bölgeye ulaştırılması sağlanmalı. İnsanların yerlerinden edilmesi engellenmeli. Çocuk, kadın, engelli ve yaşlılara yönelik sosyal hizmetlerin sağlanabilmesi için bir acil eylem planı oluşturulmalı. Bu insani sorumluluğun yerine getirilmesi için adım atacağınıza yürekten inanıyorum. Filistin-İsrail çatışmasına adil bir çözüm bulunmadan Orta Doğu'da kalıcı bir barışın tesisinin mümkün olmadığı açıktır. Hiç vakit kaybetmeden uluslararası toplumun bu konuyu gündeme alması elzemdir."