İzmir’de 18 yaşındaki Aslıhan Sinem Çiçek’in ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada, sanık Cem Acar hakkında “kasten öldürme” ve “uyuşturucu madde ticareti” suçlamalarıyla açılan ikinci davanın mevcut dosya ile birleştirilmesi, aileye yeni bir umut doğurdu. Kararın ardından konuşan anne Remziye Çiçek, “Avukatımız aradığında doktora gidiyordum. Yoldan geri döndüm. ‘Bu haberi Sinem’e vereceğim’ dedim. İçimde hem sevinç hem acı vardı. Ağladım… Sonra koşarak mezarına gidip kızımı haberdar ettim” dedi.
Ne olmuştu?
Bayraklı’da yaşayan Aslıhan Sinem Çiçek, 26 Temmuz 2022’de Bornova’ya bir iş görüşmesine gitmek üzere evden ayrıldı. Genç kıza ulaşamayan ailesi kayıp başvurusunda bulundu. Yapılan aramada, Aslıhan’ın ağır yaralı halde Ege Üniversitesi Hastanesi’nde olduğu belirlendi. Çiçek, tüm müdahalelere rağmen ertesi gün hayatını kaybetti.
Soruşturma kapsamında Aslıhan’ın telefonunda izine rastlanan Burak Kaya gasp şüphesiyle tutuklandı. Kamera incelemeleri sonucu genç kızın son olarak beyaz bir hafif ticari araca bindiği tespit edildi. Aracın sahibi olduğu belirlenen Cem Acar ise “nitelikli cinsel saldırı” şüphesiyle gözaltına alındı ancak adli kontrolle serbest bırakıldı.
İddianame ve cezai süreç
Hazırlanan ilk iddianamede Cem Acar için “nitelikli cinsel saldırı” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından 19 yıla kadar, Burak Kaya için “yağma” suçundan 15 yıla kadar hapis istendi. “Olası kastla öldürme” yönünden ise takipsizlik verilmişti.
Ancak mahkemenin yeniden değerlendirme kararı sonrası, Çiçek ailesinin itirazı dikkate alındı ve “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı kaldırıldı. Savcılık talimatıyla Cem Acar, bu kez “kasten öldürme” ve “uyuşturucu madde ticareti” suçlamalarıyla tutuklandı.
Ek iddianame
Ek iddianamede Acar’ın, Aslıhan’ı Bornova’dan alıp önce iş yerine, ardından Seyirtepe’ye götürerek uyuşturucu temin ettiği anlatıldı. Çiçek’in akşam saatlerinde Acar’ın evinde fenalaştığı, camı kırıp yaralandıktan sonra evden kaçarak yolda polis tarafından bulunduğu aktarıldı.
Acar’ın o an sağlık ekiplerine haber vermeyerek ölüm riskini ortadan kaldırabilecek imkâna sahip olduğu halde bunu kullanmadığı, verdiği uyuşturucu nedeniyle eylemi ile ölüm arasında açık illiyet bağı oluştuğu belirtildi.
Bu kapsamda sanık hakkında “kasten öldürme” suçundan müebbet, “uyuşturucu ticareti” suçundan ise en az 10 yıl hapis istemiyle yeni dava açıldı ve dosyalar birleştirildi.
Anne Remziye Çiçek: “3 yıldır yas tutamadık”
Üç yıldır adalet aradıklarını vurgulayan anne Remziye Çiçek duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Karar geç kalmış olsa da doğru olandı. Kızımın mezarına gidip ‘Sinem, bak mücadelemiz sonuç verdi’ dedim. Bu süreçte yas tutacak hâlimiz olmadı; sürekli dava peşinde koştuk. Ben kızımı toprağa verdim, oğlum da bu acıyla içe kapandı. Ailece hayattan tat alamıyoruz.”
Olayın yalnızca bir kişiden ibaret olmadığını düşündüklerini söyleyen anne Çiçek, tüm sorumluların en ağır cezayı alması gerektiğini ifade ederek avukatlarına ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na destekleri için teşekkür etti.
“Yüreğimiz yanıyor”
“Kızım melek gibiydi. Ayakta kalmamın tek nedeni katillerin hak ettikleri cezayı aldığını görmek” diyen Remziye Çiçek, genç kadınların benzer bir kaderi yaşamaması için davanın örnek teşkil etmesini istedi.




