Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü" dolayısıyla düzenlenen programında önemli açıklamalarda bulunuyor.

"KADINA EL KALDIRANIN VİCDANI KARARMIŞTIR"

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:

Kadına yönelik şiddetle mücadele gününde bu anlamlı programda sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Derdini içine atmak zorunda kalmış kadınlarla dayanışma için bir aradayız. Hayatlarını kaybeden tüm kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Travmalar nedeniyle sıkıntı çekmiş tüm hanım kardeşlerime de geçmiş olsun diyorum. Gerek cumhurbaşkanı olarak gerek 2 kız evladı babası olarak kadına yönelik şiddetle mücadelede en ön safta yer alacağımın bilinmesini isterim. Kadına el kaldıranın vicdanı kararmıştır. Açıksa söylemek gerekirse çocuğa ve kadına şiddet konusunu istatistikler üzerinden konuşmayı doğru bulmuyorum. Bunun nedeni Türkiye'nin bu meselede başkalarına kıyasla kötü bir durumda olması değildir, tam tersine Avrupa ülkelerine göre çok çok öndeyiz. Son 23 yılda verdiğimiz mücadele sayesinde bu alanda çok büyük bir paradigma değişimine imza attık. Burada mesele asla istatistikler değildir. Burada asıl mesele candır.

"KÜÇÜK KIYAMETİN KOPTUĞUNUN HABERCİSİDİR"

Tek bir hanım kardeşimiz bile şiddete uğruyorsa bu bizim için küçük kıyametin koptuğunun habercisidir. Gazetelerde okuduğumuz haberlerde her bir şiddet olayının yarım kalmış bir insan hikayesine, öksüz kalmış çocuğa, sönüp giden hayallere tekabül ettiğini aklımızdan çıkaramayız. Tek bir kayıp bile çoktur. Hepimiz adına hüzün vericidir. İstatistikler arasında kaybolmayacak kadar değerlidir. Kadına yönelik şiddetle mücadelede elde etiğimiz başarılara rağmen şiddeti sıfırlayamamanın üzüntüsünü her olayda hissediyoruz.

"KADIN HUZURLU İSE O AİLEDE HUZUR VARDIR"

Toplumun temeli olan ailenin kilit taşı kadındır. Kadın mutlu ise aile mutludur. Kadın huzurlu ise o ailede huzur vardır. Kadına yönelik şiddet en başta ailenin huzuruna geleceğine vurulmuş menfur bir darbedir. Bizim kültürümüzde aile mahremiyeti olan bir yapıdır. Bu yılı aile yılı olarak ilan ettik. bir evin giriş ya da bahçe kapısından ötesi kişinin mahremi olarak görülür ama zulüm varsa haksızlık varsa, kadına ve çocuğa şiddet varsa burada artık aile mahremiyetinden söz edilemez. Şiddet kişi ile sınırlı bir hadise değildir. Şiddet tüm toplumu enfekte edilen meseledir. Müdahale edilmeyen her şiddet zamanla büyüyüp başka olaylara sirayet ediyor. Erken yaşlardan itibaren şiddet maruz kalan çocuklar meselelerini şiddetle çözmeye meyil ediyor. Bunun çözümü Aile kurumuna sahip çıkmaktan geçiyor. Şehir hayatında ailenin omuzuna binen yük de artmakta. Kadın ile erkek arasındaki rol dağılımının adaletli yapılması şarttır. Eski davranış kalıplarının aynen devam etmesi beklenemez. Çocuk yetiştirmede babalara da önemli sorumluluklar düştüğüne inanıyorum. Dijital dünyadan doğan tehditler artarken çocuklara kol kanat germek sadece annelerin değil babaların da birincil görevidir. Hayatı paylaştığımız eşlerimize daha fazla destek olmamız gerekiyor. Babalardan ellerini taşın altına daha fazla koymalarını istirham ediyorum.

Kaynak: Haber Merkezi