Günümüzde birçok enfeksiyonun tedavisinde kullanılan antibiyotikler, tıp dünyasının önemli bir dönüm noktasını temsil eder. Ancak, antibiyotiklerin keşfi ve ilk kez kullanılması hakkında bilgi sahibi olmak, bu güçlü ilaçların önemini daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Antibiyotik nedir, ne işe yarar? ve Antibiyotik ilk ne zaman kullanıldı? Antibiyotiklerin nedir, ne işe yarar sorularının yanı sıra, bu ilaçların ilk kez ne zaman kullanıldığı da oldukça merak edilen konulardandır. İşte, antibiyotiklerin önemi ve ilk kullanımı hakkında detaylar...
Antibiyotik nedir, ne işe yarar?
Antibiyotik, bakterilere karşı etkili olan önemli bir antimikrobiyal madde olarak bilinir. Bakteriyel enfeksiyonlarla mücadelede temel bir ajan olan antibiyotik ilaçlar, bu tür enfeksiyonların tedavisi ve önlenmesinde geniş çapta kullanılmaktadır. Bu maddeler, bakterilerin ölümüne veya çoğalmasının engellenmesine yardımcı olabilir.
Antibiyotikler, soğuk algınlığı veya grip gibi virüslere karşı etkili değildir. Bu tür hastalıkların tedavisinde antiviral ilaçlar kullanılırken, antibiyotikler bakterilere karşı özel olarak tasarlanmıştır. Aynı şekilde, mantar enfeksiyonlarına karşı da etkili değiller; bu durumda kullanılan ilaçlar antifungal ilaçlar olarak adlandırılır.
Antibiyotik terimi geniş anlamda "mikroplara karşı" kullanılan maddeleri ifade eder, ancak tipik tıbbi kullanımda, doğal olarak üretilenler (örneğin penisilin gibi) antibiyotik olarak adlandırılırken, tamamen sentetik olanlar antibiyotik olmayan antibakteriyellerdir (örneğin sülfonamidler ve antiseptikler). Her iki sınıf da mikropları öldürme veya çoğalmalarını engelleme amacını taşır ve antimikrobiyal kemoterapiye dahildir.
Antibiyotikler eski çağlardan beri bilinmekte ve kullanılmaktadır. Birçok antik medeniyet, küfün enfeksiyonlar üzerindeki olumlu etkilerini biliyor ve bu bilgiyi uyguluyordu. Ancak, modern antibiyotik çağı 20. yüzyılda başladı. Alexander Fleming, günümüzün modern penisilinini 1928'de keşfetti ve bu, savaş zamanında önemli bir ilerleme sağladı. Ancak, antibiyotiklerin aşırı kullanımı ve yanlış kullanımı, direnç gelişimine yol açarak önemli bir sağlık sorunu haline geldi.
Dünya Sağlık Örgütü, antimikrobiyal direnci gelecekteki bir endişe olarak değil, mevcut bir küresel tehdit olarak sınıflandırmıştır. Antimikrobiyal direnç, dünya genelinde ciddi sağlık sorunlarına neden olmaktadır ve 2019 yılında milyonlarca ölüme sebep olmuştur. Bu nedenle, antibiyotiklerin bilinçli ve düşünceli bir şekilde kullanılması büyük önem taşımaktadır.
Fransız bakteriyolog Jean Paul Vuillemin tarafından "yaşama karşı" anlamına gelen 'antibiyozis' terimi, ilk antibakteriyel ilaçların sergilediği etkiyi tanımlamak için ortaya atıldı. Antibiyotikler, ilk kez 1877'de Louis Pasteur ve Robert Koch tarafından Bacillus anthracis'in büyümesini engelleyebildikleri gözlemlenerek tanımlandı. Amerikalı mikrobiyolog Selman Waksman, bu ilaçları 1947'de "antibiyotik" olarak adlandırdı.
1942'de Selman Waksman ve çalışma arkadaşları, bir mikroorganizma tarafından üretilen ve diğer mikroorganizmaların büyümesini engelleyen herhangi bir maddeyi tanımlamak için "antibiyotik" terimini kullandılar. Bu tanım, sentetik antibakteriyel bileşikleri ve mikroorganizmalar tarafından üretilmeyen maddeleri kapsam dışında tutuyordu. Günümüzde ise "antibiyotik" terimi, mikroorganizma tarafından üretilip üretilmemesine bakılmaksızın bakterileri öldüren veya büyümelerini engelleyen herhangi bir ilacı ifade ediyor.
"Antibiyotik" terimi, "yaşama uygun, canlı" anlamına gelen Yunanca kökenli "biōtikos", "yaşam biçimi" anlamına gelen "biōsis" ve "yaşam" anlamına gelen "bios" kelimelerinden türetilmiştir. Öte yandan "antibakteriyel" terimi, "karşı" anlamına gelen "anti" ile "asa, baston" anlamına gelen Yunanca kökenli "baktērion" kelimesinin küçültülmüş halinden gelmektedir, çünkü keşfedilen ilk bakteriler çubuk şeklindeydi.