İzmir’de yaşayan Serhat Gündoğdu, 96 santimetre boyunda ve 27 kilo ağırlığında. Akondroplazi (cücelik) tanısı 6 yaşında konan Gündoğdu, günde 20 dakikadan uzun yürüyemiyor. Ancak sağlık sorunları ve fiziksel zorluklar onu hayattan koparmadı; tam tersine, sahnede daha güçlü biri haline getirdi. Gündoğdu, biri özel tiyatro, diğeri Gaziemir Belediyesi Tiyatro Topluluğu olmak üzere iki farklı grupta aktif olarak sahneye çıkıyor. “Hayata tutunmak için tiyatroya gidiyorum” diyen Gündoğdu, hem fiziksel hem de duygusal olarak tiyatronun kendisine iyi geldiğini vurguluyor: “Benim gibi akondroplazi olan arkadaşlarım çoğunlukla evde, kendilerini dış dünyadan soyutluyorlar. Ben tiyatroyla bu döngüyü kırdım. İnsan benimle alay ederse, ben de sahnede onunla alay ediyorum. Bu bana güç veriyor.”
Zorluklarla Dolu Bir Yaşam, Dirençle Kurulmuş Bir Duruş
Serhat Gündoğdu’nun hikâyesi, üç çocuklu bir ailenin içinde dayanışmayla örülmüş bir mücadele öyküsü. Ailesinde akondroplazi öyküsü bulunmamasına rağmen 3 yaşında vücudunda şekil bozuklukları başlamış, 6 yaşında teşhis konulmuş. Kardeşi Serdar Gündoğdu, her gün ona destek olurken, Serhat da yaşamını “yardım almadan ayakta kalabilme” üzerine kurmuş. Ancak hastalığın ilerlemesiyle birlikte yürüyüş mesafesi giderek azalmış. “Her yıl biraz daha zorlanıyorum. En fazla 20 dakika yürüyebiliyorum. Daha fazlasında eklem ağrılarım başlıyor. Uzun süredir tekerlekli sandalye kullanıyorum.” Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde haftada bir kez metabolizma tedavisi gördüğünü belirten Gündoğdu, devlet desteğiyle aldığı sıvı ilacın hem bağışıklığını güçlendirdiğini hem de organ büyümesini dengelediğini söylüyor.
“Yeşil Deniz”den Sahnelere Uzanan Bir Kariyer
Gündoğdu’nun tiyatroya ilgisi çocuk yaşlarda başlamış. Amatör olarak çıktığı sahneler, zamanla profesyonel bir tutkuyu doğurmuş. “Televizyonda yayınlanan Yeşil Deniz dizisinde 20 bölüm oynadım. Bu benim için bir dönüm noktasıydı. Sahneye çıktığımda kendimi özgür hissediyorum.” Bugün hem belediye hem de özel tiyatro projelerinde yer alan Gündoğdu, 7 Kasım’da sahnelenecek yeni oyununa hazırlanıyor. Tiyatronun onun için yalnızca bir sanat dalı değil, aynı zamanda bir terapi olduğunu söylüyor. Gündoğdu, günlük yaşamda birçok engelle karşılaştığını da açık yüreklilikle anlatıyor: “Boyum yetmediği için ATM’leri kullanamıyorum. Metroya binerken tekerlekli arabam bazen boşluğa takılıyor. Otobüs şoförlerinden bazıları yardım ediyor ama bazıları duyarsız. Dışarı çıktığımda insanlar bazen garip bakıyor ama ben artık alıştım.”
“Toplumda Farkındalık Oluşturmalıyız”
Ege Fark Yaratanlar Derneği Başkanı Mehmet Aksaç, Türkiye’de akondroplaziye sahip bireylerin sayısının tam olarak bilinmediğini ancak farkındalık eksikliğinin ciddi bir sorun olduğunu belirtiyor. “40 bin doğumda bir akondroplazi vakası görülüyor. Bu bireyler ağır işlerde çalışamıyor, uzun süre ayakta kalamıyor. Biz onların sosyal hayata katılması için istihdam projeleri yürütüyoruz. Karşıyaka Belediyesi’nden onlar için özel bir kafe talebinde bulunduk.” Aksaç, toplumun fiziksel farkları olan bireylere daha duyarlı yaklaşması gerektiğini vurgularken, Serhat Gündoğdu gibi isimlerin bu alanda ilham kaynağı olduğunu söylüyor. “Serhat 39 yaşında ama çocuk reyonlarından giyiniyor, 31 numara ayakkabı giyiyor. Günlük yaşamda birçok zorlukla mücadele ediyor ama sahnede dimdik duruyor. İşte asıl farkındalık bu.”
“Benimle Alay Edenle Ben de Alay Ediyorum”
Serhat Gündoğdu, sahnede güçlü, esprili ve kendisiyle barışık biri olarak izleyici karşısına çıkıyor. “Tiyatro bana yaşam sevinci verdi. Benimle alay edenlerle ben de sahnede alay ediyorum. Bu şekilde hem eğleniyorum hem de insanlara mesaj veriyorum. En önemlisi, evde kalmıyorum.” Serhat Gündoğdu, tiyatro sahnesinde yalnızca rol değil, farkındalık da yaratıyor. Onun hikâyesi, fiziksel farklılıkların değil, insanın içindeki gücün sahneye çıktığında neler başarabileceğinin en güçlü örneklerinden biri.





