İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçlarını araştırmak üzere oluşturulan bağımsız ve uluslararası sivil girişim “Gazze Mahkemesi”, İstanbul’da düzenlenen “Nihai Oturum” programının ikinci gününde çalışmalarını sürdürüyor. Programın bugünkü oturumlarında, İsrail’in “aç bırakma”, “ekolojik kırım” ve “konut yıkımı” suçları kapsamlı biçimde ele alındı. İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda yapılan oturumlara, dünyanın farklı ülkelerinden akademisyenler, insan hakları savunucuları, medya temsilcileri ve sivil toplum kuruluşu üyeleri katıldı.
Heyetin başkanlığını, eski BM Filistin Raportörü Prof. Dr. Richard Falk yürütüyor. Nihai kararın 26 Ekim’de açıklanması bekleniyor.
Gazze’de “aç bırakma” suçuna dair tanıklıklar
Oturumun ilk bölümünde, Gazze Aşevi’nin kurucusu Hani Almadhoun ve eski BM Gıda Hakkı Özel Raportörü Hilal Elver, İsrail’in Gazze’ye yönelik sistematik ablukasını ve yardımların engellenmesini “kasıtlı aç bırakma politikası” olarak nitelendirdi. Almadhoun, 9 Ekim 2023’ten itibaren İsrail’in gıda ve ilaç girişini büyük ölçüde engellediğini belirterek, “Anneler sokaklarda yere yığılıyor, çocuklar açlıktan ölüyor. Bu, bir kıtlık değil; planlanmış bir imha politikasıdır.” dedi. Hilal Elver ise Gazze nüfusunun %91’inin gıda güvensizliğiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, “Kıtlık uluslararası hukukun ihlalidir. Gazze halkı bilerek ve isteyerek aç bırakılmıştır. Bu suç, asla normalleştirilmemelidir.” ifadelerini kullandı.
Ekolojik yıkım: “Gazze’nin doğası da hedefte”
Programın ikinci oturumunda, Bethlehem Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mazin Qumsiyeh ve Liverpool Üniversitesi’nden Prof. David Whyte, İsrail’in saldırılarının doğa üzerindeki tahribatını “ekolojik soykırım” olarak tanımladı. Prof. Qumsiyeh, “İsrail milyonlarca ağacı kökünden söktü, doğal yaşam alanlarını yok etti. Bu bir ‘ekolojik Nekbe’dir.” derken, Whyte da, “Tarım, balıkçılık ve su kaynaklarına yönelik saldırılar, Gazze’yi yaşanmaz hale getirme stratejisinin parçasıdır.” dedi. Verilen bilgilere göre, Gazze’deki ağaçların yüzde 97’si, seraların yüzde 82’si ve otlakların yüzde 89’u tahrip edildi. Üçüncü oturumda, Filistinli gazeteci Mohamed Al Helou ve BM Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal, İsrail’in konut yıkımlarını “sistematik bir toplumsal imha aracı” olarak değerlendirdi. Al Helou, “Bir zamanlar yaşadığım sokaklar artık yok. Gazze’nin şehir hafızası silindi.” derken, Rajagopal, “Konutların yıkımı sadece fiziki değil, psikolojik ve kültürel bir yıkımdır. Bu, halkın kolektif kimliğini hedef almaktadır.” dedi. Rajagopal ayrıca, İsrail’in yıkımlar nedeniyle uluslararası hukuk önünde tazminat yükümlülüğü bulunduğuna da dikkat çekti.
“Gazze Mahkemesi” süreci: Uluslararası vicdanın çağrısı
26 Ekim’de sona erecek “Gazze Mahkemesi: Nihai Oturum”da, İsrail’in işlediği iddia edilen savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve ekolojik yıkım başlıklarında nihai karar açıklanacak. Program kapsamında ayrıca, “Gazze Sağlık Sisteminde Soykırım İzleri”, “İsrail’in Su Kaynaklarını Silah Haline Getirmesi” ve “Evsizleştirme Politikaları” konulu akademik sunumlar ile belgesel gösterimleri de yer alıyor.





