Ekonomik krizin derinleştiği, iklim dengesinin bozulduğu Türkiye’de, kış meyvelerinin fiyatı daha tezgâha inmeden tartışma konusu oldu. Yaz sezonunda kirazdan kayısıya kadar neredeyse tüm meyveler cep yakarken, kış meyvelerinde de tablo değişmeyecek gibi görünüyor. Üretim bölgelerinde kuraklık, verim kaybı ve yüksek girdi maliyetleri, yeni sezonu başlamadan pahalı hale getirdi. Üretici maliyetini karşılayamıyor, tüketici ise kışın kış meyvesini, yazın yaz meyvesini alamaz duruma geldi.
Portakal da hayal
Daha kış meyvesinin tezgâhlara bile inmeden fiyat endişesinin şimdiden başladığını belirten İzmir Pazarcılar Esnaf Odası Başkanı Hamdin Erişen, “Üreticiler de tüketiciler de ucuz bir şey görünmüyor diyerek sezonu kaygıyla bekliyor. Yazın yüksek fiyatlarla geçen meyve dönemi, kış meyvelerine de pek umut bırakmamış görünüyor. Portakal ve mandalina üreticileri, bu yılın kurak geçtiğini, çiçek döneminde verimin düştüğünü anlatıyor. Mandalinada yaşanan bu azalmayla birlikte, şu an kilogramı 40-50 liraları bulan fiyatların bu kış daha da yukarı çıkmasından korkuluyor. Portakal hasadı ise henüz başlamadı” diye konuştu.
‘Tezgâhta kiraz yoktu’
Yaz meyveleri cephesinde de durumun farklı olmadığını aktaran Erişen, “Bu yıl kirazdan kayısıya kadar pek çok ürün cep yaktı. Pazarcılar bile kirazı almaya yanaşmadı; fiyatlar o kadar yüksekti ki, bazı tezgâhlarda hiç yer almadı. Üreticiler de aynı dertteydi: Verim az, maliyet yüksek, alıcı sınırlı. Üstüne bir de ihracat baskısı eklenince, kaliteli ürünlerin neredeyse tamamı yurtdışına gitti. İç piyasada kalanlar “ikinci el” diye tabir edilen, görünümü ya da kalitesi düşük meyvelerdi. Bu yıl doğru dürüst kiraz bile yiyeme hiçbir vatandaş. Kuraklık, ihracat ve yüksek maliyet üçgeninde sıkışan tarım sektörü, bir yandan üretimi sürdürmeye çalışırken diğer yandan tüketicinin tepkisini de anlıyor. Ama bu sezon da meyve lüks olmaya devam edecek gibi. Ucuz bir şey görünmüyor, ne dalda bolluk var, ne tezgâhta umut” dedi.
‘Kışın portakal, yazın domates’
İklim krizi ve artan girdi maliyetlerinin üretimi vurduğunu aktaran Çiftçi-Sen Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu, “Yerel pazarlar boşaldı. Üretici tarlasına, tüketici tezgâha yetişemiyor. Ekonomik krizin tarımdaki yansımaları derinleşirken, bir zamanlar mevsimin bolluğunu sofralara taşıyan ürünler artık lüks hale geldi. Kışın portakal, yazın domates dönemi yerini, mevsimiyle ilgisiz ama fiyatı yüksek ürünlere bıraktı. Üretici bir yandan iklim krizinin doğrudan etkileriyle, diğer yandan artan girdi maliyetleriyle mücadele ederken, yurttaş da mutfak alışverişini kısıyor. Tarım alanlarında uzun süredir uyarıların konusu olan iklim krizinin etkileri, artık somut biçimde hissediliyor. Normal şartlarda bu dönemde yağması gereken yağmurların gecikmesi, üretim planlarını altüst etti. Kışın kış gelmedi, yağmur yok. Kuraklık, yalnızca rekolteyi değil, ürün kalitesini de düşürürken, artan mazot ve gübre fiyatları üreticinin belini büküyor. Gıda egemenliğini koruyup köylü yeniden toprağıyla buluşturan, yerli üretimi önceleyen politikalara yönelmezsek yalnızca fiyatlar değil, meyvelerin kendisi de raflardan silinir” ifadelerini kullandı.
‘Gıda, savaş aracı oldu’
Eskiden üreticinin pazara kendi ürününü getirdiğini dile getiren Çobanoğlu, “Doğrudan tüketiciyle buluşurdu. Şimdi tarladan pazara ulaştırmak bile büyük bir maliyet. Ürünü satamadığında zarar ediyor, çünkü taşıma masrafı bile kazancını geçiyor. Bu tablo, küçük üreticiyi pazardan çekilmeye, gıdanın ise büyük şirketlerin kontrolüne terk etmeye başladı. Artık yerel pazarların yerini zincir marketler aldı. Gıda şirketlerin elinde bir silaha dönüştü. Gıda artık bir savaş aracı gibi kullanılıyor. Dünyada yaşanan açlık krizleri büyük bir örnek. Tarımı şirketlere destek üzerinden yürütmek yerine, köylüyü yeniden üretime döndürmek gerekiyor. Meralar köylülerin ortak kullanımına açılmalı ki hem hayvansal hem bitkisel üretim yeniden canlansın. Toprağı verimli hale getirmenin yolu hayvancılıktan geçiyor, çünkü hayvan gübresi toprağın doğal besini. Hayvancılık bittiğinde toprak da kısırlaşıyor” sözlerine yer verdi.
Meyve fiyatları rekor kırdı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Eylül 2025’e ait Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) verilerini açıkladı. Yıllık bazda en yüksek artış, yumuşak çekirdekli ve sert çekirdekli meyveler grubunda yaşandı. Bu gruptaki fiyatlar yüzde 155,54 oranında artarak zirveye yerleşti. Aylık bazda ise diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyveler grubunda fiyatlar yüzde 19,63 arttı. Bugün marketlerde erik 180 lira, şeftali 140 TL, portakal 120 TL, 3 kiloluk kavun 130 TL gibi fiyatlardan satılıyor.