Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi, tarih ve teknoloji meraklılarını buluşturan anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Müze Müdürü Doç. Dr. Dilek Maktal Canko’nun moderatörlüğünü üstlendiği söyleşide, Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zuhal Özel Sağlamtimur, “Fotoğrafın İcadına Kadar Geçen Tarihsel Süreç” başlığı altında bilgi dolu bir sunum gerçekleştirdi.

Karanlık odanın ışığa açılan hikayesi

Prof. Dr. Sağlamtimur, fotoğrafın temelini oluşturan camera obscura prensibini açıklayarak, bu optik keşfin insanlık tarihindeki izini sürdü. Küçük bir delikten geçen ışığın karşı duvara yansımasıyla oluşan görüntünün, antik çağlardan beri bilindiğini ancak bu görüntüyü kalıcı hale getirme çabasının fotoğrafı doğurduğunu vurguladı.

Fotoğrafın ilk adımları

Sunumun devamında, 1826 yılında Joseph Nicéphore Niépce’in heliografi yöntemiyle çektiği tarihteki ilk kalıcı görüntüye değinen Prof. Dr. Sağlamtimur, bu ilk denemenin ardından Louis Daguerre ile geliştirilen dagerotip tekniğinin, dönemin insanlarında nasıl bir hayranlık uyandırdığını anlattı. 1839 yılında kamuoyuna “gerçeği hafızaya alan ayna” olarak tanıtılan bu yöntem, fotoğrafçılığın küresel yayılımını başlatan kilometre taşı olarak değerlendirildi.

Yapay zekanın görsel algı üzerindeki etkileri

Söyleşinin son bölümünde dijital fotoğraf teknolojileriyle birlikte yapay zekâ destekli görsellerin gerçeklik algısı üzerindeki etkisi de masaya yatırıldı. Prof. Dr. Sağlamtimur, günümüzde yapay zekânın yalnızca görüntü üretiminde değil, aynı zamanda algı yönetiminde de etkili bir araç haline geldiğine dikkat çekti.

Etkinliğin sonunda Müze Müdürü Doç. Dr. Dilek Maktal Canko, Prof. Dr. Zuhal Özel Sağlamtimur’a katkılarından dolayı Teşekkür Belgesi takdim etti.

Muhabir: Canan Kaya