TÜBİTAK’ın prestijli genç bilim insanı destek programı 2247-D kapsamında desteklenen yedi lider araştırmacıdan biri olan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Eczacılık Fakültesi'nden Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülşah Erel Akbaba, laboratuvar çalışmalarına başladı. “Tümöre hedeflenebilir mRNA yüklü ekstraselüler vezikül-lipozom hibritlerinin geliştirilmesi ve antikanser etkinliğinin in vitro/in vivo değerlendirilmesi” başlıklı projesiyle dikkat çeken Doç. Dr. Akbaba, 8,5 milyon TL bütçeli bu çalışmasıyla kanser tedavilerinde hedefe yönelik yeni nesil çözümler üretmeyi amaçlıyor.
Çalışmalarını toplum sağlığı adına ileri taşıyacak
Harvard Üniversitesi’nde beyin kanseri üzerine, University of Connecticut’ta ise piezoelektrik sistemler ve mikroiğneler üzerine araştırmalar yürüten Doç. Dr. Akbaba, gen ve hücre tedavileri alanındaki uluslararası deneyimini şimdi Türkiye’nin hizmetine sunuyor. Daha önce COVID-19 aşısı ve Alzheimer tedavileri üzerine de çalışan Doç. Dr. Akbaba, bilimsel birikimini bu projeyle toplumsal faydaya dönüştürmeyi hedefliyor.
3 yıl sürecek laboratuvar aşamasına başladı
Üç yıl sürecek proje kapsamında, kanser ilaçlarının yalnızca tümörlü bölgeye ulaşmasını sağlayacak hibrit bir nano-taşıyıcı geliştiriliyor. Doç. Dr. Akbaba’nın ifadesine göre, bu taşıyıcı sistem, hücre içine terapötik mRNA’ları taşımayı ve kanserle savaşta önemli rol oynayan PTEN gen ekspresyonunun azaldığı kanser türlerinde (örneğin meme, prostat, beyin tümörleri) bu ekspresyonu yeniden artırmayı amaçlıyor. Böylece hem tedavinin etkinliği hem de ilaçların hedefe ulaşma oranı artırılmış olacak.
Hedefi patent almak
Doç. Dr. Akbaba, bu projeyi yalnızca akademik yayınlarla sınırlı tutmak istemediğini, çalışmasının patentlenmesi ve klinik uygulamalara geçilmesi için çaba harcadığını ifade etti. Türkiye’nin biyoteknoloji ve gen tedavisi alanlarında söz sahibi olması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Akbaba, genç bilim insanlarına sağlanan desteklerin bu alandaki motivasyonu artırdığını belirtti.
Destekler genç araştırmacılara yüksek motivasyon sağlıyor
Çalışmalarını üniversitesinin desteğiyle sürdürdüğünü belirten Doç. Dr. Akbaba, TÜBİTAK ve BİDEB’e teşekkür ederek, sunulan olanakların genç araştırmacılara büyük cesaret verdiğini söyledi. Bu desteğin kendisi gibi bilim yolunda ilerleyen araştırmacılar için hayati önem taşıdığını ve Türkiye’nin bilimsel gelişmişliğine doğrudan katkı sunduğunu sözlerine ekledi.





