Tarihin derinliklerine uzanan Mersin'in eşsiz güzelliklerinden biri olan Kanlıdivane Antik Kenti, merak uyandıran bir geçmişe sahip. Peki, bu antik kentin adı nereden geliyor? Arkeoloji meraklılarının sıklıkla sorduğu bu soru, Kanlıdivane'nin kökenini aydınlatmak adına önemli bir anahtar niteliğinde. Tarihi zenginlikleriyle bilinen Mersin'in bu antik kenti, adını hangi tarihi olaylardan veya efsanelerden alıyor? İşte, bu gizemli adın kökenine dair merak uyandıran sorgularla birlikte Kanlıdivane Antik Kenti'nin esrarengiz dünyasına hoş geldiniz.

Kanlıdivane Antik Kenti'nin adı nereden geliyor?

Mersin'in Erdemli ilçesinde yer alan ve tarihi MÖ 3. yüzyıla kadar uzanan Kanlıdivane Antik Kenti, adı ve tarihi geçmişi ile ilginç bir hikayeye sahiptir. Bu antik kentin isminin kökeni ve geçmişi üzerine çeşitli teoriler bulunmaktadır.

Antik kentin günümüze ulaşan bilgilerine göre, MÖ 3. yüzyılda kurulan Kanlıdivane, zaman içinde MS 4. yüzyılda adını Neapolis olarak değiştirmiştir. Victor Langlois tarafından 19. yüzyıl ortalarında keşfedilen kent, daha sonraki yıllarda gerçekleştirilen kazılarla daha fazla ışık altına çıkarılmıştır. Bu kazılar, Semavi Eyice tarafından yönetilmiş ve antik kentin tarihi ve kültürel mirası hakkında önemli bilgiler ortaya çıkarmıştır.

Kanlıdivane, doğal bir çökük olan 30 metre derinliğindeki geniş bir obruk etrafında konumlanmıştır. Bu özellik, antik kentin mimarisine ve topoğrafyasına benzersiz bir özellik katmaktadır. Ayrıca, kentin akustiğinin oldukça etkileyici olduğu bilinmekte ve günümüzde Uluslararası Mersin Müzik Festivali gibi etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.

Antik kentin adı olan "Kanlıdivane"nin kökeni konusunda ise farklı teoriler bulunmaktadır. Semavi Eyice'ye göre, bu ismin iki olası kaynağı vardır. İlk teoriye göre, "kanlı" kelimesi, antik ismi olan "Kanitellis"ten gelmiş olabilir veya obruğun içinde yağmur sularıyla toprak rengine bulanan kabartmaların kırmızıya çalan renginden kaynaklanmış olabilir. "Divane" kelimesi ise burada dağınık olarak yaşayan Türkmen topluluklarının zaman zaman düzenledikleri toplantılardan türemiş olabilir. İkinci teori ise Roma döneminde suçluların obruğa atılıp vahşi hayvanlara yem edildiği için kente "Kanlıdivane" denildiğini öne sürmektedir.

Viktor Langlois'in "Eski Kilikya" adlı eserinde ise "Kanlıdivane" kelimesinin kökeni, Yunanca "Kanytellis" kelimesinin Türkçe'ye benzer bir biçimde dönüşmesine dayanmaktadır. "Kanytellis" kelimesinin "Kanıdeli" veya "Kanlıdeli" haline gelmesi, "Deli" kelimesinin de daha sonra Osmanlıca "Divane" olarak değiştirilmesiyle sonuçlanmıştır. Ayrıca, aynı eserde "Kanlı Delik" adlı bir yerden bahsedilmekte ve bu da obruğun rengi ile uyumlu bir açıklama sunmaktadır.

Kaynak: Haber Merkezi