Libya’nın doğusundaki güç dengesini belirleyen isimlerin başında gelen Halife Bilkasım Hafter, yıllardır ülkenin kaderine yön veren stratejik hamleleriyle öne çıkıyor.
Halife Bilkasım Hafter: Libya’nın tartışmalı komutanı
Halife Bilkasım Hafter, 7 Kasım 1943’te Libya’nın Ecdebiye kentinde, Fercani kabilesine mensup bir ailede dünyaya geldi. İlköğrenimini Ecdebiye’de tamamladıktan sonra ortaöğrenimine Derne’de devam etti ve 1964 yılında Bingazi Kraliyet Harp Akademisi’ne girerek askerî eğitim almaya başladı. 1966’da mezuniyetinin ardından Libya Kara Kuvvetleri’nde göreve başladı. Daha sonra hem Sovyetler Birliği’ndeki Frunze Harp Akademisi’nde hem de Mısır’da ileri düzey askerî eğitimler aldı. Bu süreç, onun askeri strateji ve komuta becerilerinin temellerini oluşturdu.
Askerî kariyerinin yükselişi
1969 yılında Muammer Kaddafi’nin Kral İdris’i devirdiği darbede önemli bir rol oynayan Hafter, Libya ordusunda hızla yükseldi. 1973 Yom Kippur Savaşı’nda İsrail’e karşı savaşan Libya birliğinde görev aldı. Ancak kariyerindeki en büyük dönüm noktası, 1987’de Çad-Libya çatışmasında yaşandı. “Toyota Savaşı” olarak bilinen bu çatışmada, Hafter komutasındaki 300 askerle birlikte Çad güçleri tarafından pusuya düşürülerek esir alındı. Bu yenilgi, dönemin lideri Kaddafi için büyük bir prestij kaybı olurken, Hafter’in Kaddafi ile olan ilişkilerini tamamen kopardı. Kaddafi tarafından “hain” ilan edilen Hafter, esirlik sürecinde Kaddafi karşıtı bir yapılanmanın temellerini atmaya başladı.
ABD Yılları ve Libya’ya dönüş
1980’lerin sonunda esaretten kurtulan Hafter, ABD’ye sığındı ve 1990’lı yıllarda Virginia eyaletinin Langley kentinde yaşamaya başladı. Bu dönemde Amerikan istihbaratıyla yakın ilişkiler kurduğu biliniyor. 1993 yılında, Kaddafi rejimi tarafından gıyabında idam cezasına çarptırıldı. Ancak 2011’de Arap Baharı’nın etkisiyle başlayan Libya ayaklanmaları, Hafter için bir dönüm noktası oldu. Kaddafi karşıtı gösterilerin büyümesiyle Libya’ya geri döndü ve Kaddafi rejiminin devrilmesinde önemli bir rol üstlendi. Devrim sonrası geçiş sürecinde kısa bir süre yargılandıysa da davası sonuçlanmadı.
İkinci Libya iç savaşı ve liderlik mücadelesi
2014 yılında, Genel Ulusal Kongre’nin (GNC) görev süresini uzatmasına karşı çıkarak Libya Ordusu’nun komutanı olarak bir isyan başlattı. Bu süreç, Libya’daki siyasi dengeleri tamamen değiştirdi ve ülke, derin bir bölünme sürecine girdi. Çatışmalar giderek şiddetlendi ve 2015 yılında Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi, Hafter’i Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) başkomutanı olarak atadı. Hafter’in ordusu, ülkenin doğusundaki Bingazi, Derne ve Sirte gibi stratejik bölgelerde etkinlik kazanırken, Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükûmeti ile sert çatışmalara girdi.
27 Nisan 2020’de, süregelen iç savaş sırasında, Birleşmiş Milletler öncülüğünde yürütülen müzakerelerin işlevsiz olduğunu ilan ederek kendisini Libya devlet başkanı ilan etti. Ancak bu karar, ABD ve Rusya da dahil olmak üzere birçok ülke tarafından tanınmadı. Bu girişim, Hafter’in Libya’daki siyasi ve askerî liderlik mücadelesinde ne kadar radikal adımlar atabileceğini gösterdi.
Eleştiriler ve uluslararası tepkiler
Hafter’in askeri operasyonları, özellikle insan hakları ihlalleri iddialarıyla sıkça gündeme geldi. 2017 yılında Derna’daki operasyonlar sırasında savaş esirlerinin öldürülmesini emrettiği iddiası, uluslararası kamuoyunda tepki topladı. Bazı analistler ve hukukçular, Hafter’i Libya’daki en güçlü “savaş ağası” olarak tanımlarken; onun karizmatik liderliğinin, sert taktikleriyle birleştiğini savunuyorlar. Ancak bu yaklaşımı, ülkenin demokratikleşme sürecini sekteye uğrattığı gerekçesiyle yoğun eleştirilere maruz kaldı.
Özel hayatı ve kişisel bilgiler
Halife Hafter’in beş oğlu ve bir kızı bulunuyor. Oğulları Saddam, Halid ve El Sadık Hafter, Libya Ulusal Ordusu’nda aktif subay olarak görev yapıyor. Diğer iki oğlu, Uqba ve Al-Muntasir, ABD’de emlak sektöründe çalışırken; kızı Asma Haftar da Virginia’da yaşıyor. Hafter, Libya-ABD çifte vatandaşlığına sahip ve Arapça’nın yanı sıra İngilizce, İtalyanca ve Rusça dillerinde de iletişim kurabiliyor.
2018 yılında felç geçirdiğine ve Paris’te yoğun bakımda tedavi gördüğüne dair haberler yayıldı. Ancak kısa süre sonra Hafter, Bingazi’ye dönerek sağlık durumunun iyi olduğunu doğruladı. Bu süreç, Hafter’in hem sağlık sorunlarını hem de politik arenadaki kırılgan konumunu gözler önüne serdi.