Hayatın Anlam Krizi, İnsanın Anlam Arayışı ve İnsanın Manevi Boşluğu
Evlerimiz birer konfor alanına dönmüş durumda. Bir düğmeye basarak ışığı, ısıyı, hatta güvenliğimizi kontrol edebiliyoruz. Tıp alanındaki gelişmeler sayesinde hastalıkların büyük bir kısmı tedavi edilebiliyor, insan ömrü uzuyor. Alışveriş, eğlence, bilgi… Her şey birkaç tıklama uzağımızda.
Bütün bu cazip imkanlara rağmen insanın içinde bir boşluk büyüyor. Konfor artarken huzur azalıyor. Ruh, daha fazla tüketim ve haz uğruna yavaş yavaş yıpranıyor. Modern insan, her şeye sahip gibi görünürken, en temel şeye — hayatın anlamına — sahip olamıyor.
İşte bu noktada büyük bir çelişki ortaya çıkıyor: İnsana, sahip olduklarıyla tatmin olması gerektiği sürekli aşılanıyor; oysa insan, yaradılışı gereği anlam ve hakikat arayan bir varlıktır. Maddi zenginlik, bu arayışı doyurmuyor. İnsan, teknolojinin sağladığı tüm kolaylıkların içinde bile derin bir yalnızlık ve anlamsızlık hissi yaşıyor.
Oysa bu kriz, İslam’ın sunduğu hakikatlerle çözülebilir. Çünkü İslam, insanın sadece bedenine değil, kalbine ve ruhuna da hitap eder. İnsana, neden var olduğunu, nereye gideceğini ve bu hayattaki amacını gösterir. “İman” insanın hayatına anlam katar; “ibadet” ruhunu besler; “ahlak” ise toplumu ayakta tutar.
Günümüz insanı maalesef ki haz ve hız sarmalının girdabında gelgitler yaşamakta, zevk ve sefaya dalmakta, böyle olunca da ruhunu ihmal etmekte, içindeki boşluk bir türlü dolmak bilmemektedir. Maalesef ki, günümüz eğitim anlayışı da insanı bir makine gibi görüp sadece bilgi yüklemektedir. Aklın, kasanın ve kesenin dolu olmasına yönelik bir hayat anlayışı ve buna bağlı olarak ise kalbin boş kalması günümüz insanının yaşadığı en büyük sıkıntıdır diyebiliriz. Bu bağlamda kalbin ve ruhun beslenmesi, Kuran ve sünnetten mânevî gıdasını alması çok büyük önem arz etmektedir. Ayrıca; medya, sanat, hukuk ve aile yapısı, manevi değerlerle desteklenmeli ve bu değerler toplumun ana ekseni haline getirilmelidir.
Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de insanın var oluş amacına ve insanın iç huzurunu ne ile yakalayabileceğine yönelik ayeti kerimeler vardır:
"Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk (ibadet) etsinler diye yarattım." (Zariyat Suresi - 56) "De ki: “Kulluğunuz (ibadetiniz) ve niyazınız olmasa Allah size ne diye değer versin!" (Furkân Suresi - 77)
"Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur."(Ra'd Suresi - 28)
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) in aile hayatına baktığımızda ailesini ve çocuklarını ibadete kaldırdığını, aynı şekilde torunlarıyla beraber namaz kıldığını görürüz.
Lokman Suresi 17. ayette Yüce Rabbimiz Lokman Aleyhisselam'ın oğluna yaptığı nasihatlerden şöyle bahseder:
“Yavrucuğum, namazını özenle kıl, iyi olanı emret, kötü olana karşı koy, başına gelene sabret. İşte bunlar, kararlılık gerektiren işlerdendir.”
Ailede ibadet bilinci
Toplumu ayakta tutan bir kurum olan aile, pek çok fonksiyonu yanında bireylerine değer kazandıran bir eğitim yuvasıdır. İnsanın Rabbi ile ilişkisinde ve kulluk hayatında vazgeçilmez bir yeri olan ibadet bilinci de ailede kazanılır. Çocuklara bu bilinci kazandırabilmenin en önemli şartı iyi bir rol model olmaktır. İbadetlerin sadece bazı şeklî şartlardan ibaret olmadığı, imanı olgunlaştırıp ruhları yücelteceği, kalplerde Allah sevgisinin yerleşmesini sağlayacağı bilincinde olan ebeveyn bunu davranışlarına yansıtır. Kendini ve aile bireylerini günahtan, yanlış söz ve davranışlardan, aşırılıklardan korur. Dinî ve ahlaki telkinlere açık olan çocuklarına bu bilinci aşılar. Anne babanın temel görevi, çocuğun fıtratındaki iyiyi, güzeli keşfetmesini sağlamaktır. Sevgili Peygamberimiz; “Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz…” (Buhârî, Cum`a 11) uyarısıyla aile büyüklerinin bu sorumluluğuna işaret buyurur.
Peygamberimiz (sav)in şu hadisi şerif'i de bu konuyu pekiştirmektedir; "Her doğan mutlak (Allah’ın kendine verdiği temiz) fıtrat üzere doğar, sonunda anne ve babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar. (Buhârî, Cenâiz, 92)"
Ailede ibadet eğitimi
Bir Ayet: "Gündüzün iki tarafında, gecenin de gündüze yakın saatlerinde namaz kılın. Şüphesiz ki iyilikler kötülükleri yok eder. İşte bu, öğüt almak isteyenler için bir hatırlatmadır." (Hûd, 11/114) İnsanın Rabbiyle ilişkisinde ve kulluk hayatında vazgeçilmez bir yeri olan ibadet bilinci ailede başlar. Cenâb-ı Hakk’ın, “Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et.” (Tâhâ, 20/132) emri gereği mümin Yaratıcısına ibadet ettiği gibi aile fertlerini de ibadet yapmaya davet eder. Aile bireylerinin katılımı ile yapılan ibadetler çocukta dine olan ilgiyi artırır. Anne babasında dini yaşayış örneklerini gören çocuğun ibadet bilinci ve alışkanlığı daha canlı olur. Çünkü çocuk, sözden ziyade davranışın etkisinde kalır.
Ailede ibadet eğitimi rahmet Peygamberimizin, “Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz; kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız, (Buhâri, İlim, 12) buyruğu doğrultusunda verilmelidir. Eğitimde tedricilik (zamana yayma) metodu tercih edilmeli, çocuğa sevgi, sabır ve hoşgörüyle yaklaşılmalıdır. İbadet eğitiminde çocukların gayretleri ödüllendirilmeli ve takdir edilmelidir. Ebeveynler evlatlarını cesaretlendirerek ibadet alışkanlığı kazanmalarında çocuklarına rehberlik etmelidirler. Bu anlamda beraberce ibadet etmek için Ramazan ayı, dini gün ve geceler ve bayramlar fırsat olarak değerlendirilmelidir. Ailecek Kur'an-ı ve anlamını okumak, aynı şekilde Peygamber Efendimizin hayatını ve güzel sözlerini okumak, okuduklarımızın üzerinde konuşmak ve ailece cemaatle namaz kılmak günümüzde yapılabilecek en güzel aktivitelerdendir.
Ailecek yapılan ibadet insanı hem Allah'a yaklaştırır, hem aile fertlerini birbirine yaklaştırır. Kur’an-ı Kerim’i ailece incelemek ve beraberce ibadet etmek hem karı koca, hem de anne babalarla çocuklar arasındaki bağları güçlendirir. Günümüzde aile fertlerinin birbiriyle nitelikli vakit geçirmeye olan ihtiyaçları eskiye nazaran daha fazladır.
Birlikte Allah’a ibadet etmeye ve Kur’an-ı anlamaya her gün zaman ayırmak tüm ailenin Allah’ın sözünden zevk almasına yardım edecektir. Allah-ü Teala da bu konuda gösterdiğimiz çabaları destekleyecek ve ödüllendirecektir.
Yüce Rabbimiz ailelerden düzenli olarak bir araya gelip hem kendisiyle, hem de aile fertleriyle ilişkilerini güçlendirmelerini istemektedir. Rabbim başta anne babalar olarak bizlere ve çocuklarımıza bu dünyada var oluş gayemize uygun bir şekilde bir hayat sürebilmeyi, dünyada ve ahirette mutlu olabilmeyi hepimize nasip eylesin.
Hazırlayan: Ali İhsan ÖTKEN
İzmir İl Müftülüğü Vaizi