Artan yoksulluk, vatandaşları her geçen gün daha çaresiz bırakıyor. Geçim sıkıntısı çeken bazı yurttaşlar, son çare olarak organlarını satılığa çıkarmaya başladı. Sosyal medya ve çeşitli internet platformlarında yayımlanan ilanlarda, böbreğini satmak isteyen kişiler, ekonomik zorlukları gerekçe göstererek alıcı arıyor. Elinde paraya çevirecek hiçbir şeyi kalmayan vatandaşlar, yaşamlarını sürdürebilmek için organlarını satışa çıkarıyor. Karaciğer ve böbrekler 800 bin lira ile 2 milyon arasında değişen fiyatlarla internette satılıyor. Elindeki son değerleri de paraya çeviren vatandaşlar yoksulluğa daha fazla dayanamayınca böbreğini ve ciğerini de satılığa çıkardı.
Türk Böbrek Vakfı’na Google Maps üzerinden yapılan yorumlarda da çok sayıda kişinin böbreğini satmak istediği görülüyor. Böbreğini satmak isteyenler gerekçe olarak yaşadığı ekonomik sorunları gösteriyor. Bu kişilerin özellikle genç yaşta olması dikkat çekiyor. Yorumlarda yaşlarının 17-32 arasında değiştiği görülen bu gençlerin tek ortak noktası ise yoksulluk. İnternette sosyal medya üzerinden kan grubu, organının durumu, sigara kullanımı gibi bilgilere yer veren vatandaşlar telefon numaralarını ya da kullanıcı isimlerini yazarak organlarına müşteri arıyor.
‘Kırılma noktası’
İnsanların kendi bedenini bir ekonomik değer, bir ‘meta’ olarak görmeye başlamasının, kapitalizmin toplumu getirdiği kırılma noktalarından biri olduğunu belirten İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği Başkanı Nesibe Gencer, “Bu sadece bireysel bir çaresizlik ya da dramatik bir tercih değil; aynı zamanda sosyal devletin, dayanışma mekanizmalarının ve ekonomik sistemin iflas ettiğinin bir göstergesidir.
Yoksulluk artık sadece gelir düşüklüğüyle açıklanamaz hale geldi. Bu durum, bireyin varoluşsal haklarını tehdit eden bir yoksunluk biçimi. İnsanlar karnını doyuramadığında, barınamadığında, çocuklarına bakamadığında önce taşınabilir değerlerini, sonra eşyalarını, ardından da geçmişten kalan anılarını satar. En sonunda, satabileceği tek şey olarak organını görür” dedi.
Umutlarını yitiriyorlar’
Organ satışı ilanlarının sosyal medya üzerinden açıkça yapılmasının, gençler arasında yaygınlaşmasının, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda kültürel ve psikolojik bir tükenmişliğe de işaret ettiğini vurgulayan Gencer, “17-20 yaşındaki gençlerin böbreğini satmak istemesi, onların artık geleceğe dair umut taşımadığını, yaşamın sürdürülebilirliğine dair inançlarını yitirdiğini gösteriyor. Bu, toplumsal intihardır. Bir ülkede gençlik umudu bırakıp bedeniyle pazarlık yapıyorsa, o toplumun öncelikle ahlaki ve insani temelleri çökmüştür. Bu tür bireysel travmalar kuşaklar boyunca süren kırılmalar yaratır. Bugün organını satmak isteyen genç, yarın sistem dışına itilen bir birey haline gelir. Bu tabloyu ancak sosyal adaleti önceleyen, gelir dağılımını dengeleyen ve gençlere umut aşılayan politikalarla tersine çevirebiliriz” diye konuştu.
‘Hapis cezası var’
Yasalardan habersiz ve maddi güçlükler içinde olan insanların bu durumun suç olduğunu bilmeden arayışa girdiğini ifade eden Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, “Yasal yolların dışında organ nakli ve organ ticareti yapılması kesinlikle yasaktır ve suçtur. Bunu yapanlar 5 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca organ veya doku satın alan, satan, satılmasına aracılık eden kişiler de aynı cezayı alır. Yani bu ticarete yardımcı olan, yol gösteren ve yönlendirenler de suçlu olur” dedi.
‘Bu konu takip edilmeli’
Dünyada pek çok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de organ ticareti yapmanın yasak olduğunu dile getiren Erk, “Ancak yaşamın gerçeğine bakıldığında, aralarında azımsanmayacak sayıda gençlerin de bulunduğu, pek çok kişi, alenen, telefonla, dijital olarak vb. iletişim araçları ile böbreklerini satmak istemektedir. Bu kişilerin yarısından fazlasının, organ satışının yasak olduğunu bildiği gözlemlenmektedir. Buna rağmen, bazı kişiler ısrarla ve ekonomik sıkıntıları içeren gerekçelerle özellikle canlıdan nakli yapılan böbrekler başta olmak üzere, az miktarda da kişi de karaciğerini satmak için çaba sarf etmektedir. Bu organlarını satmak isteyenlerin, amaçlarına ulaşmaları, mevcut sağlık mevzuatımız ile özellikli ve riskli bir ameliyatı içeren bir işlem olduğu için, mümkün görülmemektedir. Ancak buna rağmen organ satıcılarının her daim aktif olmaları, sürekli ekonomik gerekçelerde bulunmaları, iyi rol yapmıyorlarsa, ekonomik sıkıntısını aşmak için her türlü yolu göze aldığını belirtmesi, konunun ciddiyetle takip edilmesi anlamında özellik taşımaktadır” sözlerine yer verdi.