Yaşar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Emin Selahattin Umdu, Türkiye’nin mevcut üretim kapasitesinin artan elektrik talebini karşılayabilecek seviyede olduğunu söyledi. Ancak asıl meselenin altyapı ve enerji kalitesi olduğuna dikkat çeken Umdu, şebeke sisteminin yoğun tüketimi taşıyamadığını vurguladı.
Umdu, elektrikli araçların yaygınlaşması, bireysel şarj istasyonlarının artışı ve sanayideki yüksek enerji talebinin şebekeye büyük yük getirdiğini belirterek klasik altyapının bu yoğunluğu kaldırmasının mümkün olmadığını ifade etti. Sistemin esnek, anlık kontrol edilebilir ve akıllı hale gelmesinin zorunluluğuna işaret etti.
Avrupa’dan Örnek: Yüz Milyarlarca Euro’luk Yatırım
Enerji politikalarında “Enerji Üçlemesi” kavramının öne çıktığını dile getiren Umdu, gelişmiş ülkelerin enerji güvenliği, enerjiye eşit erişim ve çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda ilerlediğini belirtti.
Avrupa Birliği’nin 2040 yılına kadar planladığı yatırımların büyüklüğüne dikkat çeken Umdu, elektrik dağıtımına 730 milyar Euro, elektrik iletim şebekelerine ise 477 milyar Euro ayırdığını aktardı. Bu bütçeden 130 milyar Euro’nun sınır ötesi projelere, 51 milyar Euro’nun ise açık deniz rüzgâr çiftliklerini karaya bağlayacak altyapılara harcanacağını söyledi.
Ayrıca REPowerEU Planı kapsamında 300 milyar Euro ek fon ayrıldığını, AB’de bugün elektriğin yüzde 47’sinden fazlasının yenilenebilir kaynaklardan karşılandığını kaydetti. Güneşte 338 GW, rüzgârda ise 234 GW kapasiteye ulaşıldığını hatırlattı.
“Türkiye İçin Öncelik: Akıllı Şebekeler”
Dr. Umdu, Türkiye’nin de üretim kapasitesinden ziyade altyapı yatırımlarına ağırlık vermesi gerektiğini vurguladı. Trafo kapasitelerinin artırılması, akıllı şebekelere geçiş ve enerji depolama tesislerinin yaygınlaştırılmasının zorunlu olduğunun altını çizdi.
“Üretim kapasitemiz kısa vadede yeterli, ancak sorun enerjiyi güvenli ve kaliteli bir şekilde ulaştırmakta” diyen Umdu, geleceğe dönük sürdürülebilir enerji politikası için altyapının güçlendirilmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.