Bir zamanlar mahallelerin vazgeçilmez adresi olan terziler, bugün kepenk kapatma noktasına geldi. Kıyafet fiyatları arttıkça vatandaş eskisini tamir ettirmeye yöneliyor ama artan maliyetler terzilerin de belini büküyor. Yüksek kiralar, elektrik faturaları ve işçilik giderleri yüzünden meslek ustaları ayakta kalamıyor. Yıllar boyunca vatandaşın en küçük ihtiyacına bile çözüm olan bu dükkânlar, artık birer birer kepenk indiriyor. Çünkü kıyafet fiyatlarının hızla yükselmesi, insanları yeniyi almak yerine eskilerini tamir ettirmeye yöneltse de bu durum terzilerin işine yaramıyor. Elektrikten kiraya, sigortadan vergilere kadar her kalemde artan maliyetler, terzilik mesleğini ayakta tutulamaz hale getirdi. Basit bir paça için bile 50–60 lira isteniyor; vatandaş bu rakamı fazla buluyor, ama terziler de ayakta kalmaya çalışıyor. Günlük masraflarını bile karşılamakta zorlanan terzi esnafı, müşteri olsa bile kâr edemiyor. Çoğu 60 yaşını geçmiş ustalar hâlâ direniyor, ancak çırak yetişmiyor, gençler bu mesleği yapmak istemiyor.
Dükkanlara kilit vuruyorlar
Yeni kıyafet alamayan ya da eski kıyafetlerini tamir ettirip kullanmaya devam eden dar gelirlilerin uğrak yeri olan terzi esnafının özellikle girdi maliyetleri sebebiyle zor günler geçirdiğini belirten İzmir Terziler ve Konfeksiyoncular Odası Başkanı Mustafa Güvenli, “İzmir’de her yerde esnaf kötü dönemden geçiyor. Kemeraltı’nda, Mimar Kemalettin Moda Merkezi’nde hep aynı manzara var. Siftahsız kepenk kapatan esnaf, boşalan atölyeler, kapısına kilit vurulan dükkanlarla dolu. İnsanlar yeni kıyafet alamıyor, eskilerini de tamir ettiremiyor. Çünkü cebinde para yok, her şey ateş pahası. Ben gelinlikçiyim. Eskiden düğün sezonu bizim nefes aldığımız, yüzümüzün güldüğü aylardı. Ama bu yıl sezon başlamadan bitti. Ne gelinlik satabildik ne de kiralayabildik. Gelinlikçiler kan ağlıyor. Terziler, kuru temizlemeciler, konfeksiyoncular hepsi aynı durumda. Esnaf üretim yapamıyor” ifadelerini kullandı.
‘Maliyetler uçmuş’
Sorunun kaynağının çok açık olduğunu dile getiren Güvenli, “Girdiler uçmuş durumda. Kumaş, iplik, fermuar, astar fiyatları aldı başını gitti. En temel malzemenin bile fiyatı yüzde 100 zamlanıyor. Elektrik faturaları kabarık, vergiler ağır, sigorta ödemeleri taş gibi. Dükkan kirası ayrı bir darbe. On bin lira kira ödeyen bir esnafa “artık kira 40 bin” deniyor. 50 bine oturanın kirası 140 bine çıkarılıyor. Esnaf ben bunu ödeyemem dese de ‘işine gelirse” diyorlar. Bir kriter yok, serbest piyasa denilen şey tam bir keyfiyet. Bu tabloda kim ayakta kalabilir” dedi.
Dün bir terziye uğradığını belirten Mustafa Güvenli, “Basit bir paça yaptırmak için 50-60 lira istedi. Pahalı gibi görünebilir ama değil. Ama artan maliyetler nedeniyle terziler de işin içinden çıkamıyor. Çünkü o terzi de ayakta kalmaya çalışıyor. O da yüksek faturalarla boğuşuyor. Üstelik terzilik mesleğinin geleceği kalmamış durumda. Terzilerin yüzde 80’i kepenk indirdi. Geriye kalanlar direniyor ama güçleri tükeniyor. Çalıştıracak eleman yok. Ustaların çoğu 60 yaşını geçmiş, hâlâ direnmeye çalışıyor. Bir dükkân üç gün açık, dört gün kapalı. Gençler bu mesleğe ilgi göstermiyor. Elektrik, kira ve vergiler çok yüksek. Bir terzi sabah dükkânını açarken bile kara kara düşünüyor” sözlerine yer verdi.
‘Vergi ayrı, ceza ayrı yük’
Vergilerin de ayrı yük olduğunu vurgulayan Mustafa Güvenli, “Daha iki gün önce vergilere yüzde 49 zam yapıldı. Maliyeciler dükkanlara doluşup ceza kesiyor. Maliyetlerle boğuşurken üstüne cezalarla uğraşıyoruz. Esnaf kan ter içinde, nefes alamıyor. “Böyle vergi mi olur?” diye isyan edenlerin sesi duyulmuyor. Bir de yüksek faiz gerçeği var. Elinde parası olan ticarete sokmuyor artık. Çünkü bankaya yatırıp faizden aylık 45-50 bin lira kazanıyor. “Neden dükkan açayım, neden işçiyle, vergiyle uğraşayım?” diyor. Haklı da. Bu faiz oranlarıyla kim yatırım yapar, kim iş yürütür? Sermaye faize kaçıyor, piyasa dönmüyor. Esnaf yalnız kalıyor. Terzilik yok oluyor. Bir zamanlar her mahallenin gözbebeği olan terziler artık kapılarını kapatıyor. Onların dükkânlarında yalnızca kıyafet değil, emek, incelik, ustalık vardı. Bugün ise ışıkları sönüyor. Sadece bir meslek değil, bir kültür, bir usta-çırak geleneği de yok oluyor. Dün vardı, bugün yok. Yarın belki adını bile hatırlamayacağız” diye konuştu.
‘Firmalar kaçıyor’
Atölyeler için tablonun daha da ağır olduğunu aktaran Güvenli, “50-60 kişinin çalıştığı yerler vardı. Şimdi birer birer kapanıyorlar. Hatta kapanmakla kalmıyor, makinelerini balyozla kırıp tasfiye ediyorlar. Çünkü borç, vergi, sigorta ödemeleriyle nefes alamıyorlar. İşçi maaşı ödeyemiyorlar. Çalışan işsiz, işveren çaresiz. Büyük markalar da Türkiye’yi terk ediyor. Zara’sı, LC Waikiki’si üretimini Mısır’a kaydırıyor. Çünkü orada işçilik çok ucuz. İyi bir makineciye 110 dolar veriyorlar. Bizde aynı işçi 60 bin lira maaş istiyor, üzerine 10 bin lira sigorta maliyeti biniyor. Bu şartlarda üretim Türkiye’de yapılamıyor. Firmalar kaçıyor, atölyeler batıyor, terziler yok oluyor” dedi.