Türkiye ekonomisinin üretim ve istihdam açısından stratejik sektörlerinden biri olan mobilya sanayisi, son yıllarda giderek derinleşen ekonomik krizle birlikte darboğazdan geçiyor. Yüksek enflasyon, döviz kurlarındaki dalgalanma, kredi faizlerindeki artış ve iç-dış talepte yaşanan daralma; sektörde üretimi yavaşlatırken birçok işletmeyi ayakta kalma mücadelesine zorladı. Temel hammaddelerdeki yüksek fiyatlar ve enerji maliyetlerinin yanı sıra finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar, sanayicinin yatırım yapma isteğini neredeyse tamamen ortadan kaldırdı. Küçük ve orta ölçekli üreticiler nakit akışını yönetemez hale gelirken, sektör genelinde üretim kapasitesi düşüyor, istihdam riske giriyor.
‘Sektör tehdit altında’
Mobilya sektöründe üretimin ciddi biçimde yavaşladığını aktaran Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Davut Karaçak, “Yatırım eğilimi çok azaldı ve birçok firma krediye erişim zorluğu nedeniyle faaliyetlerini sürdürmekte zorlanıyor. Maliyet artışları ile finansmana erişimdeki kısıtların birleşmesi sektörü kırılgan hale getirdi. Türkiye’de 45 binden fazla mobilya üreticisi firma bulunuyor. Bu firmalar doğrudan 244 binin üzerinde kişiye istihdam sağlıyor. Ancak artan üretim maliyetleri, daralan iç ve dış talep ile yüksek faiz oranları, sektörün sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Özellikle son 2 yılda derinleşen ekonomik sorunlar, birçok sanayicinin üretimden uzaklaşmasına yol açtı. Mobilya sanayisi yalnızca iç pazara değil, ihracata ve istihdama da katkı sunuyor. Sektör görmezden gelinirse, sadece firmalar değil, binlerce işçi de işsiz kalabilir. Üretim gücümüzü kaybedersek, ithalata daha fazla bağımlı hale geliriz” dedi.
Küçülme gündemde
Mobilya sektörünün, Türkiye sanayi üretimi içinde yüzde 9,9’luk payıyla önemli bir konumda yer aldığını aktaran Karaçak, “2024 yılı itibariyle sektörün üretim hacmi 280 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Ancak bu büyüklüğe rağmen, sektördeki firmaların büyük bölümü yeni yatırımlardan kaçınıyor. Üretici firmalar artık büyümeyi değil, ayakta kalmayı hedefliyor. Çünkü yatırım yapmak, bu maliyet ortamında göze alınabilir bir risk olmaktan çıktı. Enerji, arsa ve iş gücü maliyetlerindeki sürekli artış, özellikle küçük ve orta ölçekli firmaları zorladı. Özellikle Anadolu’daki üretim merkezlerinde, yüksek kira ve enerji faturalarının işletme giderlerinin büyük kısmını oluşturuyor. Sanayici, yatırım iştahını kaybetti” diye konuştu.
‘Alacaklar takibe düşüyor’
Üretimdeki yavaşlamaya paralel olarak, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin mali yapısının da ciddi şekilde bozulduğunu aktaran Başkan Davut Karaçak, “Son bir yılda mikro işletmelerde takibe düşen alacak oranı yüzde 78, küçük işletmelerde yüzde 92, orta boy işletmelerde ise yüzde 98’e ulaştı. Bu artışlar, reel sektörün nakit akışında büyük sıkıntılar doğuruyor. KOBİ’ler açısından finansmana erişim, mevcut durumda neredeyse imkânsız hale geldi. Yüksek kredi faizleri nedeniyle işletmeler bankalardan kredi kullanamıyor; kullandıkları kredi ise kısa vadeli ve yüksek maliyetli oluyor. Bu da hem üretimi hem istihdamı baskı altında bırakıyor. 2024 yılı itibariyle ihracatta yüzde 7’ye varan düşüş kaydedildi. Her ne kadar mobilya sektörünün e-ticaret içindeki payı 750 milyon dolar düzeyine ulaşmış ve dolar bazında yıllık yüzde 30 büyüme gösterse de, bu gelişme ihracattaki düşüşü telafi edemiyor” ifadelerini kullandı.
‘Kredi ve teşvik şart’
Sadece enflasyon ve kur artışlarıyla değil, krediye ulaşamamakla da boğuşan sanayicilerin, giderek üretimden çekilme noktasına geldiğini söyleyen Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Davut Karaçak, “Sektörün ayakta kalabilmesi için yapısal adımların atılması şart. Mobilya sektörüne özel kredi ve teşvik mekanizmalarının oluşturulması, yerli hammadde üretiminin teşvik edilmesi ve fiyatlarının makul seviyelere çekilmesi, vergi düzenlemelerinde sektörün ihtiyaçlarını gözeten reformların yapılması, KOBİ’lerin finansal sürdürülebilirliğini koruyacak ödeme garantili destek sistemlerinin kurulması gerekiyor” dedi.