İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nin Eylül ayı işk oturumu öncesinde, meclis toplantı salonu önünde toplanan İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi grubu üyeleri, CHP'li ilçe belediye başkanları ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'in görevden alınması ve yerine kayyım olarak Gürsel Tekin'in atanmasıyla başlayan tepkiler ve il binası önünde yaşanan arbede ile ilgili basın açıklamasında bulundu. Basın açıklamasını okuyan İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Sözcüsü Yağmur Yurdakul Özkan, hukukun keyfi uygulamalarla kuşatıldığı, demokrasi ilkelerinin askıya alındığı, Anayasa hükümlerine aykırı biçimde temel hak ve özgürlüklerin yok sayıldığı bir dönemin yaşandığını söyledi. Halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarının, Ceza Kanunları’yla bağdaşmayan yöntemlerle görevden uzaklaştırılması; belediyelere kayyum atamaları ve seçilmiş temsilcilerin işlevsiz kılınarak siyasete iradeye aynı fikirde olmayan tüm kurumların ise antidemokratik kararlarla baskı altına alındığını belirten Özkan, "İktidarın Cumhuriyet Halk Partisi’ne duyduğu bitmek bilmeyen korkunun yeni tezahürü, bilindiği üzere, 38. Olağan İstanbul İl Kongresi’nde seçilmiş Başkan ve Yönetimin görevden uzaklaştırılması kararı olmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ihtiyati tedbir kararıyla görevden uzaklaştırılması ve CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atanması olmuştur. Oysa Siyasal Partiler Kanunu’nun 21. maddesi, parti kongrelerinin nasıl yapılacağını açık biçimde düzenlemektedir. Parti kongrelerinin geçersizliğine, seçilmiş kurul kararlarının iptaline yalnızca Yüksek Seçim Kurulu tarafından karar verilebileceği ve bu kararların kesin olduğu açıktır. Buna rağmen İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin keyfi görevlendirme kararı, hukuki güvenliğin tamamen ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Bu karar, yargının tarafsızlığını gölgeleyen, doğrudan doğruya siyasi etkenlerin dizaynedilmek istendiğini ortaya koymaktadır. Ancak hukuksuzluk bununla da sınırlı kalmamış; İl Başkanlığımız ablukaya alınmış, giriş ve çıkışlar keyfi biçimde engellenmiş, kolluk kuvvetleri gaz ve darp araçlarıyla binaya girmiştir. Bu adımların hangi mahkeme kararı verdiği dahi açıklanamamıştır. İstanbul İl Başkanlığı önünde yaşananlar, bir kez daha hukuka, demokrasiye ve milletin iradesine karşı bir darbe niteliği taşımaktadır. Buradan sesleniyoruz: Bu aziz milletin savaş meydanlarında kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’ni darbecilerinize teslim alamazsınız.
Dayanaksız uygulamalarınızla Türkiye’nin birinci partisine geri adım attıramazsınız. Azim ve kararlılığını milletten alan Cumhuriyet Halk Partisi, ne yaparsanız yapın, geleceğin iktidarıdır. Milletimizin uyarısı nettir: Hukuktan, demokrasiden ve millet iradesinden elinizi derhal çekin! Çünkü bu ülkenin yarınları, hiçbir baskıya boyun eğmeyen halkımızın kararlılığıyla; yeniden özgürlüğün, adaletin ve gerçek demokrasinin ışığında yükselecektir" ifadelerini kullandı.
"Seyirci kalamayız"
Yaşanan olaylarla ilgili değerlendirmeler yaptıklarını belirten Başkan Tugay, “İzmir Büyükşehir Belediyesinin CHP’li meclis grubu olarak yaşanan olaylarla ilgili değerlendirmeler yaptık. Biz burada İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerini meclis kararlarıyla uygulamakla yükümlüyüz. Ama ülkede yaşanan olağan dışı bir durum var. Seyirci kalmamızı kimse beklememeli. Çünkü şu anda hepimiz için çok hayati olan birkaç tane konu çok ciddi yara alıyor. Bunlardan biri ve en önemlisi demokrasi. Çok büyük bir siyasi partinin Türkiye’nin en büyük şehrinin il başkanlığına, içeride milletvekilleri, genel başkan yardımcıları, partinin üst düzey yöneticileri varken biber gazlarıyla girilmesi anlaşılabilir ve açıkçası kabul edilebilir bir şey değil. Demokrasi açısından çok sıkıntılı bir durum” dedi.
"Mücadelemize devam edeceğiz"
Hukukla ilgili pek çok hata yapıldığının altını çizen Başkan Tugay, "Asliye hukuk mahkemesi onun görevi olmayan tamamen Yüksek Seçim Kurulu’nun inisiyatifinde olan bazı kararları alabiliyor. Bunlar, daha tebliğ bile edilmeden uygulamaya sokulabiliyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten, Kuruluş Savaşı’ndan beri Türkiye Cumhuriyeti’nde önemli temsiliyeti olan CHP’nin siyasi yapısı ağır bir şekilde zarar görüyor. Zarar görmekten kastım, saldırıya maruz kalması. CHP’nin Türkiye için önemini herkes düşünmeli. Bu partiyi kapatalım, parçalara bölelim, dağıtalım diye düşünen varsa bilsin ki Türkiye’de önemli değerlere karşı bu kararı almaya çalışıyorlar. Bizler siyaset yaparken; kim, neyi ve hangi değerleri temsil ettiğimizi bilerek buradayız. Gücümüz yettiğince görevimizi yerine getirirken bir taraftan da partimizin savunduğu ilkeler için mücadele etmeye devam edeceğiz. Umuyorum CHP’ye yönelik hukuksuz ve antidemokratik müdahaleler sona bulur. Devletimizin kurumlarından beklediğimiz şey bu değerleri ülkemiz adına gelecekte Türkiye’nin vatandaşı olacak herkesi gözeterek korumalarıdır. Biz İzmir’de bugüne kadar yaptığımız gibi çalışarak, doğruların yanında durarak parti örgütümüzle üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.