Türkiye’de özellikle yaz sofralarının vazgeçilmez yemeklerinden biri olan türlü yemeği, artan maliyetleri nedeniyle artık cep yakıyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) temmuz ve ağustos aylarına ilişkin üretici ve market fiyatları raporu, sofralara geleneksel olarak bereketiyle giren bu yemeğin bile tüketiciye lüks hale geldiğini ortaya koydu. Havuç, kabak, patlıcan, taze fasulye, soğan, patates, biber ve domatesten yapılan ve dört kişilik bir ailenin bir akşam yemeği olacak bir tencere türlü, ağustos itibarıyla yaklaşık 220 liralık maliyete ulaştı.
Üretici ile market fiyatları arasındaki uçurum en çok havuçta göze çarptı. Ağustos ayında üreticide kilosu 11 lira olan havuç, markette 47,88 liraya alıcı buldu. Yüzde 335’i aşan bu fark, tüketicinin cebindeki yangını gözler önüne serdi. Kabak üreticide 8,38 lirayken markette 33,49 lira ile yüzde 300’e yaklaşan fiyat artışıyla sofraya girdi. Taze fasulye üreticide 59 lira iken markette en düşük 100,64 lira ile yüzde 70,58, patlıcan ise üreticide 10,88 iken markette 122,54 lira ile yüzde 270’i aşan farkla dikkat çekti. Soğan markette 12,19, patates 13,85, biber 47,45 ve domates ise 37,84 liralık fiyatıyla bu kadar keskin bir sıçrama göstermese de, toplam maliyetin yükselmesine engel olamadı. Özellikle patates ve soğandaki görece düşük fiyat farkları bile, tüketicinin nefes almasına yetmedi.
“Bir ayda yüzde 59 zam”
Temmuz ayında da durum çok farklı değildi. O dönemde tarladan 12 liraya çıkan havuç markette 41 liraya kadar yükseldi. Patlıcan üreticide 3,70 lira iken tezgahta 21,55 liraya satıldı. Yaz ortasında tüketiciye nefes aldırmayan bu tablo, ağustosta daha da ağırlaştı. Her sebzeden kullanılarak yapılan basit bir türlü yemeği, dar gelirli bir ailenin yalnızca bir öğünü için temmuz ayında 130 lira maliyete yapılabilirken, yaklaşık bir ay içinde artan girdi maliyetleri nedeniyle aynı türlü yemeği ağustos ayında 220 liraya yükseldi. Yani aynı yemeğin temmuz ayı maliyeti ile ağustos ayı maliyeti arasında yüzde 59’luk bir fiyat artışı yaşandı. Üstelik bu rakam, evde et ya da tavuk gibi ek malzemeler kullanılmadığı halde ortaya çıkan maliyet. Yemeğe bir de yağ, salça, baharat ve yanında tüketilen ekmek dahil edildiğinde, sofraya bir tencere türlü yemeği koymak mümkün olmayacak.
“Yaz bolluğu azaldı”
Bu yıl tarımsal üretimde geçen yıllara oranla büyük bir düşüşün söz konusu olduğunun altını çizen Bornova Ziraat Odası Başkanı Cengiz Derici, yüksek sıcaklıklar ve yaşanan don olaylarının sebze ve meyvede yaz bolluğunu azalttığını söyledi. Aşırı yükselen sıcaklıkların sebze ve meyvelerin yanmasına neden olduğunu belirten Derici, “Bu yıl geçtiğimiz yıllara oranla aşırı sıcaklar nedeniyle rekoltede yüksek düşüşler yaşandı. Bu yüzden üretici mahsulü düştü. Bu ana neden. Bir diğer yandan ise akaryakıttaki zamlar nakliye fiyatlarını etkiledi. Artan nakliye fiyatları ve rekoltedeki düşüş verimi etkilerken, yaşanan don olayları da üreticinin mahsulünü elinden aldı. Eğer bu olaylar devam ederse bu yılı düşük rekolte ve yüksek ürün fiyatlarıyla kapatmak zorunda kalırız” dedi.
“Sofralar boş kalır”
Yaz aylarında yaşanan yüksek sıcaklıkların mevsim normallerine ulaşması ve yeniden bir don olayı yaşanmaması halinde fiyatlarda bir miktar düşüş yaratabileceğini kaydeden Derici, “Yüksek rakamlarda düşüşler beklemek doğru değil. Ancak yaşadığımız kötü tecrübeleri yaşamaya devam etmez isek bir miktar kurtarma şansımız var. Aksi halde ise rekolte düşüşlerini yaşamaya ve fiyatlarda artışlar görmeye devam ederiz. Böyle bir noktada ise yazın boş kalan sofralarımız maalesef kışın da boş kalmaya devam eder” diye konuştu.
“Alın terinin karşılığı yok”
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ise, yaptığı değerlendirmede üretici ile market fiyatları arasındaki bu uçurumun yalnızca mevsimsel etkilerden kaynaklanmadığını vurguladı. Bayraktar’a göre, artan girdi maliyetleri, nakliye giderleri, depolama koşulları ve aracı zinciri fiyatları katlıyor. “Üretici alın terinin karşılığını bulamıyor, tüketici ise tezgâhta yüksek fiyat altında eziliyor” diyen Bayraktar, çözüm için etkin denetim, şeffaflık ve üreticiyi koruyacak politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.