Tarih, edebiyat ve devlet yönetimi alanlarında derin izler bırakan İdris-i Bitlisî, Farsça kaleme aldığı Heşt Bihişt adlı eseriyle Osmanlı tarih yazıcılığında yeni bir üslubun öncüsü oldu. Peki, İdris-i Bitlisi kimdir? İdris-i Bitlisi hangi aşirettendir?
İdris-i Bitlisi kimdir?
İdris-i Bitlisî, 15. yüzyılın ikinci yarısında doğmuş, 16. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşamış Osmanlı devlet görevlisi, yazar ve düşünce insanıdır. Gerçek adı Mevlâna Hakimeddin İdris’tir. Kaynaklarda zaman zaman Mevlâna, Molla İdris, Kemaleddin ve Hakimeddin unvanlarıyla da anılmıştır. Genellikle doğum yeri olarak Bitlis belirtilmekle birlikte, bazı yeni kaynaklar İran’ın Rey bölgesindeki Sulukân Kasabası’nı da işaret eder.
İdris-i Bitlisî, ilk eğitimini babası Hüsameddin Ali el-Bitlisî’den aldı. Babasıyla birlikte bulunduğu Diyarbakır ve Tebriz’de ilimle meşgul oldu. Gençlik yıllarında Akkoyunlu sarayında görev aldı; divan kâtipliği ve şehzade hocalığı yaptı. Akkoyunlu Devleti'nin son döneminde Safevîlerin güçlenmesi üzerine Osmanlı topraklarına sığındı.
1501 yılında Osmanlı sarayına kabul edilen Bitlisî, II. Bayezid’in ilgisiyle karşılandı ve sarayda görev aldı. Padişahın talebi üzerine kaleme aldığı Farsça tarih kitabı Heşt Bihişt, onun en bilinen eserlerinden biri oldu. Bu eser Osmanlı tarih yazıcılığında edebî bir anlatım tarzını benimseyen ilk örnekler arasında yer alır.
1512’de Yavuz Sultan Selim’in tahta çıkmasının ardından İdris-i Bitlisî, Osmanlı'nın doğu politikalarında görev aldı. 1514’teki Çaldıran Seferi’ne katıldı, ardından Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çeşitli şehirlerin Osmanlı idaresine katılmasında rol aldı. Bu süreçte bölge halkıyla ilişkiler kurarak Osmanlı yönetiminin güçlenmesine katkıda bulundu. 1515 yılında Diyarbakır merkezli Arap ve Acem Kazaskerliği görevine getirildi.
Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sırasında, hem danışmanlık yaptı hem de fetihnamelerin kaleme alınmasında görev aldı. Mısır’ın Osmanlı idaresine geçiş sürecinde yönetim biçimi hakkında öneriler sundu. Padişah tarafından danışman olarak değerlendirilen Bitlisî, sefer dönüşünde İstanbul’a döndü ve ömrünün son yıllarını ilmî çalışmalarla geçirdi.
1520 yılında İstanbul’da vefat etti. Kabri, Eyüp’te, eşi Zeynep Hatun’un yaptırdığı vakıf eserlerinin yakınında yer almaktadır. Ardında bıraktığı eserler arasında tarih, tasavvuf, siyaset, felsefe, tıp ve ahlak gibi çeşitli alanlarda kaleme alınmış yazılar yer alır. Arapça, Farsça ve Türkçe yazan Bitlisî; hem şiir hem düzyazı alanında eserler vermiş, özellikle nesir üslubundaki yetkinliğiyle tanınmıştır.