1980’lerin alternatif müzik sahnesine yön veren The Smiths’in solisti Morrissey, üzerinden yıllar geçse de hem şarkılarıyla hem de çıkışlarıyla kültürel tartışmaların merkezinde.
Morrissey kimdir?
Steven Patrick Morrissey, İngiliz müzik tarihine damga vurmuş şarkıcı ve söz yazarıdır. Hem The Smiths grubunun unutulmaz vokali, hem de solo kariyerindeki tartışmalı ve çarpıcı üretimleriyle tanınır.
Manchester’da İrlandalı Katolik bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Morrissey, annesiyle yakın, babasıyla ise mesafeli bir bağ kurdu. Ergenliğinde kendini yalnız hisseden sanatçı, bu boşluğu müzik ve edebiyatla doldurdu. 60’ların kadın vokalleri ve Oscar Wilde eserleri, onun estetik dünyasını şekillendirdi. 1970’lerin sonlarında punk sahnesine ilgi duydu, The Nosebleeds ve Slaughter & the Dogs gibi gruplarla kısa süreli denemeler yaptı.
The Smiths: Kısa ama efsanevi
1982’de gitarist Johnny Marr ile kurduğu The Smiths, 80’lerin en özgün gruplarından biri oldu. Synthesizer’ın yükselişte olduğu dönemde, yalnızca gitar-bateri-bas üçlüsüyle yalın ama çarpıcı bir sound yarattılar. Morrissey’in melankolik sözleri ve türküyü andıran vokal tarzı, genç kuşakların kimlik arayışına tercüman oldu. Ancak Marr ile yaşanan ego çatışmaları, grubun yalnızca dört albüm sonrası 1988’de dağılmasına yol açtı.
Solo Kariyerin Başlangıcı
Smiths sonrası Morrissey, Stephen Street prodüktörlüğünde 1988’de yayımladığı Viva Hate albümüyle solo yolculuğa çıktı. Albümün hit şarkısı Suedehead, Smiths’in single’larını bile geride bırakan bir başarı yakaladı. Ancak politik göndermeler ve sivri sözler, onu sık sık basın ve siyasetçilerin hedefi yaptı. Yine de Morrissey’in sahnedeki enerjisi ve kendine özgü tavrı, onu İngiltere’nin en çok konuşulan sanatçılarından biri haline getirdi.
90’lar: Yükseliş ve tartışmalar
1992 tarihli Your Arsenal ve 1994’teki Vauxhall and I, hem ticari hem de sanatsal açıdan kariyerinin zirvelerindendi. Morrissey’in şarkılarında işçi sınıfının zorlukları, İngiliz kimliğinin sorgulanması ve bireysel yalnızlık temaları öne çıktı. Fakat aynı dönemde sahnede İngiliz bayrağına sarılması ve şarkılarındaki bazı ifadeler, onu ırkçılık tartışmalarının odağına taşıdı. Bu dönem, sanatçının naif imajdan daha sert, maskülen bir tarza evrilmesiyle de hatırlanır.
2000’ler ve geri dönüş
2004’te yayımlanan You Are the Quarry, Morrissey’in sessizlik yıllarını sonlandırdı ve büyük bir geri dönüşe imza attı. Irish Blood, English Heart gibi parçalar, sanatçının hâlâ provokatif ve güçlü bir kalem olduğunu kanıtladı. Ardından gelen Ringleader of the Tormentors (2006) ve Years of Refusal (2009), Morrissey’in hâlâ sahneye ve stüdyoya hükmedebildiğini gösterdi.
2010’lu ve 2020’li yıllarda yayımladığı albümler (World Peace Is None of Your Business, Low in High School, I Am Not a Dog on a Chain) Morrissey’in üretkenliğini sürdürdüğünü gösterdi. Ancak hem müzikleri hem de açıklamalarıyla sürekli tartışma yaratan sanatçı, hâlâ hayranları için bir “kült figür”, eleştirmenler içinse bir “tartışma odağı” olmaya devam ediyor.
Diskografi
- Viva Hate (1988)
- Your Arsenal (1992)
- Vauxhall and I (1994)
- You Are the Quarry (2004)
- Ringleader of the Tormentors (2006)
- I Am Not a Dog on a Chain (2020)
- Without Music the World Dies (2023)