İran’ın baskıcı rejimi bir kez daha insan hakları karnesiyle gündemde. 2011’de siyasi nedenlerle idam edilen Kürt aktivist Hüseyin Xizri’nin ismi, İsrail-İran gerilimiyle birlikte yeniden uluslararası medyada. Peki, Hüseyin Xizri kimdir, neden öldü?
Hüseyin Xizri Kimdi?
Hüseyin Xizri, 1982 yılında İran’ın Urmiye kentinde dünyaya geldi. Doğu Kürdistanlı (İran Kürdü) olan Xizri, genç yaşlardan itibaren Kürt halkının temel hak ve özgürlükleri için mücadele eden bir aktivist olarak öne çıktı. PJAK (Kürt Özgür Yaşam Partisi) ile ilişkili olduğu iddiasıyla 2008 yılında İran güvenlik güçleri tarafından tutuklandı. Ancak Xizri, bu suçlamaları her zaman reddetti.
Yargılama Süreci ve İdam Kararı
2009 yılında Urmiye 1. Devrim Mahkemesi’ne çıkarılan Xizri, sadece 10 dakika süren bir duruşmada, avukatsız ve savunma hakkı olmadan "terör örgütü üyeliği" ve "devlete karşı silahlı isyan"la suçlandı. Karar, İran Ceza Kanunu'na göre “muharebe” (Allah’a karşı savaş) suçu kapsamında değerlendirildi ve Xizri hakkında idam cezası verildi.
Uluslararası insan hakları örgütleri, Xizri'nin işkence altında ifade vermeye zorlandığını, adil yargılama standartlarının tamamen ihlal edildiğini belirtti. İran rejimi, süreci tüm itirazlara rağmen şeffaflık dışı yürüttü.
İdam ve Sonrası
Hüseyin Xizri, 9 Mayıs 2011 tarihinde Urmiye Hapishanesi’nde gizlice idam edildi. Ne ailesine bilgi verildi ne de kamuoyuna açıklama yapıldı. İdam sonrası bedeninin nerede defnedildiği dahi uzun süre bilinmedi. Xizri'nin ölümü, İran'daki baskıcı güvenlik politikalarının ve özellikle Kürt muhalefetine karşı yürütülen sindirme stratejisinin trajik bir sembolü haline geldi.
“İdam Gülümsemesi” ve Gizemli Kızı
Xizri'nin idam öncesi kameralara yansıyan son gülümsemesi, bugün bile sosyal medyada yayılmaya devam ediyor. Bu fotoğraf, özellikle X (eski adıyla Twitter) platformunda derin duygular uyandıran bir simgeye dönüştü. Peki, bu gülümseme kimeydi?
- Bazı iddialar, Xizri’nin kızına son kez gülümsediğini öne sürüyor.
- Ancak kızının adı, yaşı, hatta varlığına dair hiçbir resmi bilgi bulunmuyor.
- İran’daki bilgi sansürü nedeniyle ailesine dair neredeyse tüm veriler karartılmış durumda.
- Bazı kaynaklar, ailesinin İran’da kaldığını; bazıları ise sürgünle yurtdışına çıktığını savunuyor.
Bu sorular hâlâ yanıt bulmasa da, o kare Kürt toplumunun hafızasına “direnişin tebessümü” olarak kazındı.