ABD’den gelen enflasyon verilerinin ardından faiz indirim sürecine ilişkin beklentiler yeniden şekillenirken, küresel piyasalarda gözler Jackson Hole’a çevrildi. Fed Başkanı Powell’ın sempozyumdaki açıklamaları, hem faiz patikasını hem de küresel risk iştahını belirleyecek en önemli unsur olarak öne çıkıyor.
Jackson Hole’un tarihsel önemi
Kansas City Fed’in ev sahipliğinde 1981’den bu yana düzenlenen Jackson Hole Sempozyumu, küresel ekonomiye yön veren en prestijli buluşmalardan biri kabul ediliyor. Merkez bankacıları, ekonomistler ve akademisyenler dünya ekonomisinin kritik sorunlarını tartışıyor. Powell’ın yapacağı konuşma bu yıl da küresel faiz beklentileri, risk iştahı ve piyasa yönü açısından belirleyici olacak.
Fed’in Faiz indirimi beklentisi ve Jackson Hole
Küresel piyasalarda geçen hafta, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirim sürecine yeniden başlayacağına dair fiyatlamalar etkili oldu. Bu gelişmeler, yatırımcıların iştahını artırırken gözler 22-24 Ağustos’ta düzenlenecek Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu’na çevrildi. Özellikle Fed Başkanı Jerome Powell’ın yapacağı konuşmadan çıkacak sinyallerin, faiz patikasına ve piyasaların yönüne ışık tutması bekleniyor.
ABD ekonomisinde belirsizlikler
Üretici Fiyat Endeksi’nin temmuzda beklentilerin üzerinde artış göstermesi, tarifelerin enflasyonist etkilerine dair endişeleri yeniden gündeme taşıdı. Para piyasalarında yıl sonuna kadar toplam 50 baz puanlık faiz indirimi fiyatlanırken, eylül toplantısında 25 baz puanlık indirime kesin gözüyle bakılıyor. Ancak Fed üyelerinden gelen farklı tonda açıklamalar, belirsizliği artırıyor. Atlanta Fed Başkanı Bostic tek indirim ihtimalini savunurken, St. Louis ve Chicago Fed başkanları daha temkinli mesajlar verdi.
Trump – Putin zirvesi
ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Alaska’daki görüşmesi küresel gündemin bir diğer kritik başlığı oldu. “Barışın Peşinde” temalı zirvede Ukrayna meselesi öne çıktı. Her iki lider de ilerleme kaydedildiğini belirtse de nihai bir anlaşmaya varılamadı. Trump’ın, bundan sonraki sürecin Ukrayna lideri Zelenskiy ve Avrupa ülkelerine bağlı olduğuna dair sözleri dikkat çekti.
ABD Piyasalarında güçlü seyir
Yoğun gündeme rağmen New York borsası haftayı yükselişle tamamladı. S&P 500 endeksi %0,94, Nasdaq %0,81, Dow Jones ise %1,74 değer kazandı. ABD tahvil piyasasında ise satış baskısı öne çıktı ve 10 yıllık tahvil faizi %4,32 seviyesine yükseldi. Altın ve gümüş fiyatları gerilerken, Brent petrol hafif kayıpla 65,77 dolara indi. Dolar endeksi ise faiz indirimi beklentilerinin desteğiyle haftayı %0,3 düşüşle 97,9 seviyesinde kapattı.
Avrupa ve Asya piyasalarında iyimserlik
Avrupa borsaları geçen hafta pozitif seyrederken, Avro Bölgesi ve İngiltere büyüme verileri beklentilerle uyumlu geldi. Almanya enflasyonu temmuzda %2 seviyesinde gerçekleşti. Asya tarafında ise ABD’nin Çin mallarına yönelik tarifeleri 90 gün ertelemesi, risk iştahını destekledi. Japonya ekonomisi ikinci çeyrekte beklentilerin üzerinde büyüdü; bu durum Japonya Merkez Bankası’nın olası faiz artırımı ihtimalini gündeme getirdi. Çin’de ise zayıf makro veriler hükümetin yeni teşvikler devreye alabileceği beklentilerini güçlendirdi.
Yurt içi gelişmeler
Türkiye’de Borsa İstanbul geçen hafta satış baskısıyla geriledi ve BIST 100 endeksi %0,93 düşüşle 10.870 puandan kapandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, yılın üçüncü Enflasyon Raporu’nda 2025 sonu için %25-29 aralığında enflasyon öngörüsünü paylaştı. Ayrıca, ara hedeflerle para politikası patikasına daha fazla şeffaflık getirileceğini vurguladı. Dolar/TL kuru ise haftayı 40,83 seviyesinde tamamladı.