İzmir’de ağustos ayında başlayan planlı su kesintilerinin kasım sonuna kadar uzatılması, kentte su yönetimi ve kuraklık riskini yeniden gündeme taşıdı. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, mevcut tabloya bakıldığında kentte 2026 yılı boyunca da su kısıtlamalarının devam etmesinin güçlü bir olasılık olduğunu söyledi. Yaşar, “Bu gidişle güzel yağışlar gelse bile baraj ancak yüzde 15 seviyesine çıkabilir. Yer altı suları ise alarm veriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Baraj Dolulukları Kritik Seviyede
İZSU’nun 6 Ağustos’ta devreye aldığı planlı kesintiler, Tahtalı Barajı’ndaki doluluk oranının yüzde 1,40’a kadar düşmesi nedeniyle kasım ayı sonuna kadar uzatıldı. Prof. Dr. Yaşar, yaşanan kuraklığın sıradışı olmadığını, İzmir’in 15-20 yılda bir benzer döngüler yaşadığını ancak kent için öngörülen su yönetimi politikalarının uygulanmadığını vurguladı. “1970’ler, 1992 ve 2007-2008 dönemleri çok kuraktı. 2020 sonrası yeniden ciddi bir kuraklık yaşanacağını defalarca anlattık. Buna rağmen kent suyun yüzde 55’ini barajlar doluyken bile yer altından çekiyordu. Bu büyük bir yönetim hatasıdır.” Yer altı sularındaki aşırı çekimin gelecekteki en büyük tehlike olduğuna dikkat çeken Yaşar, özellikle derin akiferlerin kurak yıllar için kritik yedek kaynak olduğunu hatırlattı. “Şu anda 300-400 metrelere kadar inerek su çekiyoruz. Bu hem maliyetli hem de sürdürülemez. Yer altı suyu rezervleri azalırsa, İzmir uzun vadeli bir susuzluk riskiyle karşı karşıya kalabilir.”
Gece Kesintileri Tasarruf Sağladı
İZSU’nun 23.00–05.00 saatleri arasında yaptığı su kesintilerinin eleştirildiğini hatırlatan Yaşar, uygulamanın kent için önemli bir kazanç sağladığını belirtti. “‘Gece suyu kim kullanıyor?’ denildi ama bu kesintiler sayesinde günde 70-80 bin metreküp su tasarrufu sağlanıyor. Gelecek açısından kritik bir kazanım.” Baraj doluluklarının iklim koşullarına rağmen beklenen seviyeye ulaşamayacağını söyleyen Yaşar, İzmir’in uzun soluklu bir kuraklık senaryosuna hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı: “Bu tabloya bakılırsa kesintiler 2026 yılına da sarkabilir. Yağış alsak bile barajın ancak küçük bir kısmı dolar. Bu nedenle hem kamu yönetimi hem vatandaşlar suyu geleceği düşünerek kullanmalı.” İzmir’in su krizine ilişkin teknik analizler sürerken, uzmanlar hem kısa vadeli tasarruf adımlarının hem de uzun vadeli su yönetimi yatırımlarının acilen gündeme alınması gerektiği görüşünde birleşiyor.





