Altın yatırımcılarını ilgilendiren önemli bir gelişme yaşandı. Geçtiğimiz hafta, ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı yeni gümrük tarifelerinin etkisiyle altının ons fiyatı rekor seviyelere yükselmişken, bu hafta ise ABD yönetiminin vergilerde gevşeme sinyalleriyle fiyatlar keskin bir düşüş yaşadı. Uzmanlar, altın fiyatlarındaki bu dalgalanmaların ardından Merkez Bankalarının alacağı aksiyonların dikkatle izlenmesi gerektiğini vurguladı.

Jeopolitik Riskler ve ABD Merkez Bankası'nın Etkisi

ABD Başkanı Donald Trump’ın yönetimiyle başlayan küresel ekonomik belirsizlikler, jeopolitik gerginlikler ve Fed’in politikalarındaki belirsizlikler, emtia piyasasında büyük dalgalanmalara neden olurken, yatırımcılar bu belirsizlikler karşısında yön bulmaya çalışıyor.

Geçtiğimiz hafta 3500 dolarla tarihi zirveye tırmanan altının ons fiyatı, bu hafta 3220-3260 dolar bandına gerileyerek önemli bir düşüş gösterdi. Aynı dönemde gram altın da 4 bin TL’nin altına inerek haftayı 4018 TL seviyesinde tamamladı.

Merkez Bankalarının Rolü

İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Direktörü Şant Manukyan, Rusya’nın 8-10 Mayıs tarihleri arasında ilan edeceği ateşkesin, Ukrayna’nın olası bir saldırısına zemin hazırlayabileceği spekülasyonlarına dikkat çekerek, bunun altın fiyatlarını yükseltebileceğini belirtti. Ayrıca, Hindistan-Pakistan geriliminin de benzer şekilde altın fiyatlarını artırma potansiyeline sahip olduğunu ifade etti.

Manukyan, bazı ülkelerdeki yüksek altın fiyatlarının, hem küçük hem de bireysel yatırımcılar için altın talebini azalttığını dile getirdi. Ancak, merkez bankalarının bakış açısının farklı olduğunu belirterek, "Dolar likiditesinin yeterliliği veya likidite krizine girilip girilmeyeceği merkez bankaları için daha önemli. Eğer böyle bir endişe varsa, altın alımlarını sınırlayabilir veya satabilirler" dedi.

Jeopolitik Gerginliklerin Uzun Vadeli Etkisi

Altın, kısa vadede değer kaybı yaşayabilir, ancak Manukyan’a göre, bu durum jeopolitik risklerin etkisiyle geçici olabilir. "Doların değer kazandığı veya Fed’in faizleri artırdığı dönemde bile altın bu gelişmelerden etkilenmedi. Çünkü günümüzde ABD ile Çin arasındaki ilişkiler ve diğer küresel gerginlikler, ticaret anlaşmalarıyla çözülemez" dedi.

Bakır ve Gümüş Piyasalarındaki Durum

Bakır talebinin, ABD'nin Çin'in imalat sektörüne yönelik olası adımlarıyla zayıflayabileceğini belirten Manukyan, Batı dünyasında yeniden endüstrileşme sürecinin başladığını ve bunun bakır talebine olumlu etkileri olabileceğini öngördü.

Gümüşle ilgili olarak ise Manukyan, gümüşün altın gibi finansal sistemin temel taşlarından biri olamayacağını, ancak altın piyasasında düzeltme bittikten sonra, yatırımcıların fonlarını gümüşe yönlendirerek fiyatları yükseltebileceğini söyledi.

Altın ve Gümüş Rasyosu Üzerine Değerlendirme

Altın ve gümüş arasındaki ilişkiyi değerlendiren Manukyan, "Eğer finansal sistemle ilgili bir kaygı varsa, ABD tahvillerinin alternatifi gümüş olamaz. Altın, merkez bankalarının güvenli limanı olmaya devam eder" şeklinde konuştu. Ayrıca, altın/gümüş rasyosunun 100’ün üzerine çıkmasının şaşırtıcı olmayacağını, ancak tartışmaların sonlanmasıyla bu oranın yeniden 80’lere düşebileceğini belirtti.

Kaynak: AA