Aydın’ın Nazilli ilçesinde yer alan Bozyurt Horasan Mezarlığı, son dönemde gerçekleştirilen arkeolojik kazılarla Türk tarihine dair önemli sırları gün yüzüne çıkarıyor. 2023 yılında başlayan kazılar, Bursa Uludağ Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Nuri Kılavuz başkanlığında yürütülüyor. Alan, 13. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan Türk mezar taşı geleneği, tasavvufi yapıların izleri ve seramik buluntularıyla, Batı Anadolu'nun Türkleşme sürecine dair somut veriler sunuyor.

Pagan’dan Bektaşi’ye: Farklı İnançların Buluşma Noktası

Bozyurt Horasan Mezarlığı yalnızca Müslümanlara değil, aynı zamanda pagan ve Hristiyan mezarlarına da ev sahipliği yapıyor. Bu çok katmanlı inanç dokusu, bölgenin tarih boyunca nasıl bir kültürel geçiş noktası olduğunu gözler önüne seriyor. Kazı ekibinin bulduğu farklı geometrik biçimlerdeki (kare, daire, çokgen, dikdörtgen) yazısız mezar taşları, Anadolu’daki taş işçiliği ve mezar geleneğine dair bilinmeyenleri de aydınlatıyor.

Ahi Teşkilatları ve Zaviyeler Gündemde

Kazı başkanı Prof. Dr. Bülent Nuri Kılavuz, bölgede yalnızca bireysel mezar taşları değil, aynı zamanda Ahi teşkilatına ait mezar taşları ve bu yapıya bağlı zaviyelerin izlerine de ulaştıklarını belirtiyor. Özellikle 13. yüzyıldan itibaren bölgede etkili olan Ahilik kültürünün, yalnızca ekonomik bir yapılanma değil, aynı zamanda fetih sürecinin manevi ve sosyolojik temelini oluşturduğu vurgulanıyor.

Kılavuz, “Bu bölgede beş Ahi zaviyesi, birer Bektaşi, Mevlevi, Kadiri tekkesi ve 18. yüzyılda faaliyet göstermiş Niyazi Mısri Tekkesi gibi önemli yapıların izlerine rastladık. Bu, Batı Anadolu’nun Türk tasavvuf dünyasındaki yeri açısından büyük önem taşıyor” dedi.

Fetih Sadece Kılıçla Değil, Kültürle de Gerçekleşti

Kılavuz’a göre, Türklerin Anadolu’daki varlığı yalnızca askeri başarılarla sınırlı değildi. İskan politikaları, sosyal teşkilatlanmalar ve tasavvuf yapıları bu sürecin temel taşlarını oluşturdu. Özellikle Ahi zaviyeleri, hem yerli halkla uyum içinde yaşamayı sağladı hem de göç eden Türk topluluklarına barınma, üretim ve eğitim imkânı sundu.

“O dönemde amaç sadece toprak kazanmak değil, vatanlaştırmaktır,” diyen Kılavuz, bu zaviyelerin Türk fetih stratejisinin sosyo-kültürel boyutunu temsil ettiğini vurguladı. Ahi teşkilatlarının, fetih örgütlenmesinde öncü bir rol üstlendiğini belirten Kılavuz, bu yapıları kazılarla belgeleyerek tarihsel süreci ispatlamayı hedeflediklerini söyledi.

Arkeolojik Bulgular Türk Tarihini Zenginleştiriyor

Kazılar sırasında mezar taşlarının yanı sıra Türk dönemlerine ait seramik parçaları da bulundu. Bu buluntular, dönemin günlük yaşamına, ticari faaliyetlerine ve kültürel alışkanlıklarına dair önemli ipuçları veriyor. Kılavuz, seramiklerin özellikle zaviye ve tekke yaşamına dair detayları ortaya koyabileceğini belirtti.

Günümüze Ulaşan En Kapsamlı Fütüvvet İzleri

Prof. Dr. Kılavuz ve ekibi, kazılarla birlikte Ahi zaviyelerinin kalıntılarını ortaya çıkarmaya kararlı. “Bu zaviyeyi en kısa zamanda gün yüzüne çıkaracağız ve kamuoyuna sunacağız. Bu, günümüze ulaşan en önemli fütüvvet teşkilatı kalıntılarından biri olacak,” diye konuşan Kılavuz, bu yapının Anadolu’daki Ahilik sistemine dair en somut örneklerden biri olacağını belirtti.

Batı Anadolu’nun Türk Yurdu Oluşunun Belgeleri

Bozyurt Horasan Mezarlığı’ndaki kazılar, sadece bir mezarlık alanı değil; Batı Anadolu'nun Türk yurdu oluş sürecinin belgelerle ispatlandığı bir tarih laboratuvarı niteliğinde. Prof. Dr. Kılavuz’un liderliğinde sürdürülen çalışmalar, Türk tarihinin yalnızca askeri değil, aynı zamanda kültürel, sosyal ve dini yönlerine de ışık tutuyor.

Kaynak: AA