Ağrı’nın Patnos ilçesinde doğdu, İstanbul’da büyüdü. Genç yaşta yüreğine ümmet davasını koydu. Adı Selami Yurdan. Bosna’da yaşanan zulme seyirci kalamayıp 1992’de 5 arkadaşıyla birlikte yola çıktı. Ve daha ilk çatışma gününde, “Buraya şehit olmaya geldik” diyerek cepheye yürüdü. O artık Türkiye’den Bosna’ya giden ilk şehit olarak hafızalara kazındı.
Selami Yurdan kimdir?
Selami Yurdan, 1966 yılında Ağrı'nın Patnos ilçesinde dünyaya geldi. Aslen Bitlis'in Yako köyündendir. Ailesiyle birlikte 1978 yılında İstanbul’a göç eden Yurdan, genç yaşlardan itibaren İslami mücadeleye duyduğu ilgi ve ümmet bilinciyle çevresinde tanındı. Ticaretle uğraşsa da hayatının merkezine, inandığı değerler uğruna verilen mücadeleyi koydu.
İdealleriyle Yaşayan Bir Genç
Yurdan, özellikle Afganistan’daki cihad hareketinden etkilenmişti. Recai Yurdan’ın anlatımına göre, o yıllarda aileler yüzüklerini dahi Selami’ye vererek mücadeleye destek olmaya çalıştı. Fakat çeşitli sebeplerle Afganistan'a gidemedi. 1992 yılında Bosna'da başlayan savaş, onun içindeki şehadet arzusunu yeniden alevlendirdi.
Bosna’ya Gidişi ve Şehadeti
Bosna'daki direnişe destek vermek isteyen Selami Yurdan, 5 arkadaşıyla birlikte yola çıktı. Babasına Balkanlar’da ticaret yapacağını söyleyerek helalleşti. Önce Macaristan’a oradan da Makedonya üzerinden Bosna-Hersek’e geçerek Travnik cephesine ulaştı. Kısa süre içinde cephede aktif görev almak istediğini belirtti. Henüz cephedeki ilk gününde, tek kurşunla şehit düştü. Tarih 22 Ağustos 1992'ydi.
Türkiye'den Bosna’ya Giden İlk Şehit
Selami Yurdan, Bosna Savaşı’na Türkiye’den gönüllü olarak katılıp şehit düşen ilk isim olarak kayıtlara geçti. Onun ardından Türkiye’den çok sayıda gönüllü Bosna’ya gitti. Şehadeti bir kıvılcım oldu, ardında iz bırakan bir mücadele ruhu bıraktı.
Bir Vasiyet, Bir Bilinç
Şehadetinden önce yazdığı vasiyetinde, “Beni Osmanlı’dan kalma bir mezarlığa defnedin. Eşyalarımı aileme teslim edin. Beyazıt Meydanı’nda benim için gıyabi cenaze namazı kılın” demişti. Bu vasiyet, ailesi tarafından aynen yerine getirildi. Babası, cenaze namazında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Beş oğlum daha var. Beş milyon oğlum olsa Allah yolunda feda ederim.”
Bir Davanın Temsilcisi
Selami Yurdan’ın odasında dünyanın farklı coğrafyalarından şehitlerin fotoğrafları asılıydı: Metin Yüksel, Hasan el-Benna, Seyyid Kutub… O, ne etnik bir aidiyetle ne de bireysel bir kahramanlıkla hareket etti. Mücadelesi, İslam ümmetinin birliği ve adalet arayışıydı.