Ege Üniversitesi, 70. yıl etkinlikleri kapsamında dikkat çeken bir akademik buluşmaya daha imza attı. Birgivi İlahiyat Fakültesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen söyleşi, “Kriz Zamanlarında Din ve İnsanlığın Gelecek Ufku” başlığıyla düzenlendi. Etkinliğe, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün konuşmacı olarak katıldı.
Dönemin şartlarına göre değerlendirilmeli
Program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Açılış konuşmasını yapan Fakülte Dekanı Prof. Dr. Muhammet Hanefi Palabıyık, İslami ilimlerin temel taşlarından biri olan Kelam disiplinine dair bakış açısını paylaşarak, öğrencilerle farklı görüşlerin buluşturulmasının önemine vurgu yaptı. Prof. Dr. Palabıyık, klasik alimlerin fikirlerini dönemin koşulları içinde değerlendirmenin gerekliliğine işaret etti.
Krizin kaynağı sebep-sonuç ilişkisinde yatıyor
Söyleşide konuşan Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün, krizi sadece dışsal bir felaket değil, insanın bilinçli veya bilinçsiz tercihleriyle inşa ettiği bir süreç olarak tanımladı. Krizin, çoğu zaman bireyin kendi kararlarıyla oluşan sebep-sonuç zincirinden kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Düzgün, tarihsel örneklerle bu yaklaşımı derinleştirdi.
İnsanların yaşanan krizlerde sorumluluğu var
Hz. Ömer döneminde Nil Nehri’ne genç kız kurban edilmesi geleneğine atıfta bulunan Prof. Dr. Düzgün, yanlış neden-sonuç bağlarının toplumsal zihinde patolojik sapmalara yol açabileceğini dile getirdi. Bir toplumda kriz yaşanıyorsa, bu krizin mutlaka ortak bir bilgi ya da ihmal sonucu ortaya çıktığını kaydeden Prof. Dr. Düzgün, bu farkındalığın bireyi ve toplumu sorumlu kıldığını söyledi.
Tevhid eksilirse kriz başlar
Prof. Dr. Düzgün, Kur’an’da yer alan Samiri kıssası üzerinden krizlerin dinî sistemler içindeki kırılma noktalarını değerlendirdi. Hz. Musa’nın yokluğunda halkın buzağıya tapmaya başlamasını insan karakteri açısından trajik bir kırılma olarak tanımlayan Prof. Dr. Düzgün, Samiri’nin tevhid ilkesini sistemden çekip çıkarmasının krizi başlattığını ifade etti. Bir toplumda adalet veya merhamet eksikse, dinin içinden bir şeyin eksildiğini aktararak, krizlerin ruhsal ve ahlaki temellerine dikkat çekti.
