Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Özel, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli'nin grup toplantısında yaptığı İmralı çağrısını değerlendirdi.
CHP lideri, "Toplumsal mutabakata dayalı olacaksa varız ancak bir kırmızı çizgimiz var. Şehit ve gazi ailelerinin rızası. Şehit aileleri ve gazilerin gözünün içine bakamayacağımız hiçbir şeye 'evet' demeyeceğiz. Bizim çizgimiz budur" ifadelerini kullandı.
Özel’in açıklamaları, siyasi gündemde hareketliliğe neden olurken, grup toplantısında yaptığı açıklamaların satırbaşları şöyle: "Bu hafta sonu Saadet Partisi kongresini gerçekleştirdi. Sivas’a önemli hizmetleri olmuş olan Millet İttifakı sürecinde önemli katkılar yapan, Sayın Karamolloğlu’na bundan sonraki hayatında sağlık diliyoruz
"68 YIL SONRA ÖĞRETMENLERİN TAMAMI ATANACAK"
Geçtiğimiz pazar günü Öğretmenler Günü'ydü. Hep birlikte Anıtkabir'de, Başöğretmen'in huzurundaydık. Ardından öğretmenlerimizi genel merkezimizde ağırladık. Öğretmenlerin, emekli öğretmenlerin, atanmayan öğretmenlerin ve eğitim sistemindeki sorunları konuştuk. Bu memleketi 68 bin atanmamış öğretmeni kabul edilemez bulup, madem öyle niye okuttunuz diyenlerin, şu anda 1 milyonun üzerindeki öğretmenin hayalleriyle oynadıklarını, atamadıklarını ve daha kötüsü diplomalarını ellerinden almaya kalktıklarını, kurdukları Milli Eğitim Akademisi ile orada eğitim aldıktan sonra ancak yılda 20-25 bin atama olabileceğini, yani hiç yeni öğretmen mezun olmasa bu hesapla 68 yıl sonra ancak öğretmenlerin tamamını atayacaklarını söyleyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu iktidar geldiğinde en düşük öğretmen maaşı 23 çeyrek altın satın alabilirken, bugün 8 çeyrek altın alabiliyor. Yani bu iktidar, bir öğretmenin maaşından 15 çeyrek altın, bugünkü parayla 75 bin lira çalmış.
Bütçe görüşülüyor, Meclis'in bütçesi de geçti komisyondan. Ve ayın 9'undan itibaren Meclis, bütün Türkiye'nin gözü üzerinde olacak şekilde Genel Kurul'da bütçe görüşmelerini yapacak. İlk gelecek bütçe, Meclis'in kendi bütçesi. Sayın Numan Kurtulmuş, gelip Meclis'in bütçesini savunacak. Sayın Kurtulmuş'un, verdiği bir sözü tutarak tarihe geçmesini bekliyoruz. Çok kişi bilmez, bu Meclis'te emek sömürülerinin en büyüğü yaşanıyor. Aynı işi 4 farklı statüdeki kişi yapıyor, 4 farklı maaş alıyor. Ama en kötüsü de Meclis'te çalışan danışman arkadaşlarımız kıdem tazminatı alamıyorlar, ihbar tazminatı alamıyorlar.
"MECLİS BAŞKANI'NA ÇAĞRI"
Bir danışman arkadaşımız, bugün seni işten çıkardım dendiği anda işten çıkmış oluyor. Ve ödenecek taksidi, borcu, kredi kartı, kirası varken, ortada kalıyor. Ve onun yeniden bir iş bulması çok zor bir iş. Ve hiç olmazsa, 2 ay olsun, bu süreçten yararlanma imkanı da yok. Ve 10 yıl, 20 yıl çalışsın Meclis'te, ayrılırken kıdem tazminatı yok. Her Meclis Başkanı, geldikten sonra emekçi sendikaları gidip konuşuyor, 'Ben bunun böyle olduğunu bilmiyordum' diyorlar, hak veriyorlar, 'çözelim' diyorlar. Meclis başkanları değişiyor, ritüel değişmiyor. Numan Bey'in bu konuda verilmiş sözü var. Hiçbir parti grubunun da itiraz edeceğini düşünmüyoruz. Meclis'teki danışman arkadaşlarımız ve eşitsizliğe uğrayan tüm emekçi arkadaşlarımız için hep birlikte bu sorunu çözmek için Meclis Başkanı'nın bir adım atmasını bekliyoruz.
Yerinde dönüşüm için 750 bin lirası hibe 750 bin lira kredi desteği vardı. Bugünkü fiyatlarla ev yapmak mümkün değil. CHP olarak bu evlerin ücretsiz yapılmasını savunuyorduk. Keşke 2 milyonu hibe, 1 milyonu kredi olsa çok daha iyi olur.
DEPREMZEDELER UNUTULMADI
Ekonomi heyetimiz, Türkiye'yi karış karış dolaşıyor. Ekonomi kurmaylarımız, güçlü bir ekip, milletvekilleri, PM üyelerimiz, Genel Başkan Yardımcılarımız ve danışman kadrolarıyla çok güçlü bir ekip geziyorlar. Sayın Yalçın Karatepe ve Volkan Demir başkanlığındaki ekonomi takımımız bu hafta Gaziantep, Malatya, Kahramanmaraş ve Samsun'daydı. Özellikle deprem bölgesindeki üç ilde yaptıkları çalışma sonrasında bize ulaştırdıkları rapora göre; ilk yapılması gereken mücbir sebep uygulamasının yeniden uzatılması. Burada evinden yarım ekmek yapıp getiren, çayı ayağının dibinde demleyen, halen daha konteynerde kalan esnafa vergi vereceksin, beyanname düzenleyeceksin diyorlar. Bu doğru değil. Halen daha siftahsız kapatılan dükkanlar varken, bu mücbir sebebin her sefer tartışma konusu olup 3 ay uzatılması yerine, 3 yıllığına uzatılması bütün esnaf ve esnaf örgütlerinin talebidir. Bunu böyle bekliyoruz. Rezerv alan sorunu bütün deprem bölgesinde sürüyor. Az hasarlı yapıları onarıp içine geçebilirsin dediler. Kredi çekildi, borç alındı; şimdi, biz orayı rezerv alan ilan ettik, senin evini yıkacağız diyorlar. Bu sorunların ortadan kaldırılması gerekiyor. Sayın Erdoğan 'Bir yılda 650 bin konut yapacağım' dedi. Sırf vatandaşı kandırıp seçimi kazanmak için ısrarla söylediler. Sonuç, şu ana kadar 130 bin konut teslim edildi. 9-10 yılda tüm depremzedelerin eve geçmesi hesaplanıyor. Bu kabul edilebilir değil. 2 yıl sonra 5 depremzeden 4’ü çadırda kalıyor. Deprem bölgesinde herkes mağdur, en çok da Hatay mağdur.
ÇAYIRHAN'DAKİ MADENCİLERİN DİRENİŞİ
Madenciler haklarını arıyor, o mücadele çok önemli. 1987’de devlet hem santrali hem madeni açtı orada. 4 Aralık’ta yeniden özelleştirecekler. 17 şirket kıyasıya yarışacak ama kimin tarafından alınacağı herkes tarafından biliniyor. Utanmasalar kırmızı kurdele takacaklar. Mesele şu, biz 2020 yılında altın yumurtlayan tavuğu kesmişiz, Tayyip Bey diyor ki bir daha keselim. Bırakın devlet, millet, işçi kazansın.
MURAT KURUM HATIRLATMASI
Nallıhan’a dayanışmaya giden herkesi tebrik ediyorum. Sonuna kadar bu mücadeleyi destekliyorum. Erzincan İliç’te 9 kardeşimiz gitti. Heyet, bilirkişi dedi ki ‘Faciada kapasite artış raporu verenler bu işten suçludur’ dedi. Raporun altından Murat Kurum’un imzası çıktı. Birinci bilirkişi Murat Kurum’u sorumlu tutunca, ikinci bilirkişi 'sorumluluk yok' dedi. Murat Kurum’u kurtardı. İki rapor taban tabana zıt. 9 işçinin iki eli öbür dünyada yakanızdadır.
Yaptırın anketi, millet bizim gibi mi düşünüyor sizin gibi mi. Hodri Meydan, sen mi doğru diyorsun biz mi? Millet sen gibi mi biz gibi mi düşüyor.
"KIRMIZI ÇİZGİMİZ VAR"
Toplumsal mutabakata dayalı olacaksa varız ancak bir kırmızı çizgimiz var. Şehit ve gazi ailelerinin rızası. Şehit aileleri ve gazilerin gözünün içine bakamayacağımız hiçbir şeye 'evet' demeyeceğiz. Bizim çizgimiz budur.
28 gün sustum, be utanmazlar, Allah’tan korkmazlar. Sandınız ki Akın Gürlek’e laf etmeyeceğim. Bu ülkede adalet bakanlığı makamında oturan kişi Çarşamba günü tekrar görüşeceğim diyorsun ya yazıklar olsun."