Hacettepe Üniversitesi’nde dün çıkan olaylar sonrası tedavi için hastaneye başvuran öğrenciler, polis müdahalesiyle karşılaştı. Beytepe Kampüsü’nde Ülkü Ocakları’nın düzenlemek istediği etkinliği protesto eden öğrencilere, elinde pala bulunan kişiler saldırdı.
Hacettepe Üniversitesi'nde ne oldu?
27 Ekim 2025’te Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü, Türkiye’de üniversite ortamındaki siyasal gerilimlerin sembolik bir noktası hâline geldi. MHP’ye yakınlığıyla bilinen Ülkü Ocakları’nın “reis değişimi ve bayrak devir teslimi” etkinliği çağrısına karşı, sosyalist ve demokrat öğrenciler “gerici-faşist yapılar kampüslerde barınamaz” diyerek protesto gösterisi düzenledi.
Ancak olay barışçıl bir eylemle sınırlı kalmadı. Kampüsün çeşitli noktalarında ellerinde “pala” denilen kesici aletler bulunan, kar maskeli bir grubun öğrencilere saldırdığı görüldü. Bu kişiler arasında yer aldığı iddia edilen bireyler, kampüs güvenliği ve kolluk kuvvetlerinin müdahalesine rağmen herhangi bir gözaltına alınmadan kampüsten uzaklaştı.
Hastanede müdahale ve gözaltı
Saldırılar sonucunda yaralanan öğrenciler Bilkent Şehir Hastanesi’ne başvurdu. Ancak bu noktada, polis müdahalesi yeni bir krizi beraberinde getirdi. Doktor muayenesinde olan öğrenciler gözaltına alınmak istendi, buna itiraz eden öğrenci grubu hastane bahçesinde abluka altına alındı. Evrensel’in aktardığı bilgilere göre, elinde muayene kâğıdıyla sırada bekleyen yaralı bir öğrenci dâhil olmak üzere toplam 44 öğrenci gözaltına alındı.
Gözaltına alınan öğrencilerin arasında yalnızca Hacettepe değil, dayanışma için gelen en az 5 ODTÜ öğrencisi de bulunuyor. Olayların hastane ortamında cereyan etmesi, hem hukuki açıdan hem de kamuoyu vicdanı açısından tepkileri büyüttü.
Siyasi ve sivil tepkiler
CHP Ankara İl Yönetimi, DEM Parti milletvekilleri, Eğitim-Sen Ankara 5 No’lu Şube yöneticileri gibi birçok kurum temsilcisi hastaneye giderek duruma müdahale etmeye çalıştı. Ancak polis müdahalesi sırasında birçok öğrenci ve avukat darbedildi. Gözaltı işlemleri sırasında zor kullanılması ve yaralıların ifadeye götürülme girişimi özellikle insan hakları örgütleri ve barolar tarafından sert biçimde eleştiriliyor.
DTCF’de Ülkücü müdahale
Aynı gün, benzer bir yapı bu kez Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde (DTCF) sahneye çıktı. Öğrencilerin yemekhane zamları ve hijyen yetersizliklerine karşı yaptığı eylem sırasında, kendilerini “ülkücü” olarak tanımlayan bir grup yemekhaneyi işgal ederek öğrencilerin eylemini gölgelemeye çalıştı. Bankolardan “ücretsiz yemek” dağıtımı gibi popülist bir yöntemle karşı propaganda yapan grubun bu davranışı da kampüs içi demokratik mücadeleye zarar vermekle eleştiriliyor.





