Darp edilerek öldürülen gazeteci Hakan Tosun’un kız kardeşi Öznur Tosun, soruşturmanın seyrini değiştirebilecek açıklamalarda bulundu. Peki, öldürülen gazeteci Hakan Tosun'un kız kardeşi Öznur Tosun kimdir?
Öznur Tosun kimdir?
Gazeteci Hakan Tosun’un kız kardeşi olan Öznur Tosun, kardeşinin vahşice öldürülmesinin ardından kamuoyuna yaptığı açıklamalarla dikkat çekti. Ailesinin sessizliğini bozan ve süreci kararlılıkla takip eden isim olarak öne çıkan Öznur Tosun, olayın üstünün örtülmeye çalışıldığını düşünüyor. Her ne kadar mesleki ya da kişisel geçmişi hakkında kamuoyuna açık detaylı bilgiler bulunmasa da, cinayetin perde arkasına dair yürüttüğü mücadeleyle güçlü bir toplumsal ses haline gelmiş durumda.
“Bu bir tesadüf değil, planlı bir cinayet”
Öznur Tosun’a göre, Hakan Tosun’un maruz kaldığı saldırı sıradan bir sokak şiddeti ya da anlık bir öfkenin sonucu değil. Açıkça ifade ettiği üzere, bu olayın arkasında planlı ve organize bir yapı var. Görüntülerin basına yansıyan kısmıyla emniyet ifadeleri arasında büyük çelişkiler olduğunu vurgulayan Tosun, “Önce darbedildi, sonra dönüp yeniden saldırdılar. Bu kadar öfke tesadüf olamaz. Hedef belliydi: Onu susturmak” diyerek sürecin karanlık yönlerine dikkat çekti.
“O Gece Bir Şeye Tanık Oldu”
Kardeşinin çevresine, doğaya ve topluma duyarlı biri olduğunu belirten Öznur Tosun, olayın yaşandığı gece Hakan Tosun’un bir suç anına ya da yasa dışı bir alışverişe tanıklık etmiş olabileceğini öne sürüyor. “Kamerası hep açıktı. Her şeyin farkında olan biriydi. Orada bir şey mi yaşandı, bir şeyi mi görüntülemek istedi?” diyerek, cinayetin arkasında başka gerçekler olabileceğini ima ediyor. Bu nedenle olayın sadece iki genç faille açıklanamayacağını savunuyor.
“İki kişi değil, üç kişiydiler”
Olayla ilgili kamuoyuna servis edilen görüntülerin eksik ve kesilmiş olduğunu da ifade eden Tosun, saldırganların aslında üç kişi olduğunu belirtiyor. Bu bilgi, resmi açıklamalarda geçen “iki tutuklu” bilgisini sorgulatıyor. Öznur Tosun, “Görüntülerde abim yalpalıyor, çünkü ilk darbeyi alıyor ama sonra bir kez daha saldırıya uğruyor. Yürümekte zorlandığı net. Bu saldırı organizeydi” diyerek dosyanın aydınlatılması için kamuoyuna çağrı yapıyor.
“İki saatlik karanlık ve şüpheli hastane seçimi”
Tosun’un en fazla üzerinde durduğu konulardan biri de, olay anı ile hastaneye ulaştırılma süreci arasındaki iki saatlik boşluk. Hakan Tosun’un gece 22:30’da metrobüse bindiğini ve normal şartlarda en geç 23:20’de evinde olması gerektiğini söyleyen Tosun, kardeşinin hastaneye 02:00’de götürüldüğünü belirtiyor. “O sırada en az üç hastane daha yakındı. Neden daha uzak bir yere götürüldü? Beyin kanaması geçiren biri neden bekletildi? Bu soruların cevabını almak istiyoruz” diyor.
“Korunmuyoruz, tehdit ediliyoruz”
Aile yalnızca adalet aramakla kalmıyor, aynı zamanda güvenlik endişesiyle de mücadele ediyor. Mahalledeki bazı tanıkların tehdit edildiğini, kendisinin de can güvenliğinden endişe ettiğini açıklayan Öznur Tosun, bu nedenle taziyeyi aile evinde değil Nurtepe Cemevi’nde düzenlediklerini belirtti. “Polisin beni korumak isteyeceğini sanmıyorum” diyerek sistemin koruma refleksine güven duymadığını ifade etti.
“Kim koruyor bu insanları?”
Öznur Tosun’un açıklamalarının merkezinde, olayın failleri kadar, onları koruyan olası yapılar da var. “O 18 ve 24 yaşındaki gençlerin arkasında kim var? Onlar kimin maşası? Bu insanlar neden korunuyor?” sorularıyla adalet sistemine ve yürütülen soruşturmaya açık mesaj gönderiyor. Dosyada eksik bırakılan her ayrıntının peşine düşeceklerini söyleyen Tosun, “Her sorunun cevabını alacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” diyerek kararlılığını ortaya koyuyor.