İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de bir ilke imza atarak uluslararası GRI (Global Reporting Initiative) standartlarında Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporu hazırladı. Belediye’nin çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarındaki performansını ortaya koyan ve 2025 hedeflerini içeren rapor, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlenen toplantıyla tanıtıldı. Tanıtıma çok sayıda belediye başkanı, bürokrat, iş dünyası ve sivil toplum temsilcisi katıldı.
Daha güzel bir gelecek için bu yolu yürüyoruz
Rapor, İzmir’in yüksek yaşam kalitesi, kapsayıcı toplumsal refah ve iklim krizine dirençli kent olma yolundaki kararlılığını ortaya koyuyor. Tanıtım toplantısında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, çalışmaların 2024 yılında başladığını hatırlatarak, sürdürülebilirlik konusunda ciddi adımlar attıklarını vurguladı. Doğal kaynakların hızla tükendiğini, iklim krizinin derinleştiğini belirterek, daha güzel bir gelecek için yeni bir yaşam tarif etmek zorunda olduklarının altını çizdi.
İklim dostu beslenmeyi tercih etmeliyiz
Besin israfının dahi karbon emisyonuna yol açtığını ifade eden Başkan Tugay, mümkün olduğunca yerel ürünlerin tüketilmesi gerektiğine dikkat çekti. Şehir merkezini trafikten arındırma planlarına da değinerek, bazı ülkelerde olduğu gibi İzmir’de de merkez bölgelerde araç kullanımının sınırlandırılabileceğini, bunun için halkın desteğine ihtiyaç duyduklarını söyledi.
Sürdürülebilirlik bir yaşam tarzı olmalı
İzmir Ticaret Borsası Genel Sekreteri Dr. Erçin Güdücü, raporu kentin tüm paydaşları için yol gösterici bir belge olarak gördüklerini belirterek, sürdürülebilirliğin bir ihtiyaç değil, zorunluluk olduğuna vurgu yaptı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Sürdürülebilirlik ve Kent Stratejileri Müdürü Emre Uysal ise raporun geniş bir paydaş grubunun katkısıyla hazırlandığını, sürdürülebilirliğin bugünden çok geleceğin İzmir’i için bir sorumluluk olduğunu ifade etti.
Örnek bir referans olma özelliğinde
GRI tarafından onaylanan rapor, İzmir’in Avrupa Birliği’nin İklim Nötr ve Akıllı Şehirler Misyonu kapsamında “misyon etiketi” alan ilk AB üyesi olmayan şehir olmasına da katkı sağladı. Hazırlanan rapor, yalnızca İzmir için değil, Türkiye’deki tüm yerel yönetimler için örnek bir referans niteliği taşıyor.
