İzmir’in kırsal bölgelerinde yıllardır yapılan ancak günümüzde giderek kaybolan yöresel yemekleri yeniden gün yüzüne çıkarmak için Karabağlar Halk Eğitim Merkezi tarafından kapsamlı bir kültürel çalışma başlatıldı. Köylerin yaşlı kadınlarından derlenen tarifler kayıt altına alınarak arşivlenmeye başladı. Amaç, hem unutulmaya yüz tutmuş lezzetleri geleceğe taşımak hem de gastronomik mirası kurumsal bir çerçevede koruma altına almak.
Karabağlar Halk Eğitimi Merkezi’nin aşçılık kurslarında da bu tarifler eğitim müfredatına dahil edildi. Böylece kırsal mahallelerdeki yaşlıların hafızasında saklı kalan pişirme teknikleri, mutfak alışkanlıkları ve geleneksel yöntemler genç kuşaklara aktarılıyor. Tariflerin kitaplaştırılarak kurumsal arşive kazandırılması da planlanıyor.
Merkez Müdürü Fatma Demirci, yürütülen çalışmanın önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Öncelikle köylerimize giderek yaşlı sakinlerle bir araya geldik. Anneannelerinden, babaannelerinden kalan tarifleri birebir dinledik. Bu reçeteler artık unutulmaya başlamıştı. Kursiyerlerimizle bu bilgi birikimini buluşturup kültürel mirası geleceğe taşımak için harekete geçtik. Hem eğitim veriyoruz hem de tüm tarifleri sistematik biçimde arşivleyip bakanlığımıza sunacağız.”
Demirci, İzmir mutfağına özgü çok sayıda tarif topladıklarını belirterek, “Külür kurabiyesi, topalak çorba gibi kent kültürünün önemli lezzetlerini kayda aldık. Şu ana kadar 20’nin üzerinde özgün tarif arşivimize girdi” dedi.

‘KÖY LEZZETLERİ YAŞASIN’
Kavacık’ta yaşayan 2 çocuk annesi Cavidan Çınar (60), projede yer almaktan duyduğu memnuniyeti şu sözlerle aktardı:
“Kabakucu yemeğinin tarifini paylaştım. Aile büyüklerimizden kalan özel bir lezzet. Bu tarifin gelecek kuşaklara ulaşmasını istiyorum.”
Dört çocuk annesi Fatma Aksu (62) ise gençlerin doğal ve sağlıklı yemeklere yönelmesi gerektiğini söyleyerek, “Hazır gıdalar yerine bu geleneksel tatların yeniden değer görmesini arzu ediyorum. ‘Külür’ adını verdiğimiz kurabiyeyi öğretiyorum. En önemli malzemesi ise Kavacık pekmezidir” dedi.
Üç çocuk annesi Tülay Dündar (61), sıfır atık kültürünü yansıtan bir tarifi öğretmekten mutluluk duyduğunu vurguladı:
“Ekmek içli börek tarifini aktarıyorum. Eskiden bayat ekmekler asla çöpe atılmaz, baharatlarla harmanlanıp nefis böreklere dönüştürülürdü. Bu geleneği paylaşmak beni çok mutlu ediyor.”

Genç kursiyerlerden Umut Barış Gezgin (19) ise büyüklerle bir arada çalışmanın kendisi için öğretici olduğunu dile getirerek, “Hem tarif öğreniyoruz hem de deneyimlerini dinliyoruz. Projenin içinde olmak gurur verici” ifadelerini kullandı.
Bir diğer kursiyer Sedanur Poyraz (18) da “Kaybolmaya yüz tutmuş çok fazla tarif var. Hepsini öğrenip yaygınlaştırmak istiyoruz. Büyüklerimizin tecrübesi bize yol gösteriyor” dedi.





