İstanbul’un Bağcılar ilçesinde yaşayan 80 yaşındaki Gülseren Malkoç, neredeyse yarım asırdır süregelen hayırseverlik yolculuğunda, ihtiyaç sahipleriyle yardımseverleri bir araya getirerek adeta gönüller arasında köprü kuruyor. Kimi ona "Gülseren Teyze" diyor, kimi ise "Gülseren Anne"... O ise tüm unvanlardan uzak, sadece “yardıma muhtaç biri varsa oradayım” diyor.
Yardım Eli Almanya'dan Uzanıp Bağcılar’a Değdi
Gülseren Malkoç’un hayırseverlik hikâyesi, Almanya’da yaşayan kız kardeşinin gönderdiği kolilerle başladı. Eşya dolu bu koliler, o dönem üç çocuğunu üniversiteden mezun eden Malkoç’un hayatında yeni bir sayfa açtı. İlk olarak çevresindeki yoksul komşularına bu eşyaları dağıtan Malkoç, kısa sürede mahallesinin başvuru noktası, yardımın ilk kapısı haline geldi. Evinin salonu bir mağazaya, balkonu bir depo alanına, kalbi ise koca bir ülkeye yetecek bir sevgiye dönüştü.
Eşinin Desteğiyle Hayır Çarşısı Kurdu
Yalnızca bireysel çabalarıyla yetinmeyen Malkoç, eşiyle birlikte Bağcılar Belediyesi çatısı altında "Hayır Çarşısı"nın kurulmasına öncülük etti. Bu çarşı, yıllarca binlerce aileye umut oldu. Gülseren Malkoç, burada oluşturduğu gönüllü ekiple sistemli bir yardım organizasyonu yürüterek kıyafetten beyaz eşyaya, oyuncaktan ev eşyasına kadar birçok ihtiyacın karşılanmasına vesile oldu.
Depo, Dükkan, Balkon: Her Yer Birer İyilik Durağı
İlerleyen yaşının getirdiği yorgunlukla Hayır Çarşısı’ndan gönüllü olarak ayrılan Malkoç, bu kez yaşadığı apartmanın alt katındaki dükkanları hayır merkezine dönüştürdü. Türkiye’nin dört bir yanından gönderilen ürünleri kabul ediyor, gelen yardımları özenle sınıflandırıyor, yıkıyor, ütülüyor ve ardından paketleyerek ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor.
Kapısını çalan herkesi büyük bir sabır ve sevgiyle karşılayan Gülseren Anne, gelinlikten sünnetliğe, bebek arabasından oyuncaklara kadar uzanan geniş bir ürün yelpazesiyle özellikle dar gelirli ailelerin yüzünü güldürüyor. Yardıma gelenleri, adeta bir mağazaya giriyormuş gibi karşılıyor; bedenlerine, yaşlarına ve ihtiyaçlarına göre en uygun ürünleri seçmelerine yardımcı oluyor.
Her Yardım Bir Hikâye
Gülseren Malkoç’un yardım defterinde her satır ayrı bir yaşam öyküsü barındırıyor. Geçtiğimiz haftalarda yaşlı bir adamın 41 numara ayakkabı isteğini not eden Malkoç, birkaç gün sonra vefat eden birinin ardından bağışlanan aynı numaradaki ayakkabıyı görünce “Bu nasıl bir tevafuk” diyerek duygularını dile getirdi. Bu tür olayları “ilahi planın bir parçası” olarak gören Malkoç, yardım faaliyetlerini içtenlikle ve büyük bir adanmışlıkla sürdürüyor.
“Bir Kere Kandırıldım, Ama Artık Tanıyorum”
Yılların getirdiği deneyimle artık dolandırıcılara karşı temkinli davranan Malkoç, bir kez yetim çocuklar adına kandırıldığını fakat o günden sonra büyük bir dikkatle çalıştığını ifade ediyor. Gelen herkesin gerçekten ihtiyaç sahibi olup olmadığını anlamak için içgüdülerini ve gözlemlerini kullanan Malkoç, kötü niyetli kişilere ise sevgi ve öğütle yaklaşmayı tercih ediyor: “Bu kıyafetlerin bir vebali var, eğer yanlış kişiye giderse, hem beni hem alanı yakar,” diyor.
İsrafı Sevmeyen, Atıkları Değerlendiren Bir Hayırsever
Sadece yardımseverliğiyle değil, çevre duyarlılığıyla da örnek olan Gülseren Malkoç, sıfır atık prensibini hayatının merkezine almış durumda. Çöpe atılabilecek her ürünü tekrar değerlendirme gayreti içinde olan Malkoç, geri dönüştürülebilir materyalleri bir yıl önce tanıştığı bir kağıt toplayıcısı genç kız için biriktiriyor. “İçtiğim bir suyun şişesini bile ziyan etmiyorum,” diyerek herkesin bu duyarlılığı göstermesi gerektiğini vurguluyor.
Annelik Sadece Kan Bağıyla Olmaz
Yıllar içinde büyüttüğü yetim çocukların çoğu evlenip çocuk sahibi olmuş. Hâlâ onların ihtiyaçlarına koşan Malkoç, “Senin kıyafetlerinle büyüdü çocuklarım,” diyen ailelerin hayır dualarıyla ayakta kaldığını belirtiyor. Maddi kazanç elde etmediğini ama manevi anlamda çok zenginleştiğini dile getiriyor: “Hiç çalışıp para kazanmadım ama Mevla’mın izniyle çok sevap kazandığıma, yetim duası aldığıma inanıyorum.”
Türkiye’nin Dört Bir Yanına Yardım Eli Uzatıyor
Gülseren Malkoç’un yardım eli yalnızca İstanbul’la sınırlı değil. Türkiye’nin dört bir yanından yardım malzemesi alıyor, yine ülkenin farklı şehirlerindeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor. Yaz aylarını geçirdiği Fethiye’de de yardım faaliyetlerine devam eden Malkoç, her nerede olursa olsun elindeki imkanlarla bir hayatı güzelleştirmenin yollarını arıyor.