Manisa, tarih boyunca zengin bir kültürel dokuya sahip olmuş ve bu köklü geçmişi günümüze taşımıştır. Şehrin gelenekleri ve örf-adetleri, yerel halkın yaşam tarzını şekillendiren önemli unsurlardır. Manisa'nın kültürel mirası, hem yerel halkın günlük yaşamında hem de özel törenlerinde kendini gösterir. Peki, Manisa örf ve adetleri nelerdir? Manisa'nın gelenekleri neler? Şimdi, Manisa'nın derinliklerine inerek bu benzersiz gelenekleri ve örf-adetleri keşfetmeye hazır mısınız?

Manisa örf ve adetleri nelerdir?

Düğünler, çiftlerin sosyal ve ekonomik durumlarına, yaşadıkları coğrafyaya göre değişiklik gösterir. Gelenekler zamanla evrilir ve özellikle şehirlerde daha basit bir hal alabilir. Manisa Merkez’de unutulmaya yüz tutmuş eski düğün gelenekleri şu şekildedir:

Erkek tarafı kızın ailesine görücü gönderir. Eğer kız, görücüler tarafından beğenilirse, birkaç gün sonra erkeğin yakınlarından bazıları, kızın evine giderek resmi bir istekte bulunur. Kızın ailesi bir süre düşünme talep eder. Eğer kızın ailesi bu evliliği uygun bulursa, düşünme süresi sonunda erkeğin ailesine, "söz mendili" denilen süslü bir mendil verilir. Ardından, oğlan evine "söz şerbeti" ikram edilir ve nişan günü kararlaştırılır.

Nişan öncesinde, kıza alınan hediyeler "nişan selesi" adı verilen süslü sepetlere konularak kız evine gönderilir. Bu sepetler bir süre sergilenir ve tebrik etmeye gelenlerin görmesi sağlanır. Nişan gününde, erkek tarafı akraba ve yakınlarını toplar ve kızın evine giderek nişan törenini gerçekleştirir.

Manisa'nın gelenekleri neler?

Nişanlılık dönemi boyunca, dini bayramlarda kız evi damada, kurban bayramında ise kız evine gönderilen hediyelere ek olarak süslenmiş bir koç hediye edilir.

Eski düğünler genellikle üç gün sürerdi ve çarşamba, perşembe, cuma veya cuma, cumartesi, pazar günlerine denk gelirdi. Düğünden önce, oğlan tarafı çeyizleri almak için araba gönderir. Kızın arkadaşları veya kardeşleri çeyiz sandıklarının üzerine oturur ve oğlan tarafı bahşiş verene kadar kalkmaz. Çeyiz, gelinin yeni evine serilir ve isteyenler tarafından görülebilmesi için ev ziyaretlerine açık tutulur, buna "çeyiz bakma" denir.

Gelinin evinden ayrılmadan önce, gelin hamamı ve düğün öncesi akşam kına gecesi yapılır. Kına gecesinde kadınlar bir araya gelir ve kızın ellerine kına yakılır. Düğün günü, damat tarafı gelini almak üzere gelir. Gelinin babası, kızın beline altın, gümüş veya kırmızı kurdeleden bir kuşak takar ve gelin, at veya otomobil ile damatın evine götürülür. Gelin, evde yüzü kapalı oturur ve akşam yemeğinden önce, damat gelinin duvağını açarak ona takı adı verilen bir takı takar. Yemekten sonra, damat arkadaşlarıyla birlikte camiye yatsı namazına gider ve dönüşte evin önünde mumlarla karşılanır. Damat eve girerken sırtı yumrukla eve bırakılır.

Kaynak: Haber Merkezi