Salihli Ovası'na yayılan Bintepeler, Lidya dönemine ait kral mezarlarıyla arkeoloji dünyasında büyük bir merak uyandırıyor. Yapılan son çalışmalar, bu gizemli yapıların sadece birer mezar değil, aynı zamanda dönemin sosyal ve dini yaşamına dair ipuçları barındırdığını gösteriyor.

Bintepeler (Lidya Kral Mezarları): Salihli Ovası’ndaki Gizemli Tümülüsler!

Gediz Nehri'nin bereketli kollarıyla sulanan Salihli Ovası’nda, ufka doğru sıralanmış devasa toprak yükseltileri görenleri hem hayrete düşürüyor hem de tarihin derinliklerine doğru gizemli bir yolculuğa çıkarıyor. Bu etkileyici yapılar, Lidya Krallığı'nın ölümsüz anıtları olarak günümüze ulaşan Bintepeler Tümülüsleri. Her biri birer kraliyet nişanesi niteliğindeki bu mezar tepeleri, Lidya uygarlığının ihtişamını ve krallarının ebedi uykusunu simgeliyor.

Bintepeler Neresi?

Manisa’nın Salihli ilçesi sınırlarında, antik Sardes kentinin hemen doğusunda yer alan bu alan, yaklaşık 90 kadar tümülüsüyle Anadolu’nun en geniş kraliyet mezarlığı konumunda. “Bintepe” adı, halk arasında tümülüslerin çokluğuna gönderme olarak verilmiş; gerçek sayı yüzü aşmasa da ovaya serpiştirilmiş dev yapılar, bu ismin hakkını fazlasıyla veriyor.

Lidya Krallığı ve Sardes: Paranın Doğduğu Topraklar

Bintepeler’i anlamak için önce Lidya’yı tanımak gerekir. Lidya, M.Ö. 7. yüzyılda Batı Anadolu’da hüküm süren ve tarihte ilk kez madeni para kullanan uygarlık olarak bilinir. Başkentleri Sardes, yalnızca bir siyasi merkez değil, aynı zamanda dönemin en gelişmiş ticaret şehirlerinden biriydi.

Bu zenginliğin ve merkezi gücün simgesi olan kral mezarları, Sardes’in hemen doğusundaki ovaya inşa edildi. Her bir tümülüs, yalnızca birer mezar değil, aynı zamanda güç, kudret ve ölümsüzlük arzusunun taşlaşmış hâliydi.

Alyattes Tümülüsü: Anadolu’nun Piramidi

Bintepeler içinde en dikkat çekeni, Lidya Kralı Alyattes’e (Kral Kroisos’un babası) atfedilen devasa tümülüs. Yaklaşık 355 metre çapı ve 60 metreye ulaşan yüksekliğiyle Anadolu’nun en büyük mezar tepesi olarak kabul ediliyor. Hatta bu yönüyle, Halikarnas Mozolesi ve Mısır Piramitleri ile karşılaştırılabilecek ölçekte bir yapı.

Tümülüsün içinde kralın mezar odasına açılan uzun bir taş koridor olduğu düşünülüyor. Ancak bugüne dek kapsamlı bir kazı yapılmadığı için Alyattes'in mezarı hâlâ gizemini koruyor. Bu da tümülüse, yalnızca arkeolojik değil, aynı zamanda mistik bir aura kazandırıyor.

Kralların Sessiz Tanıkları

Bintepeler’de sadece Alyattes değil, Gyges gibi diğer Lidya krallarının da mezarlarının bulunduğu tahmin ediliyor. Antik kaynaklarda bu mezarların bazılarının döneminde görkemli törenlerle yapıldığı, yüzlerce hizmetkâr ve değerli eşyanın mezarlara bırakıldığı anlatılıyor. Ancak zamanla birçok tümülüs defineciler tarafından tahrip edildiği için bu iddialar kazılarla yeterince doğrulanabilmiş değil.

Zamanın Ötesinden Gelen Bir Manzara

Bugün Salihli Ovası’ndan geçen biri, yalnızca coğrafi değil, aynı zamanda zamansal bir manzarayla karşı karşıya kalır. Ovada yükselen her tümülüs, antik çağlardan bir ses gibi... Güneşin doğuşunda ya da alacakaranlıkta bu dev anıtların gölgeleri uzarken, doğa ve tarih birbiriyle fısıldaşır. Arkeologların, tarihçilerin ve fotoğrafçıların buraya ilgisi tam da bu nedenle hiç azalmıyor.

Kültürel Mirasın Korunması Gerekiyor

Ne yazık ki, Bintepeler’in çoğu tahrip edilmiş durumda. Zamanla yapılan tarım faaliyetleri, define arayışları ve kontrolsüz yapılaşma, bu eşsiz mirası tehdit ediyor. Bu yüzden UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Bintepeler’in, kalıcı listeye dahil edilmesi ve daha sıkı korunması büyük önem taşıyor.

Kaynak: Haber Merkezi