ESİAD İzmir AB Bilgi Merkezi, Institut français İzmir ve Goethe Enstitüsü İzmir’in ortaklığında yürütülen “Deniz Villaları: Ekolojik Geçişler” programı, Türkiye, Fransa ve Almanya’dan sanatçıları aynı platformda buluşturdu. Sanat, kültür ve ekolojiyi bir araya getiren proje, Akdeniz'in kırılgan ekosistemine sanatsal bir perspektiften bakmayı amaçlıyor.
Sanat ve ekoloji iki ayrı dünya değil
Projenin tanıtım toplantısında konuşan Institut français İzmir Müdürü Juliette Bompoint, sanatın yalnızca estetik bir alan değil, ekolojik dönüşümün yaratıcı aktörlerinden biri olduğunu belirtti. Bompoint’e göre sanatçılar, tıpkı bilim insanları gibi Yeşil Mutabakat sürecinde hayati rol üstleniyor. Bu yıl projede yer alan yedi sanatçının her birinin denize kendi bakış açısıyla yaklaştığını aktaran Bompoint, sanat ile çevrenin birbirini tamamlayan iki duyarlılık alanı olduğunu ifade etti.
Sanatın dönüştürücü gücü
ESİAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Murat Akkanlar ise Akdeniz’in tarihsel olarak kültürler arası etkileşimin merkezi olduğunu hatırlatarak, günümüzde bölgenin iklim krizi karşısında en savunmasız alanlardan biri haline geldiğine dikkat çekti. Akkanlar, projenin sanat yoluyla toplumsal bilinci harekete geçirmeyi amaçladığını vurguladı.
Kültür, doğa ve bilim arasında köprü
Goethe Enstitüsü İzmir Şube Müdürü Dr. Anne Schönhagen ise “Deniz Villaları”nın yalnızca bir sanat rezidansı değil, sanatın, ekolojinin ve kamusal diyaloğun buluşma noktası olduğunu ifade etti. Schönhagen’e göre proje, sanat yoluyla ekolojik meseleleri gündeme taşıyarak kalıcı bir etki yaratmayı hedefliyor.
Sanatla ekolojik farkındalık ağı
Proje kapsamında sanatçılar, Urla’daki K2 Urla Breathing Zone, İzmir’deki Maquis Projects, Çanakkale Studio MAHAL, Marsilya Friche la Belle de Mai, Cassis Camargo Foundation ve Paris Cité Internationale des Arts gibi sanat merkezlerinde çalışmalarını sürdürecek. Atölye çalışmaları, açık stüdyo günleri ve kamusal etkinlikler aracılığıyla yerel halkla doğrudan temas kurulacak.
Akdeniz’in ortak geleceğine yeni bir bakış
Projeye katılan sanatçıların çalışmaları ise Akdeniz’in farklı yönlerine ışık tutuyor:
Johannes Vogl (Almanya): Ege toprağından topladığı bitkilerle ‘petrikor’ kokusunu yeniden yaratarak duyulara hitap ediyor.
Carmen Bouyer (Fransa): Gediz ve Rhône deltaları arasında ekolojik bir köprü kuruyor.
Annika Boll (Almanya): 3D tarama ile deniz yaşamını dijital manzaraya dönüştürüyor.
Sibel Horada (Türkiye): Deniz atıklarının taşıdığı belleği video enstalasyonla sorguluyor.
Ayçesu Duran (Türkiye): Tuzlaları çevresel bilgi arşivi olarak inceliyor.
Aşkın Ercan (Türkiye): Suya dair ritüelleri iyileşme ve hafıza kavramlarıyla birleştiriyor.
Nermin Sena Özger (Türkiye): Foça’dan Marsilya’ya uzanan antik deniz rotasını dalış temelli çekimlerle yeniden canlandırıyor.
