Güncel

Akdoğan TRT’nin yayın politikasını İzmir’den protesto etti: İmamoğlu Davası canlı yayınlansın

"TRT’ye çıkacağım” paylaşımıyla başlayan süreci eyleme dönüştüren CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, Ankara ve İstanbul’un ardından TRT İzmir İl Müdürlüğü önünde stüdyo kurarak basın açıklaması yaptı. Akdoğan, TRT’nin yayın politikasını eleştirerek Ekrem İmamoğlu davasının canlı yayınlanması çağrısını yineledi

Abone Ol

CHP Ankara Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Umut Akdoğan, “TRT’ye çıkacağım” paylaşımı sonrası başlattığı eylemler kapsamında Ankara ve İstanbul’un ardından İzmir’de TRT İzmir İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. TRT’nin yayın politikasına ve kamu yayıncılığı anlayışına tepki gösteren Akdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Davasının TRT’den canlı yayınlanmasını talep ederek, yargılamaların şeffaflık içinde yürütülmesi gerektiğini söyledi. Eyleme CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç, Konak Belediye Başkanı Nülifer Çok Çınarlı Mutlu ve Konak İlçe Başkanı Serkan Kalmaz da katıldı.

BURAYA TRT'NİN TEPESİNE VURMAYA GEKDİK

TRT'nin CHP'li isimleri yayına çıkarmadığını dile getiren ve bu durumu sert sözlerle eleştiren Akdoğan, "Stüdyomuzu İzmir’e kurduk. Bu iktidar döneminde konuşmak için olanak bulamadığımız ve bulamayacağımız TRT İzmir’in önündeyiz. Bundan iki ay önce “TRT’ye çıkacağım” diye bir tweet attım. Gereğinden fazla ilgi gördü. “Nasıl olur da CHP’li bir vekil TRT’ye çıkar?” diye düşünüldü. TRT ve İletişim Başkanlığı arasında bir iletişim kurulduğunu ve “Bu vekil ne diyor?” diye sorulduğunu öğrendim. Bunun üzerine Çankaya’daki TRT Genel Müdürlüğü önüne gittim ve bir stüdyo kurdum. 55 dakikalık bir programı kendi yaptığımız stüdyoda yaptım. Ardından İstanbul’a gittik. İl Başkanımız Özgür Çelik ve milletin iradesinin simgesi, tutuklu Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu ile bir eylem gerçekleştirdik. Üçüncü durağımız İzmir’dir. İzmir’deki bu toplantının ardından TRT’nin diğer illerinde de bu eylemleri gerçekleştireceğiz. Biz stüdyo kurduğumuz gerekçesiyle bu toplantıyı oturarak yapıyoruz. Bu eylemlerin iki amacı var. TRT iktidarın borazanıdır. Arkadaki TRT’nin, AK Parti İzmir İl Başkanlığı’ndan farkı kalmamıştır. Buna itiraz ediyoruz. TRT son 20 yıldır büyük bir haksızlığa ev sahipliği yapıyor. AK Parti iktidarının sonuna geldiğimiz günlerde bir işi doğru yapsın istiyoruz. İmamoğlu davası canlı yayınlansın. Televizyon çalışmadığında ya fişini söker takarız ya da tepesine vururuz. Biz bugün buraya TRT’nin tepesine vurmaya geldik. Kamu yayıncılığını bırakan TRT, padişahım çok yaşa yayıncılığı yapıyor. Saray yalakalığı yapıyor. Açıkça söylüyorum: TRT’ye yaptığım çağrıyı bir kez daha yapmak istiyorum. Ey TRT, çok yüksek teknolojiye sahip olduğunu, dünyanın her yerine ulaştığını söylüyorsun. Yayının HD olabilir ama TRT’nin içi boşaldı, bitti" diye konuştu.

SİYAH BEYAZ YAYIN YAP ONURLU YAŞA

"TRT’ye diyorum ki: Gerekirse siyah-beyaz yayın yap ama onurlu yaşa" diyerek sözlerine devam eden Akdoğan, "TRT’de sosyal demokrat olduğu ya da mevcut iktidar gibi düşünmediği gerekçesiyle çok kişi sürgün edildi. Basının başına da sizin benim gibi televizyon seyretmek dışında televizyonculukla alakası olmayan bir isim getirildi. Değerli İzmirliler, peki TRT’nin başına bu kişi getirildi de ne yaptı? Bu kişi ve TRT’nin yetersiz kadroları son 20 yıl içerisinde 500 katrilyon, 12 milyar dolar paramızı harcadı. Bu para 750 bin nüfusa yeniden ev yapmak demek. Biz bu parayı TRT başındaki beceriksizlere vermeseydik örneğin Malatya’yı yıkıp dirençli kent yapabilirdik. Depreme bu para harcanmayıp kendine borazanlık yapsın diye TRT’ye harcamayı uygun gördüler. Bu para nereden geliyor? Televizyon alıyorsun, TRT’ye para veriyorsun. Yaşamımızın her anı TRT’ye para vermekle geçiyor. TRT’nin bütçesinin yüzde 70’i doğrudan sizin cebinizden geliyor. Kalan yüzde 30’u da yine sizin cebinizden. Kamu kurumları reklam veriyor, bu kurumlar size ait. Yüzde yüzü sizin cebinizden çıkıyor. Bu paralarla propaganda yapılıyor" dedi.

GERÇEK GÜNDEMLE İLGİLİ HABER YOK

TRT'nin son 24 saate yayınladığı bazı haberleri örnek göstererek iktidara ve TRT yönetimine tepki gösteren Akdoğan, "İzmir, TRT’nin en az izlendiği illerden biri. İzmirli yurttaşlarımızı tebrik edelim. TRT palavralarına prim vermedikleri için kutlayalım. Biz az izlediğimiz için size bir hizmet yaptım. TRT’nin son 24 saatte verdiği haberleri okudum. 10 haber seçtim: Kaliforniya’da yollar karla kapandı, Hawaii’de yanardağ lav püskürttü, Arjantin’de AVM’yi su bastı, Kazakistan’da sürücü yol başındaki ağacı devirdi, Bursa’da tamir edilen araca başka araç çarptı, Azerbaycan’da TRT’ye ödül verildi, Bolu’da karaca, ayı, kurt ve geyik görüntülendi… Benim doğru söyleyip söylemediğimi teyit etmek isteyen yurttaşlarımız TRT’nin X hesabına girip bu haberleri görebilir. Bu çizgi film kıvamındaki haberler bizim 500 katrilyonumuzla yapıldı. Diğer yandan son 5 yılda üniversite eğitimi yüzde bin 405 zamlandı, dana etine yüzde bin 109 zam geldi, kira giderleri yüzde bin 109 arttı, çocuk bakım hizmetleri yüzde bin 49 zamlandı. MS hastası olup Silivri’de ilacını içemediği için bütün gece ağrılar içinde kıvranan Tayfun Kahraman’dan tek kelime söz edilmedi. Lenfoma kanseri olduğu için 25 kilo veren cezaevindeki Murat Çalık’tan bahsedilmedi. Barış Terkoğlu’nun gözaltına alınmasından, gazetecilere yönelik baskılardan söz edilmedi. Asgari ücretle ilgili tek bir haber yok. Geçtiğimiz yıl asgari ücretle 4,5 çeyrek altın alınabilirken bu yıl 2,5 çeyrek altın alınabildiği bilgisi verilmedi. TRT’ye bir önerim var: Ekmeye zam geldiğinde “iktidarımız obeziteyle mücadele ediyor” diye haber yapabilirler. Ürünü dalda kalan çiftçiye “çiftçi sebzeye doyuyor” diye yalan haber yapabilirler. TRT’ye AK Partili siyasetçiler çıkıyor. Bize gelince CHP olarak parayla bile TRT’ye reklam veremiyoruz. Çizgi film kanallarını bile propaganda aracı olarak kullanıyorlar" açıklasında bulundu.

MÜCADELEYE DECAM EDECEĞİZ

Son olarak "Bir mezalimle karşı karşıyayız. 19 Mart’tan beri yapılan bir darbe var" diyen ve sonuna kadar mücadeleye devam edeceklerini belirten Akdoğan, "Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarımız tutuklu. Silivri Cezaevi’nde arkadaşlarımız tutsak. 4 bin 700 sayfalık iddianamenin savcısı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu iddianame saraylarda hazırlanmıştır. Eğer güveniyorsanız, biz de arkadaşlarımızın haklı davasına güveniyoruz. Vereceğimiz kanun teklifi ortadadır. Yargılamalar TRT başta olmak üzere televizyonlardan canlı yayınlansın diyoruz. Çünkü bu artık kamuoyunu doğrudan ilgilendiren bir davadır. TRT’de bu davayı canlı yayınlayacak yürek var mı? Bu iktidarda canlı yayınlanmasını kabul edecek cesaret var mı? Biz bu kanun teklifini Meclis’e getirdik, MHP hayır oyu verdi. Yol arkadaşlarımız yarından tezi yok tahliye edilmelidir. Dava bir kanunla TRT’den yayımlanmalıdır. Biz aslanlarımıza güveniyoruz. Genel Başkanımız Özgür Özel’in arkadaşlarımızın arkasında nasıl dimdik durduğunu biliyoruz. Biz CHP’lilerin ar, namus ve onurla bu görevi yaptığını biliyoruz. Biraz yüreğiniz varsa bu yasaya destek olun. TRT de bir işe yarasın. Bugünkü İzmir stüdyomuzun konuğu Çağatay Başkanımızdı. Onu çok seviyor ve ona güveniyoruz. Partimizi, belediyelerimizi, büyükşehir belediyelerimizi Cemil Başkan’a emanet ediyoruz. Biz vatan savunmasında Türkiye’nin dört bir yanında bu mücadeleyi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

DAVA CANLI YAYINLASIN HERKES GÖRSÜN

"Biz her zaman ülkemizin vicdanını savunmak için konuştuk. Demokrasinin en temel ilkesini konuşuyoruz. Adalet hiçbir siyasi parti meselesi değildir. 83 milyonun ortak nefesidir" diyerek sözlerine başlayan Çağatay Güç ise, "Bu dava TRT’den canlı yayınlansın, herkes görsün, duysun. Gizlenecek bir şey yoksa şeffaflıktan neden çekinilsin? Hepimiz çok iyi hatırlıyoruz; İstanbul’da sandıklar kuruldu, 9 milyon yurttaş oy kullandı. İmamoğlu seçimi kazandı. Bu irade tartışmaya açıldı, seçim iptal edildi. Adalet duygusu zedelendi. Millet sandığa bir kez daha vicdanıyla gitti. Çok güçlü bir irade ortaya koydu. Bu bir uyarıydı, bir itirazdı, bir demokrasi dersiydi. “İrademe tokat atamazsınız” dedi. Sandıkta alamadığınız meşruiyeti başka yollarla tesis edemezsiniz. Milletin verdiği bu mesajdan gerçek dersler çıkarılmalıdır. Bu mesele yalnızca CHP seçmeninin meselesi değildir; sağcı, solcu herkesin meselesidir. Mesele bir isim meselesi değildir. Mesele, “yarın aynı şey bana yapılır mı?” duygusudur. Adalet terazisi bir kez şaşarsa kimse kendini güvende hissedemez. Rekabet haksızlıkla yürütülüyorsa bu, iradeye müdahaledir. Bizim itirazımız da budur. En güçlü ilaç şeffaflıktır. TRT vergilerle yayın yapmaktadır. Öyleyse bu dava kapalı kapılar ardında değil, milletin ekranında görülmelidir. Bizim korkumuz yok. Saklayacağımız bir şey yok. Talebimiz çok açık: Hak, hukuk, adalet. Korkmayın, yılmayın, umutsuzluğa kapılmayın. Gecenin en karanlık anı, aydınlığa en yakın andır" dedi.

{ "vars": { "gtag_id": "AW-16801464760", "config": { "AW-16801464760": { "groups": "default" } } }, "triggers": { } }