Üniversite dönemi yaklaşırken öğrencilerin karşısına çıkan en büyük sorunlardan biri barınma. Devlet yurtlarının kapasitesi sınırlı, özel yurt ücretleri birçok ailenin bütçesini aşıyor. Üniversite bölgelerindeki kiralar ise hızla yükseliyor. Birkaç gün içinde el değiştiren daireler, artan taleple birlikte öğrenciler ve aileleri için daha da erişilmez hale geliyor. Öğrencilerin ciddi bir barınma sıkıntısı yaşadığını belirten DİSK Emekli Sen eski Bölge Temsilcisi Sabahattin Yeşiltepe, hem öğrencilerin hem de emeklilerin yüksek kiralar nedeniyle barınma sıkıntısı yaşadığını söyledi.

Sabahattin Yeşiltepe 2-1

‘İmeceyi başlatalım’

Her iki tarafın da ortak sorunu olan yüksek kiralara karşı öneride bulunan Sabahattin Yeşiltepe, “Ne yazık ki toplumumuz o kadar yozlaştırıldı ki, insanlar kendi evlerinde bir odayı bile paylaşmaya çekinir hale geldi. Oysa eskiden imece kültürümüz vardı, dayanışma vardı. Biz diyoruz ki bunu yeniden canlandırabiliriz. Emekliler Derneği olarak çağrımız şudur: İmkanı olan emeklilerimiz, evlerinde bir odalarını üniversite öğrencilerine açabilir. Böylece çocuklarımız hem güven içinde olurlar hem de sıcacık bir aile ortamında yetişirler. Bu sadece bir barınma desteği değil, aynı zamanda bir kültür aktarımı olur. Biz emekliler, yıllarca bu ülkeye hizmet ettik. Şimdi de gençlerimizin eğitim yolunda yanlarında olmayı görev biliyoruz. Eğer imece usulünü yeniden canlandırabilirsek, hem öğrencilerimizin yükü hafifler hem de toplumumuzda dayanışma ve güven kültürü güçlenir” diye konuştu. Emeklinin 16 bin liralık aylıkla geçinmeye çalıştığını da söyleyen Yeşiltepe, “Kimi emeklimiz de çok cüzi bir ücrete evinin bir odasını kiralarsa hem ek gelir elde eder hem de gençlerimiz sokakta kalmaz” ifadelerini kullandı.

rıdvan akgün-1

‘Veliler çaresiz’

Üniversite dönemi yaklaşırken öğrenciler ve aileleri için en büyük sıkıntının barınma olduğunu vurgulayan İzmir Emlak Kulübü Başkanı Rıdvan Akgün, “Çocuklarının eğitimine odaklanmasını isteyen aileler, ilk iş olarak onların nerede kalacağını düşünmeye başladı. Yurtların kapasitesi sınırlı, özel yurtların ücretleri ise birçok ailenin karşılayamayacağı seviyede. Bu yüzden gözler üniversitelere yakın bölgelerdeki kiralık dairelere çevrildi. Fakat tablo iç açıcı değil. Geçtiğimiz hafta 20 bin olan evin kirası 25 bin, 30 bin kirası olan kiralar ise 35 bin liraya kadar yükseldi. Taleplerin yoğunluğu, ilan sayısını azaltıyor, fiyatları yukarı çekiyor. Uygun fiyatlı görünen bir daire birkaç saat içinde kiralanıyor. Veliler çaresizlik içinde alternatif arayışına giriyor” dedi.

Bir eve 6 öğrenci

Kiraları tek başına ödeyemeyen öğrencilerin çareyi birlikte ev tutmakta bulduğunu aktaran Akgün, “Eskiden 2+1 ya da 3+1 daireleri üç-dört öğrenci paylaşırken bugün bu sayı 4–5, hatta 6 kişiye kadar çıkabiliyor. Aynı odada iki kişinin yatması, salonda yatak açılması artık olağan hale gelmiş durumda” ifadelerini kullandı. Bu noktada farklı bir modelin ön plana çıktığını aktaran Akgün, “Yalnız yaşayan kadınlar, erkekler, yaşlılar veya evinde boş odası olan aileler, evlerini öğrencilere açmaya başlıyor. İki odalı evde yalnız yaşayan biri, yanına güvenilir bir öğrenci alarak hem kira yükünü azaltıyor hem de yalnızlığını paylaşıyor. Yaşlı bir çift, geniş evinde boş odasını bir öğrenciye vererek hem maddi katkı sağlıyor hem de hayatına yeni bir canlılık katıyor. Öğrenci ise güvenilir, uygun fiyatlı bir barınma imkânı bulmuş oluyor” şeklinde konuştu.

‘300 bin genç vazgeçti’

Bu modelin dayanışma biçimine dönüşebileceğini de aktaran Akgün, “Çünkü öğrencilerin barınma problemi yalnızca onların değil, toplumun ortak sorunu. Bir gencin eğitimini sürdürebilmesi, yalnızca kendi hayatını değil ülkenin geleceğini de şekillendiriyor. Evinde boş odası olan, yalnız yaşayan ya da imkânı olan herkes için öğrencileri evine almak hem insani bir sorumluluk hem de karşılıklı fayda sağlayan bir çözüm haline geliyor. Bugün Türkiye’de 300 bini aşkın gencin, sırf barınma sorununu çözemediği için üniversiteye gitmekten vazgeçtiği ya da kaydını dondurduğu konuşuluyor. Bu tablo sadece ekonomik değil, toplumsal bir trajedi. O yüzden ‘öğrencilere evinizi açın’ çağrısı, yalnızca bir öneri değil, geleceğe sahip çıkmanın en basit yollarından biri” dedi.

Gönül Vural

‘Bu model yaygınlaşmalı’

Kiraların hızla yükseldiği bu dönemde, öğrencilerin barınma sorununu çözmek için ‘evini öğrenciye açmak’ gibi alternatiflerin gündeme gelmesi gerektiğini vurgulayan İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkan Vekili Gönül Vural, “Sahada bu modelin çok da yaygınlaşmadığı görülüyor. Öğrencilerin ev bulma süreci ise oldukça sancılı. Çoğu kez bir araya gelip ortak ev tutmaya çalışıyorlar” diye konuştu. Kimi ailelerin çocuklarının eski binalarda deprem riski nedeniyle kalmasına sıcak bakmadığını da belirten Vural şunları söyledi: “Öğrenciler ya da aileler, ‘Eşyalı bir 1+1 daire varsa olur, yoksa bir 1+1 satın alsak fiyatı ne olur?’ diye soruyorlar. Yani artık sadece kiralamak değil, imkan bulursa satın alma seçeneği de gündeme geliyor. Öğrenciler barınacak yer ararken farklı yollar deniyor, kimi zaman kalabalık evlere giriyor, kimi zaman da yeni yapılarda eşyalı küçük daireleri araştırıyor. Ancak ‘evini öğrencilere açma’ fikri şimdilik sahada yaygınlaşmış değil.”

Kaynak: Filiz Erol