İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Genel-İş Sendikası arasında süren ve İZELMAN, İZENERJİ ile Egeşehir şirketlerinde yaklaşık 23 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanması sonucu başlayan grev dördüncü gününe girdi. Grev kapsamında işçiler, bu sabah İZSU önünde bir araya geldi.

Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ercan Gül, grevdeki emekçilerin linç kampanyasına maruz bırakıldığını ve sendikanın masadan uzaklaştırılmaya çalışıldığını öne sürdü. Gül, “Biz masayı dağıtmayalım derken, bizi masadan uzaklaştırmak için her yol deneniyor. Taleplerimizden vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Ortak bir açıklama yapan 1, 2, 3 ve 9 Nolu şubeler ise maaşların brüt değil net olarak açıklanmasını, belediye bürokratlarının maaşlarının da kamuoyuna sunulmasını istedi. İşçiler, grevin sadece ücret değil, emeğin onuru için verildiğini ve taleplerinden geri adım atmayacaklarını belirtti.

İşte o açıklama:

Emeği gör, işçiyi yargılama!

İZENERJİ, İZELMAN ve Ege Şehir emekçileri susmuyor: hakkımızı koruyoruz!

Güvenceli çalışma bir lütuf değil, insan onuruna yaraşır bir yaşamın temel hakkıdır. Ancak bugün Türkiye’de

hiçbir işçinin geleceği güvende değil. Hayatın tüm yükü sırtımıza yüklenmişken, mücadelemizi birbirimize değil; bizi bu hale getiren düzene karşı vermek zorundayız.

Bugün hedefte belediye işçileri var.

“Çalışmıyorlar”, “fazlalar” deniyor. Gerçek ise sabahın ilk ışıklarında başlayıp gecenin geç saatlerine kadar İzmir halkına hizmet eden ESHOT şoförlerinde, yolları süpüren işçide, yaşlılara bakan sağlık emekçisinde, çocuklara sarılan öğretmendedir. Bizler, pandemide, depremlerde, yangınlarda bir an bile tereddüt etmeden halkın yanında olan, İzmir’in emekçileriyiz.

Ancak bugün emeğimiz değersizleştiriliyor. İzmir Büyükşehir belediye başkanı Cemil Tugay ve yönetimi, maaşlarımızı tartışma konusu haline getiriyor. Bizi hedef gösteriyor, emekçiyi halkla karşı karşıya getirmeye çalışıyor.

“Dolarla maaş arttı” diyerek gerçek yoksulluğu örtbas etmeye çalışanlara sesleniyoruz: 2019’da 761 dolar maaş alan işçi geçinebiliyordu.

2025’te 1.406 dolar kazanan işçi, ev kirasını bile ödeyemiyor.

Çünkü gıda, kira, ulaşım ve temel ihtiyaçlar dolar bazında da katlandı!

Kağıt üstündeki artışlar soframıza yansımadı. Rakam oyunlarıyla değil, halkın gerçeğiyle konuşun!

Biz bu grevi sadece daha fazla ücret almak için değil, biz adalet istiyoruz, biz eşitlik istiyoruz, biz bu haksızlığın artık son bulmasını istiyoruz. Bu bir ücret meselesi değil; bu, emeğin onur mücadelesidir.

Çağrımızdır:

Bizi almadığımız para ile İzmir halkının önüne atmaktan vazgeçin. Biz emekçiler 80 BİN TL veya 100 BİN TL istemiyoruz. Aynı işyerinde çalıştığımız ve aynı işi yaptığımız mesai arkadaşlarımız ile aynı ücreti almak istiyoruz. Ayrıca Biz toplu sözleşmedeki haklarımızı yıllardır vermiş olduğumuz mücadele sonucunda kazandık.

Bu hakları kimse bize lütuf olarak sunmadı kimsede bir söylemle geri alacağını düşünmesin. Biz hem haklarımızı korumak hem de insanca yaşanacak için bir ücret talep ediyoruz.

Çünkü biz emekçiler kiramızı, faturalarımızı ve kredilerimizi ödemekte zorlanırken, çocuklarımıza harçlık veremiyor olmamız bizleri fazlasıyla derinden yaralıyor.

Gelin bu toplu sözleşme masasını gerçekler üzerinden kurun ve bu kaos artık bir son bulsun. Bu grevin ne belediyemize ne bizlere nede İzmir halkına faydası yok. Bu grev belediye bürokratlarının ve bizlerin atacağı

adımlar ile sonlanacakken biz adımlarımızı fazlasıyla attığımıza inanıyoruz sizlerin de olumlu adımlar atmasını

istiyoruz…

Biz buradayız, geri adım atmıyoruz. Çünkü biz susarsak, İzmir susar.

Biz yoksullaşırsak, bu kent çöker.

Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, İZENERJİ işçilerinin maaşlarında 2019’dan 2025’e dolar bazında yüzde 85 artış sağlandığını söyledi. Tugay, belediyenin olanakları doğrultusunda adım atmaya hazır olduklarını belirterek sendikaları bir kez daha masaya davet etti.

Tugay, sendika yetkililerinin siyasi içerikli söylemlerine de tepki gösterdi ve bu ifadelerin kurumsal sorumlulukla bağdaşmadığını vurguladı.

İşte Tugay'ın açıklaması:

Sayın Sendika Yetkilileri,

Meydanlarda, megafonlarda yüksek sesle söylediklerinizi dinledim. Sizleri anlıyorum, 2024 yılının Mart ayında, seçime beş gün kala yapılmış bir sorumsuzluğun giderilmesini istiyorsunuz, başka bir sendikaya verilmiş hakları talep ediyorsunuz. Haklısınız, biz de bu haksızlığı gidermek istiyoruz. Ama Belediye olanakları içinde makul bir sürede olmak kaydı ile.

Her mesajımda sizi defalarca kez masaya davet ettim, her söylediğiniz sözü sineye çektim, diyaloğa çağırdım. Anlaşmazlıklar olur ve mutlaka çözülür, ama hayatta bazı anlar, bazı gaflar tarihe kazınır.

Dediniz ki, Cemil Tugay’la Hamza Dağ arasındaki oy farkına bakın, biz ailelerimizle 500.000 kişiyiz hesabı ona göre yapın. Yapalım Sayın Yetkili, İzmir halkı da yapacaktır bu hesabı. Ama siz de tarihe düştüğünüz notun hesabını yapın, sendika üyesinin oyunu, siyasi düşüncesini tahvil ettiğiniz yere bakın, parası iktidarca bloke edilmiş sosyal demokrat bir belediyenin işçisi için kullandığınız dile bakın ve hesabınızı ona göre yapın.

Benim hiçbir çalışma arkadaşım alacağı maaşa göre siyasi duruşunu belirlemez, insanlık onurunu kimsenin hesaplarına da tahvil etmez. Lütfen içinde bulunduğunuz kurumların sorumluluğunu ve ağırlığını taşıyın.

Muhabir: Murat Beşir Babaoğlu