Amerikalı-Avustralyalı insan hakları savunucusu Virginia Giuffre’nin “sessizliği” ölümünden sonra bile dünya kamuoyunu sarstı. “Nobody’s Girl” adlı anı kitabı, Giuffre'nin çocuk yaşta Epstein ve Ghislaine Maxwell tarafından nasıl istismar edildiğini, Prens Andrew başta olmak üzere elit çevrelere nasıl sunulduğunu ayrıntılı bir şekilde ortaya koyuyor. Peki, Jeffrey Epstein davası tanıklarından Virginia Giuffre kimdir, neden öldü?
Virginia Giuffre kimdir?
Virginia Louise Giuffre, 9 Ağustos 1983’te Sacramento, Kaliforniya’da dünyaya geldi. Henüz dört yaşındayken ailesiyle birlikte Florida’da Palm Beach County bölgesindeki Loxahatchee’ye taşındı. Genç yaşlarında aile içi sorunlar ve istismar nedeniyle evden kaçtı. Henüz 13 yaşındayken sokaklarda yaşamaya başladı ve kısa süre içinde insan kaçakçılığı yapan 65 yaşındaki Ron Eppinger’in eline düştü. Eppinger tarafından altı ay boyunca fuhuşa zorlanan Giuffre, FBI tarafından düzenlenen operasyonla bu kabustan kurtuldu.
Yaşadığı travmalara rağmen sesini bastırmak yerine harekete geçen Giuffre, 2015’te “Victims Refuse Silence” (Mağdurlar Sessizliği Reddediyor) adlı sivil toplum örgütünü kurarak cinsel istismar mağdurlarına yardım etmeye başladı. Daha sonra bu kuruluşun adını "SOAR – Speak Out, Act, Reclaim" (Sesini Yükselt, Harekete Geç, Haklarını Geri Al) olarak değiştirdi. Aktivizmi ve medyada yaptığı açıklamalar, onu sadece Epstein soruşturmasının tanınan ismi değil; küresel çapta insan hakları savunucusu haline getirdi.
2025 yılında geçirdiği bir trafik kazasının ardından böbrek yetmezliği yaşamaya başlayan Giuffre, hastalığıyla mücadele ederken 25 Nisan 2025'te, Batı Avustralya’daki Neergabby’de bulunan aile evinde kendini asarak intihar etti. Geride eşi Robert Giuffre ve üç çocuğunu bıraktı.
Jeffrey Epstein davasında Virginia Giuffre'nin rolü
Virginia Giuffre, 1999 yılında henüz reşit değilken Epstein ve onun yakın çevresine ait seks ticareti ağına dâhil edildi. Ghislaine Maxwell tarafından kendisine "masaj terapisti" rolüyle yaklaşıldığını, kısa sürede ise sistematik bir istismarın parçası haline getirildiğini söyledi.
Giuffre’nin ifadeleri, Epstein'in 2008 yılında reşit olmayan bir bireyi fuhuşa zorlamaktan hüküm giymesinde önemli rol oynadı. Ancak asıl sarsıcı açıklamaları 2015 yılında geldi. Prens Andrew dahil olmak üzere birçok yüksek profilli ismi cinsel istismarla suçladı.
En tartışmalı iddialardan biri, Prens Andrew ile üç kez cinsel ilişkiye zorlandığı yönündeydi. Giuffre, bu olayların Epstein’in New York’taki evi, Londra’daki bir gece kulübü ve Karayipler’deki özel ada gibi farklı mekânlarda gerçekleştiğini söyledi.
2022’de Prens Andrew ile tazminat karşılığında bir anlaşmaya varıldı. Anlaşmaya göre Giuffre, bir yıl boyunca medyada sessiz kalacaktı. Prens ise iddiaları reddetti ancak kamuoyu baskısıyla York Dükü unvanı başta olmak üzere birçok kraliyet statüsünü kullanmamaya karar verdi.
Giuffre’nin bu süreçteki duruşu, Epstein-Makswell ağıyla mücadelede birçok mağdurun da konuşmasını sağladı. ABD Adalet Bakanlığı, onun verdiği bilgilerle geniş çaplı soruşturmalar yürüttü.
Ölümünden sonra yayımlanan kitap: “Nobody’s Girl”
Virginia Giuffre’nin “Nobody’s Girl” (Hiç Kimsenin Kızı) başlıklı anı kitabı, ölümünden yaklaşık altı ay sonra, 21 Ekim 2025’te kamuoyuna sunuldu. BBC, kitabın yayımlanmadan önceki tam metnine ulaşarak bazı sarsıcı detayları haberleştirdi.
Kitapta Giuffre, Epstein’in lüks villalarında, özel jetlerinde ve Karayipler'deki adasında yaşadığı cinsel istismarları tüm ayrıntılarıyla anlatıyor. Sadomazoşist ilişkilere zorlandığını, bazı anlarda “acıdan bayılmak için dua ettiğini” belirtiyor.
En dikkat çekici bölümlerden biri, Prens Andrew ile yaşadığı cinsel istismar deneyimlerinin detaylandırılması. Maxwell’in kendisini “yakışıklı bir prensle tanışacaksın” diyerek yönlendirdiğini, Andrew’un yaşını doğru tahmin edip "Benim kızlarım senden küçük" dediğini aktarıyor.
Giuffre, yaşadıklarını sadece kişisel bir travma olarak değil, sistematik bir çocuk istismarı ve insan ticareti ağı olarak tarif ediyor. Genç kızların "çocuk gibi" görünmesinin teşvik edildiğini, İngilizce konuşamayan çok sayıda yabancı uyruklu kızın Epstein’in çevresinde bulunduğunu vurguluyor.
Kitapta yer alan bir ifade şu şekilde:
“Onlarla yaşadığım yıllar boyunca beni sayısız zengin, güçlü erkeğe verdiler. Kullanıldım, dövüldüm, boğazım sıkıldı, kanlar içinde kaldım. Gerçekten bir seks kölesi olarak öleceğime inanıyordum.”
“Nobody’s Girl”, sadece Giuffre'nin yaşadığı kişisel trajediyi değil, küresel ölçekte sessiz kalan sistemleri de teşhir ediyor. Kitabın yayımlanması, Prens Andrew’ün kamuya açık geçmişini yeniden gündeme taşırken, Ghislaine Maxwell ve Epstein’in miras bıraktığı karanlık yapının da hâlâ tam olarak çözülmediğini gösteriyor.
 
             
                             
                             
                            




