Eğitim İş İzmir Şubeleri, 2024-2025 eğitim-öğretim yılının kapanışıyla birlikte eğitimin mevcut durumuna dikkat çekmek amacıyla “Tekinsiz Eğitim, Tekinsiz Gelecek” başlıklı çarpıcı bir sergi düzenledi. Serginin açılışında konuşan Şube Başkanı Barış Düdü, eğitim sisteminde yaşanan yapısal sorunları gözler önüne serdi.
Eğitim İş İzmir Şubeleri, eğitim yılının sona ermesiyle birlikte düzenlediği basın açıklamasında çarpıcı iddialar ve tespitler dile getirdi. Başkan Barış Düdü, yaptığı konuşmada, geride bırakılan yılın yalnızca bir takvim sonu değil; aynı zamanda derinleşen eşitsizliklerin, çözümsüz bırakılan sorunların ve görmezden gelinen adaletsizliklerin izini taşıdığını ifade etti.
"Bu Sistem Tekinsizleşti"
Açıklamada “tekinsizlik” kavramı üzerinden eğitimde yaşanan aksaklıklar anlatılırken, “Tekinsiz okullar, tekinsiz bir sistem ve karanlık bir gelecek” ifadeleriyle mevcut eğitim politikaları hedef alındı. Düdü, depreme dayanıksız okullar, temizlenmeyen sınıflar, güvensiz ortamlar ve sistematik eşitsizliklerin, öğrencileri korumak yerine tehdit ettiğini belirtti.
1,5 Milyon Çocuk Eğitim Dışında
Verilere de yer verilen açıklamada, örgün eğitimin dışında kalan çocuk sayısının 1,5 milyonu aştığına dikkat çekildi. TÜİK verilerine göre çocuk işçi sayısının 869 bine ulaştığı, on binlerce çocuğun erken yaşta evliliğe sürüklendiği belirtildi. Düdü, bu tablonun sorumluluğunu doğrudan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve AK Parti iktidarına yükledi.
Taşımalı Eğitim, İkili Sistem, Açlıkla Gelen Başarı Eşitsizliği
Yıllardır çözülemeyen derslik açığı ve ikili eğitim uygulamaları nedeniyle birçok öğrencinin sabahın erken saatlerinden gecenin karanlığına kadar eğitim yolunda perişan edildiğini söyleyen Düdü, “Eğitim hakkı ayrıcalığa dönüştürüldü” dedi. Bir öğün ücretsiz yemek vaadinin tutulmadığı, okullarda sabun dahi bulunmadığı, hijyen ve güvenlik sorunlarının sürdüğü dile getirildi.
Özel Okullarda Artış, Kamusal Eğitimde Gerileme
Kamusal eğitimin geriletilmesiyle özel okullara olan yönelimin arttığını vurgulayan Düdü, ekonomik eşitsizliklerin eğitimde sınıfsal ayrımı kalıcılaştırdığını belirtti. 2012’de 4.664 olan özel okul sayısının bugün 14.352’ye ulaştığı hatırlatıldı.
“Çocuklar İş Cinayetlerine Kurban Gidiyor”
Mesleki Eğitim Merkezleri’nin (MESEM) çocuk emeği sömürüsünün bir aracı haline geldiği vurgulanan açıklamada, 14 çocuğun iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği belirtildi. Düdü, bu sistemin modern kölelik düzeni olduğunu savunarak, sorumluluğun doğrudan Bakanlıkta olduğunu kaydetti.
Laiklik ve Bilim Karşıtı Uygulamalara Tepki
Eğitimde laiklik ilkesinin çiğnendiğini belirten Eğitim-İş, Diyanet, Ensar, TÜRGEV gibi yapılarla imzalanan protokollerin, okulları dini ve ideolojik propaganda alanına dönüştürdüğünü savundu. “Maarif Modeli” adı altında tanıtılan yeni müfredatın bilimsel değil, ideolojik bir yönlendirme olduğu iddia edildi.
Öğretmenler Yoksulluk Sınırında, Atamalar Keyfi
Öğretmen maaşlarının yoksulluk sınırının altında olduğu, atamaların yetersiz ve mülakatların keyfi şekilde uygulandığı vurgulandı. Öğretmenlik Meslek Kanunu’yla birlikte liyakatin dışlandığı, öğretmenlerin siyasi referanslarla seçildiği ifade edildi.
Deprem Bölgesinde Eğitim Hala Konteynerde
6 Şubat depremlerinin ardından aradan geçen zamana rağmen deprem bölgelerinde eğitimin hala konteynerlerde sürdüğü belirtildi. Düdü, “Hayat normale döndü” açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını söyledi.
“Bu Eser Sizin, Ama Gelecek Size Bırakılmayacak”
Açıklama, “Bu eser sizin olabilir, ama bu ülkenin geleceği size bırakılmayacak” sözleriyle tamamlandı. Eğitim-İş, laik, bilimsel ve kamusal eğitim için mücadeleye devam edeceklerini, çocukların korkuyla değil umutla büyümesi için çalışacaklarını vurguladı.