Türkiye’nin en büyük ve en gelişmiş şehirlerinden biri olan İzmir, geçmişte olduğu gibi gelecekte de büyük bir deprem riskiyle karşı karşıya. Uzmanlar, bölgedeki aktif fay hatlarının hareketliliğini göz önüne alarak, İzmir’de 7.5 büyüklüğünde bir depremin olası etkilerini değerlendirmekte.

Peki, böyle bir felaket yaşanırsa şehrin önemli ilçeleri ve kritik bölgeleri nasıl etkilenir? Yapay zeka destekli analizler ve geçmiş veriler ışığında, Bornova, Bayraklı, Karşıyaka, Alsancak, Buca ve Çeşme gibi bölgelerde yaşanabilecek senaryoları ele aldık.

İzmir, tarih boyunca birçok büyük deprem yaşamış bir şehir. En son 30 Ekim 2020'de Seferihisar açıklarında meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki deprem, özellikle Bayraklı ve Bornova ilçelerinde büyük yıkıma neden olmuş, 117 kişinin hayatını kaybetmesine ve yüzlerce binanın hasar görmesine sebep olmuştu. Ancak uzmanlar, bu depremin kenti bekleyen daha büyük sarsıntıların habercisi olabileceğini belirtiyor.

Bayraklı ve Bornova, 2020 depreminde en büyük yıkımı yaşayan ilçeler olarak biliniyor. Bunun temel nedeni, zemin yapısının alüvyon ve gevşek dolgudan oluşması. Bilim insanları, bu tür zeminlerde depremin şiddetinin katlanarak arttığını ve binaların daha fazla sarsıntıya maruz kaldığını belirtiyor.

Karşıyaka ve Alsancak, İzmir’in en gözde ve yoğun yerleşim alanları arasında yer alıyor. Ancak bu bölgelerin büyük kısmı deniz kenarında olduğu için tsunami riski taşıyor.

2020 Seferihisar depreminde küçük çaplı da olsa tsunami görülmüştü. Daha büyük bir depremde ise özellikle Kordon Boyu, Mavişehir ve Bostanlı gibi deniz kenarındaki bölgeler su baskınlarına uğrayabilir.

Buca, İzmir’in en kalabalık ilçelerinden biri olup özellikle üniversite öğrencileri ve çalışan kesim tarafından yoğun olarak tercih ediliyor. Ancak Buca’nın en büyük sorunlarından biri eski binaların çok fazla olması ve yolların dar olması.

Efes, MS 17 yılında büyük bir depremle sarsılmıştır. Bu deprem, kentin önemli yapılarında ciddi hasara yol açmıştır. Özellikle Agora ve tiyatro gibi yapılar büyük zarar görmüştür. Deprem sonrası, Roma İmparatoru Marcus Aurelius, kenti yeniden inşa etmek için 10 yıl süreyle vergi muafiyeti sağlamıştır.

Çeşme, fay hatlarına biraz daha uzak olduğu için doğrudan yıkım riski daha düşük. Ancak Çeşme ve Alaçatı gibi bölgelerde zemin yapısının kaygan olması ve bazı alanlarda eğimli arazinin bulunması nedeniyle heyelan riski mevcut.

7.5 büyüklüğünde bir deprem, Konak ve çevresindeki eski ve dayanıksız yapılarda büyük hasara yol açabilir. Özellikle 1975 öncesi inşa edilen ve deprem yönetmeliklerine uygun olmayan binalar risk altındadır. Uzmanlar, İzmir'deki yapıların %52'sinin 1975 öncesi deprem yönetmeliklerine göre yapıldığını ve %36'sının kaçak yapı olduğunu belirtmektedir.

Kemeraltı, tarihi binalarla dolu bir bölge olup, çoğu yapının temeli ve inşa şekli eski zamanlara dayanmaktadır. Bu binalar, modern inşaat standartlarına göre güçlendirilmemiş olabilir. Bu nedenle, 7.5 şiddetindeki bir depremde büyük bir yıkım yaşanması muhtemeldir.

Sizce İzmir, büyük bir depreme hazır mı? Yorumlarınızı paylaşarak farkındalığa katkı sağlayabilirsiniz!