Belçika’da hükümetin kemer sıkma politikalarına karşı başlatılan ve “Kasım Çağrısı” adı verilen 3 günlük iş bırakma eylemi, üçüncü gününde ülke genelinde toplumsal hayatı ciddi şekilde sekteye uğrattı. Kamu kurumlarından havalimanlarına, toplu taşımadan sağlık hizmetlerine kadar geniş bir yelpazede işleyiş durma noktasına geldi. Eyleme öğretmenler, sağlık çalışanları, yerel yönetim personeli ve posta çalışanları yoğun katılım gösterdi. Çok sayıda okul ve kreş kapılarını açmazken, belediye hizmetleri ile hastanelerde acil servisler dışında hizmet verilemedi. Çöp toplama hizmetlerinin aksaması nedeniyle büyük kentlerde atık yığınları oluşmaya başladı. Posta teslimatları neredeyse tamamen durdu, resmi kurumlarda işlemler ertelendi. Sendikalar, eylemin “göstermelik değil, sosyal haklar için zorunlu” olduğunu vurguluyor.
Ulaşım Ağında Kaos
Ülke çapında demir yolu çalışanlarının greve katılması tren seferlerini büyük ölçüde azaltırken, Brüksel’in toplu taşıma operatörü STIB’de görev yapan çalışanların eyleme katılması başkenti felç etti.
- Brüksel’de tüm otobüs seferleri durdu.
- Metro ve tramvayların yalnızca sınırlı sayıda hattı çalışabildi.
- Flaman ve Valon bölgelerinde de toplu ulaşımın durması, ulaşım sorununu ulusal bir boyuta taşıdı.
Havalimanlarında Seferler İptal
Brüksel ve Charleroi havalimanlarında görev yapan personelin greve katılması havayolu trafiğini vurdu. Charleroi’den tüm uçuşlar iptal edildi. Brüksel Havalimanı’nda kalkışlar durduruldu, yalnızca sınırlı sayıda iniş kabul edildi. Grevin ilk gününde ağırlıklı olarak şehir içi ve şehirler arası ulaşım etkilenirken, ikinci ve üçüncü günde kamu hizmetlerinde aksamanın daha görünür hale gelmesi dikkat çekti.
Grevin Arka Planında Ne Var?
Şubat ayında görevi devralan ve Başbakan Bart De Wever liderliğindeki federal hükümet, kamu borcunun Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın üzerinde yer alması nedeniyle kesintiye gitme hazırlığında. Sosyal harcamaların ve erken emeklilik uygulamalarının yeniden düzenlenmesi hedefleniyor. Sendikalar ise bu adımların “çalışanı cezalandıran bir sosyal yıkım paketi” olduğunda ısrarlı. “Gelir adaletsizliği büyür, sosyal devlet küçülür” uyarısında bulunan sendikalar, talepler karşılanmazsa eylemlerin devam edeceğini belirtiyor. Yıl boyunca farklı sektörlerde yapılan grevlerin son halkası olan bu 3 günlük eylem, sendikaların toplu mücadeleyi büyüteceğinin sinyali olarak görülüyor. Hükümet ise bütçe disiplinini geri dönüşü olmayan bir öncelik olarak tanımlamaya devam ediyor. Taraflar geri adım atmıyor. Belçika’da önümüzdeki dönemin, sosyal haklar ile ekonomik tedbirler arasındaki gerilim başlığında daha çok tartışmaya sahne olacağı anlaşılıyor.





