Antik dönemdeki önemli Aiol kentlerinden biri olan Kyme, günümüzde Türkiye'nin İzmir ili Aliağa ilçesi yakınlarında yer almaktadır. Nemrut Körfezi'nin kıyısında konumlanmış olan bu antik kent, adını Amazon Kyme'den almaktadır. Peki, Kyme Antik Kenti'nin adı nereden gelmektedir? Bu yazımızda, Kyme'nin adının kökeni ve tarihi hakkında detaylı bilgiler bulacaksınız.

Kyme Antik Kenti'nin adı nereden geliyor?

Antik çağ coğrafyacısı Strabon'a göre, Kyme'nin adı Amazon Kyme'den gelmektedir. Strabon, bu yerleşimi Larissa (Aiolis)'dan 70 stadia, Myrina (Mysia)'dan 40 stadia uzaklıkta olarak tarif etmiştir. Amazon Kyme ile olan bağlantısı, Antik Yunan tarihçisi Diodoros ve Bizanslı coğrafyacı Stephanus Byzantinus tarafından da dile getirilmiştir.

Antik kaynaklara göre, Kyme'nin kuruluşu Orta Yunanistan halkı Lokrisliler'in Truva Savaşı sonrasında Pelasglar'a ait Larissa (Aiolis) kalesini ele geçirmelerinin ardından gerçekleşmiştir. İlk olarak Phrikonis adıyla anılan yerleşim, günümüz Orta Yunanistan’ında kalan antik Lokris bölgesindeki Phrikios Dağı'na gönderme yapılarak adlandırılmış olabilir. Ayrıca, Kyme'nin Aiol koloniciler tarafından MÖ 11. yüzyıl ortalarında kurulduğu düşünülmektedir.

Kyme, zamanla Aiolis bölgesinin en büyük ve önemli yerleşimlerinden biri haline gelmiştir. Herodot, Kyme'yi 12 Aiol yerleşimi arasında önemli bir yer olarak belirtirken, Strabon da antik kenti Aiolis bölgesinin en büyük yerleşimi olarak tanımlamıştır.

Kyme halkı, diğer Antik Yunan yerleşimleri gibi ticaret yerine tarımla uğraşmıştır. Ancak, kolonizasyon faaliyetlerinde bulunarak çeşitli kentlerin kurulmasına öncülük etmişlerdir. Kymeliler, Midilli dahil olmak üzere 30 kent kurmuşlardır.

Yerleşim, MÖ 7. yüzyıla kadar krallar tarafından yönetilmiş, ancak sonrasında zengin aristokrat sınıf ve Ahameniş İmparatorluğu Anadolu topraklarını ele geçirdikten sonra onların atadıkları tiranlar tarafından idare edilmiştir. Kyme, Ahamenişlere karşı başlatılan İyon Ayaklanması'na katılmış ancak kısa sürede Ahamenişler tarafından geri alınmıştır.

Helenistik Dönemde, Kyme'nin limanı genişletilmiş ve kentte çeşitli yapılar inşa edilmiştir. Ancak, MS 17 ve 94 yıllarında yaşanan büyük depremler yerleşimi etkilemiştir. Yine de, Kyme'nin önemi devam etmiş ve 6. yüzyıldan 13. yüzyıl sonuna kadar Efes piskoposluğuna bağlı bir alt piskoposluk konumunda kalmıştır.

Ancak, 7. yüzyıldan itibaren Kyme büyük oranda terk edilmiş ve sadece liman civarındaki kale çevresinde sınırlı bir yerleşim gözlemlenmiştir. Kale, 1415'te Osmanlı güçleri tarafından ele geçirilmiş ve çevresindeki yerleşim de son bulmuştur.

Kaynak: Haber Merkezi