Ege Üniversitesi, öğrenci odaklı ve veriye dayalı yönetim modeliyle eğitimde kaliteyi sürdürülebilir bir kültüre dönüştürdü. Kurumsal yapısını sürekli geliştiren üniversite, yükseköğretimde kalite güvencesini, akreditasyonu ve uluslararası tanınırlığı temel yapı taşları haline getirerek Türk yükseköğretimine model oluşturuyor.
Programların kalitesi tescillendi
Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından beş yıllık tam kurumsal akreditasyon alan Türkiye’nin ilk devlet üniversitesi olan Ege Üniversitesi, bu başarıyı pandemi koşullarına rağmen tamamladığı kalite süreçleriyle elde etti. 2017 yılında yalnızca 11 olan akredite program sayısını, 2025 itibarıyla 79’a çıkaran üniversite, kalite standardını yaygınlaştırma yolunda kararlı adımlar atıyor.
TYÇ'de zirvede: 70 program logolu
Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi (TYÇ) sürecinde 70 programıyla logo kullanma hakkı kazanan Ege Üniversitesi, bu alanda Türkiye lideri oldu. Eğitimde şeffaflık, yeterlilik ve uluslararası uyumluluğun önünü açan bu başarı, üniversitenin mezunlarına iş dünyasında güçlü referanslar sunuyor.
Uluslararası sertifikalarla güvence altında
Ege Üniversitesi, sadece akademik programlarda değil, idari ve operasyonel süreçlerde de kalite yönetimini benimsedi. ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi sertifikalarını almaya hak kazanan üniversite, tüm süreçlerini uluslararası standartlara uygun şekilde yapılandırdı.
Rekabet gücümüzü artırmayı sürdüreceğiz
Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, kalite ve akreditasyonun üniversitenin geleceği açısından stratejik önemde olduğunu vurguladı. Öğrenci odaklı, sağlık temalı araştırma üniversitesi kimliğiyle eğitimde mükemmeliyet hedeflediklerini ifade ederek, uluslararası tanınırlık ve rekabet gücü açısından kaliteye yapılan yatırımların etkisini her geçen gün daha fazla gördüklerini belirtti. Prof. Dr. Budak, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar tarafından çizilen “2030’a Doğru Yükseköğretim Vizyonu”na tam uyumlu hareket ettiklerini ifade ederek, kalite yolculuğunun kolektif bir emekle sürdüğünü dile getirdi.